Sağlanan desteklerin nerede ise tamamı kurtuluştan sonra sahiplerine geri ödenmiştir. Günümüz egemenlerinin iban numarası vermeleri ile hiç ama hiç ilgisi yoktur…

Tekâlif-i Milliye Emirleri 100. yaşında…

Efendim, ateşle barutun dans ettiği, kızılca kıyamet günleridir.
Anadolu ve Trakya topraklarının nerede ise tamamı işgal altındadır.
Bu yetmiyormuş gibi iç isyanlar da pıtrak gibi ortalığı kasıp kavurmaktadır.
Meclisin Kayseri’ye taşınması dahi konuşulmaktadır…
Türk Ordusu Sakarya ırmağının doğusuna çekilmiştir…

5 Ağustos 1921 günü Büyük Millet Meclisi, bütün yetki ve sorumluluğu tek elde toplama amacıyla Başkomutanlık Yasası'oy birliği ile kabul eder. Böylece Meclis, üç ay süreyle bütün yetkilerini Başkomutan seçtiği Mustafa Kemal Paşa’ya devrediyordu. Artık O, bir yasa yapıcıdır. Vereceği her emir birer yasa sayılacak, derhal yürürlüğe girecek ve uygulanacaktır.

Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlık Yasası’nın yürürlüğü girmesinden iki tam gün sonra Tekâlif-i Milliye Emirleri’ni günümüz Türkçesi ile Ulusal Yükümlülük Emirlerini çıkarmıştır.

7-8 Ağustos 1921’de 10 ayrı konuda 10 madde halinde yayınlanan bu emirler, telgraflarla yurdun dört bir yanına ulaştırılmış ve uygulamaya geçilmiştir. Halka duyurulması ise Ankara’da basılan Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi aracılığıyla olmuştur.

Hâkimiyet-i Milliye'nin Tekâlif-i Milliye emirlerini duyurduğu “Başkumandanımızın Ordu ve Millete Beyannamesi” başlıklı 7 Ağustos 1337 (1921) tarihli yazı.

Unutulmamalıdır ki bu emirler “topyekûn bir kurtuluş savaşı için” büyük bir hazırlıktır. Unutulmamalıdır ki; bu emirler aynı zamanda emperyalizmin kucağındaki Osmanlı Sarayına karşı da çıkarılmıştır.

Ve yine unutulmamalıdır ki; sağlanan desteklerin nerede ise tamamı kurtuluştan sonra sahiplerine geri ödenmiştir. Günümüz egemenlerinin iban numarası vermeleri ile hiç ama hiç ilgisi yoktur…

Zorlu süreci iyi öğrenmek, tarihi fotoğraflarla da görsel hafızayı canlandırmak için Mülkiyeli üstadımız rahmetli Alptekin Müderrisoğlu’nun özellikle Yoksulların Zaferi: Fotoğraflarla Kurtuluş Savaşının Maddi ve Mali Kaynakları başlıklı 316 sayfalık kitabını okumak lazım gelir.i

Gelin o on maddelik emirlere biraz yakından bakalım:

  1. Her ilçede kaymakamın başkanlığında mal müdürü ve ilçenin en büyük askeri amiri ile idare meclisi, belediye ve ticaret odalarının seçtikleri üyelerden oluşan Tekâlif-i Milliye Komisyonları (Milli Yükümlülükler Komisyonları) kurulacaktır. Bu komisyonlara o yörenin Müdafaa-i Hukuk Dernekleri merkez kurulundan iki üye ile köylerde imamlar ve muhtarlar tabii üye olarak katılacaklardır. Tekâlif-i Milliye Komisyonları derhal toplantılara başlayacak ve hiçbir komisyon üyesine hizmetleri karşılığı ücret ödenmeyecektir. Ayrıca her komisyon iki ay süre ile askeri hizmetleri ertelenmek üzere altı memur çalıştıracaktır.
  2. Kentler, kasabalar ve köylerdeki her ev, birer kat çamaşır (külot, fanila veya benzeri iç giyim), birer çorap, birer çift çarık hazırlayacak, belirli süre içinde komisyona teslim edecektir. Ordu ihtiyaçlarında kullanılacak bu giyeceklerin, yöresel özellikler göz önünde tutularak hazırlanmasına dikkat edilecektir.
  3. Tüccar ve halk elinde bulunan çamaşırlık bez, Amerikan patiska, yıkanmış veya yıkanmamış yün ve tiftikle, erkek elbisesi yapımına yarayan her türlü yazlık ve kışlık kumaş, kösele, taban astarlığı, sarı ve siyah meşin sahtiyan mamül veya yarı mamül çarık, fotin, demir kundura çivisi, kundura ve saraç ipliği, nal, nal yapımında kullanılan demir, yem torbası mıh, yular, belleme, kolan, kaşağı, gebre, semer ve urganların yüzde kırkı Tekâlif-i Milliye Komisyonlarına teslim edilecektir. Teslim edilen malların bedelleri daha sonra devlet tarafından ödenecektir.
  4. Tüccar ve halkın elinde bulunan mevcut buğday, un, saman, arpa, kuru fasulye, bulgur, nohut, mercimek, koyun, keçi, kasaplık sığır, şeker, gazyağı, pirinç, sabun tereyağı, zeytinyağı, tuz, çay ve mum stoklarının yüzde kırkına ordu adına el konulacaktır. El konulan malların bedelleri daha sonra devlet tarafından ödenecektir.
  5. Ordu içinde alınan taşıt araçlarının dışında halkın elinde kalan her türlü taşıt aracıyla (at arabası, yaylı, öküz arabası, kağnı, at, eşek, katır, deve, kamyon, kamyonet, motorlu tekne, taka) halk ayda bir kez olmak ve yüz kilometreyi aşmamak şartıyla orduya ait malları istenen yere kadar taşıyacaktır. Taşıma hizmetleri parasız yürütülecek, kimseye ücret ödenmeyecektir.
  6. Ülkeyi terk etmiş olanların hazineye geçmiş olan mallarından ordu ihtiyacını karşılamaya yarayacak olanlara el konulacaktır.
  7. Halkın elinde bulunan savaşta yararlanılabilecek her türlü silah ve cephane, en çok üç gün içinde Tekâlif-i Milliye Komisyonlarına teslim edilecektir. El konulan silah ve cephane için ücret ödenmeyecektir.
  8. Halkın, tüccarın ve nakliyecilerin elinde bulunan benzin, vakum, gres yağı, makina yağı, don yağı, saatçi ve taban yağları, vazelin, otomobil lastiği, kamyon lastiği, lastik yapıştırıcısı, solüsyon, buji, soğuk tutkal, Fransız tutkalı, telefon makinası, kablo, çıplak tel, pil, tecrit edici madde ve bunlara benzer malzeme ile sülfirik asit stoklarının yüzde kırkına ordu adına el konulacaktır. Alınan mal ve malzemenin bedelleri daha sonra devlet tarafından ödenecektir.
  9. Demirci, marangoz, dökümcü, tesviyeci, saraç ve araba yapan esnaf ile imalathaneler tespit edilecek, bunların üretim, onarım ve yapım kapasiteleri hesaplanacaktır. Ayrıca süngü, kılıç, mızrak ve eğer yapabilecek zanaatkârlar da aranıp belirlenecektir. Söz konusu edilen esnaf, imalathane ve zanaatkârlar savaş araç ve gereçleri üretimi, onarım ve yapımı ile görevlendirilecektir. Sürekli görevlendirileceklere geçimlerine yetecek ücret ödenecektir.
  10. Daha önce halka bırakılmış olan dört tekerlekli yaylı araba, dört tekerlekli at ve öküz arabalarının bütün donatımları ve hayvanları dâhil olmak üzere yüzde yirmisi, binek atı, top çekebilecek hayvanlar, yük taşıma atı, katır, eşek ve develerin yüzde yirmisi ordu adına alınacaktır. Bütün bu alınanların bedeli daha sonraları devlet eliyle ödenecektir.

***

Kurtuluş Savaşı biterken Anadolu toprakları, Savaşı, ölümü, ihaneti görmüş. Direnci, dayanışmayı ve dostluğu geçirmiş ve yaralı, yoksuldu ama Özgür, Bağımsız, Eşit ve Onurlu bir ülkedir…

İşte bu ülkenin ilk Diyanet İşleri Başkanlığı’na savaş boyunca Ankara Müftüsü olan Rıfat Börekçi atanır. Rıfat Börekçi, Tekâlif-i Milliye kapsamında bir kese altın vermiştir. Zafer sonrasında karşılığı kendisine gönderilir. “Ben o parayı kara gün için biriktirmiştim. Kara gün geldi, kullanıldı. Artık kara günler son buldu” diyerek iadeyi kabul etmez. Tıpkı günümüzdeki gibi değil mi?

Sapla, saman birbirine karıştırılmamalıdır. Önce ciddi bilgi sahibi olunmalı, 100 yıl öncesi hatırlanmalı ve HAKİKATE SAYGIDA KUSUR EDİLMEMELİDİR!

Mustafa Kemal Paşa’nın Tekâlif-i Milliye kararları sırasında, Ankara'da ikamet ettiği tren garındaki odası.