Kadir Sev Anayasa Mahkemesi'ne uygunluğu yazdı.

Soruşturmanın anayasaya uygun olanı

Sırf iş istiyoruz diye, ortada herhangi bir suç olmamasına karşın, ana; baba; kardeş; eş ve çocuklarımızla birlikte, her yıl yüz binlercemizi soruşturmalardan geçiren bir Devletin yurttaşlarıyız ne yazık ki!

Ve ne yazık ki; bu işi Anayasaya uygun yapın bari demekten başka bir talebimiz yok. Ne hakla! Diyemiyoruz.

Anayasa Mahkemesi, kişisel veriler yeterince korunursa Anayasaya aykırılık oluşmaz diye kararlar veriyor. Devletin, istihdam edeceği personeli seçme hakkı olduğunu vurguluyor. Görevin gerektirdiği niteliklerle neden yetinilmiyor? Neden bütün sülalesi hakkında soruşturma yapılıyor? Gibi soruların hukuk ve adalet kavramlarıyla ters düşmeyecek bir yanıtı yok. Yanıt, Anayasa Mahkemesi kararlarında da verilmiyor. Biz uyduralım; “kendisi iyi olabilir ama bakalım çevresi de öyle mi?” desek nasıl olur. Daha tutarlısını bulamazsınız. Ancak sorunlu; suçların şahsiliği ilkesine takılıyor. Anayasa Mahkemesine göre, soruşturma ceza vermek amacıyla yapılmadığı için suçların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşmuyor. Mahkeme belki haklı. Ancak mantık oyunuyla sağlanan bu “haklılığın”, işin gerektirdiği bütün nitelikleri taşıyan bir gencimizin işsiz kalmasına yol açtığını unutmayalım.

Kamuda, memur, işçi ve sözleşmeli statüde çalışmak için her başvuran hakkında arşiv araştırması yapılıyor. Arşivlerden adli sicil kaydı çıkarılıyor; kolluk güçlerince aranıp aranmadığına; kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığına; kamu görevinden/memurluktan çıkarma cezası alıp almadığına bakılıyor. Hakkında kamu davası açılması ertelenmiş ya da hükmün açıklanması geri bırakılmış bir karar var mı? Araştırılıyor. Buraya kadar neyse diyelim ama Teklifin 4’üncü maddesindeki şu kurala anlam verebilmek kolay değil; “…kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olgular(…) mevcut kayıtlardan tespit edilir.” Olgudan ne anlatılmak isteniyor? Henüz sonuçlanmamış soruşturmalardan yola çıkarak kamuda çalışma nasıl yasaklanabilir? Sonuçlanmış bile olsa mahkeme kararına dayanmayan idari işlemlere nasıl geçerlilik kazandırılabilir? Gibi bir dizi gariplik karşısındayız.

Güvenlik soruşturması daha beter. Üstelik yalnızca kamuda değil, kamu ile iş yapan özel şirketleri de kapsıyor. Eğer yapılan iş gizlilik içeriyorsa arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yaptırmadan işçi çalıştırması yasak.

İşe alınabilmeniz için; “görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerin” olumlu olması gerekiyor. Kolluk güçleri, yerinde inceleyip “terör örgütleriyle irtibat ve iltisak içinde olduğunuzu” ya da sizin ve yakınlarınızın yaşam biçiminin görevinizi yapmanızı olumsuz etkileyeceğini düşünüyorsa açıktasınız demektir…

Teklife göre kolluk güçleri bu bilgileri derleyip kurumlarca oluşturulan Değerlendirme Komisyonlarına “yorumsuz olarak” bildirecek, Komisyonlar da gerekçeli raporlarını yazıp atamaya yetkili amire, daha doğru deyişle Cumhurbaşkanına verecek.

Gizlilik içeren birimler, yasa teklifinde belirtilmemiş. Bu yüzden de hangi görevler için yapılacağı belirsiz.

Üst Kademe Kamu Yöneticileri için böyle bir belirsizlik yok: Üst kademe kamu yöneticileri 3 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesinde sayılıyor. Bakan yardımcılarından, Diyanet İşleri, TÜİK, SPK, BDDK gibi kurumların yöneticilerine değin başkan-genel müdür sıfatı taşıyan herkes bu süreçten geçmek zorunda. Bakanlar da üst düzey yönetici sayılmalı ama nedense onlar CBK’da yer almadığı için böyle bir zorunluluk getirilmemiş.

Teklifte gizlilik içeren birimler diye bir kavram kullanılıyor ama bunun ne anlama geldiği açıklanmamış. Askeri ve istihbarat bilgilerinin olduğu birimleri saptamak zor değil. Ancak teklifte; “kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün iç ve dış menfaatlerin  varlığını ve bütünlüğünün zarar görebileceği… bilgi ve belgeler” sözleri işi biraz karıştırıyor. Merkez Bankası, SPK, BDDK, TÜİK gibi birimlerde çalışacak personelin de güvenlik soruşturmasından geçirilmesi gerekebilir.

Son birkaç söz daha edelim. Yasa Anayasaya uygun olsun diye iki  yıl içinde kayıtlar silinir…kötüye kullananlar cezalandırılır…gibi bir dolu söz ediliyor. Boş verin bunları. Onca bilgi çöpe atılacak değil ya!..