"İnsanlıklarını kaybettiler diyemiyoruz, bu düzenin gerçek yüzleri onlar, daha iyi tanımamız için ellerinden geleni yapıyorlar."

Siyasi rant ve Narin…

8 yaşında bir çocuk, Narin…

Arkasından konuşmak da, yazmak da o kadar ağır ki.

Üzerimizde sorumluluk hissediyoruz, bu koyu karanlığı henüz yenememiş olmanın ağırlığını. Biliyoruz ki, hissetmeyenler çoktan insanlığını yitirmiş olanlar.

Ve maalesef biliyoruz, bu ülkede o kadar çok Narin var ki, tarikat ve cemaatlerin cenderesine, gericiliğin cenderesine sıkışmış o kadar çok Narin var ki…

Artık öfkenin daha da büyümesinden, bunun gerçekten bu karanlığı yıkmak için harekete geçmesinden başka bir çıkış yok.

8 yaşında bir çocuk ölüyor, bir milletvekili çıkıp “aileyi tanıyoruz, dostumuz” diyebiliyor.

Bir diğeri hiç utanmıyor, yüzü de kızarmıyor ve Narin’in cenazesinde “poz” veriyor!

İkisi de aynı partiden, iktidar partisinden isimler.

İnsanlıklarını kaybettiler diyemiyoruz, bu düzenin gerçek yüzleri onlar, daha iyi tanımamız için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ve yine hiç utanmadan çıkıp, “kamuoyunun hassasiyetlerinin belli çevrelerce kullanılarak konu üzerinden siyasi ve ideolojik rant devşirilmeye çalışıldığı müşahede edilmektedir” diyebiliyorlar.

Gerçekten bu düzenin ne kadar çürütücü olduğunu hâlâ bilmeyenler varsa, 8 yaşındaki bir çocuğun ardından yapılan bu üç açıklamaya baksınlar.

Sağlamasını almak istiyorlarsa, domuz bağı cinayetler ve katliamlarla bilinen Hizbullah’ın partisi HÜDA-PAR’ın aileyi ziyaret edip, “Bu tür vahşilikler, bu tür vandallıklar içimizden çıkmayacak. Bunlar bizim kültürümüz değil; bunlar Avrupa'nın, Amerika'nın, İsrail'in kültürü” açıklamasına baksınlar.

Bir çocuk ölüyor ve ülkece ailesinin hangi tarikat ve cemaatle bağı olduğuna bakıyoruz, hangi gerici partinin köyün içine nüfuz ettiğine, korku saldığına… Bundan daha ağır ne olabilir ki!

Narin’in katili için şimdi gerçeği, bu koyu karanlığı unutturup medya üzerinden bir dedektiflik faaliyeti başlatmış durumdalar.

Üstüne bir de medya etiği, ahlakı konuşuluyor. Gerçekten utanmıyorlar.

Tam da bu noktada açık olmak zorundayız, gericiliğin, karanlığın üstüne gitmeyen herkes suç işliyor.

“Narin üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışanlar var” diyen iktidar temsilcileri, tehlikede olanın kendi siyasi rantları olduğunun farkındalar. Tam da bu nedenle bu kadar panik dolu açıklamalar yapıp, tabut önünde poz verecek kadar zavallılaşabiliyorlar.

Siyasi rant sağlamak isteyenler, bir köyü, bir kasabayı, bir ilçeyi, bir kenti, bir ülkeyi saran koyu karanlığa, tarikat ve cemaat ağlarına zerre sesini çıkarmayıp Narin’in ölümünün ardından sahte gözyaşı dökenlerdir.

Karaman’da Ensar Vakfı’na siper olanlar, Aladağ’da tarikat yurdunda yanarak yaşamını yitirenlerin hesabını sormaktan ölesiye korkanlar zaten suçlular ve listenin başında yer alıyorlar.

Ama en az onlar kadar suçlu olanlar var, onları da not ediyoruz. Ülkenin dört bir yanını saran tarikat ve cemaat düzeniyle normalleşmek isteyenler, tarikat ve cemaat güzelleyenler, hepsi bu suçun ortaklarıdır.

Şimdi bize, halkımıza düşen büyük bir görev var, Narin için, Narin gibi bu koyu karanlığın üzerine çöktüğü çocuklar için…

Önceki gün İzmir, İstanbul ve Ankara’da sokağa çıkıp bu görevi çok yalın bir şekilde ifade etti Türkiye Komünist Partisi, ötesinde söylenecek söz de, kaybedecek zaman da yok: Kaybettiğimiz her çocuk için, bu düzen yıkılmalıdır!