Erşen Ağabey “savunma”da kalmadı, yargılamaları “hücum”a çevirdi...

Sevgili Erşen Ağabey

“Sevgili Ali Rıza” diye başlardı söze. Tüm yaşamını ve hukuk ilişkilerini sevgi dolu saygıyla sürdürdü. Boyun eğmeden insana duyduğu sevgi ve saygı, insanlığa duyduğu sevgi ve saygının, devrimci ahlak ve disiplinin yaşamla bütünleşmiş özüydü. 26 Nisan sabahı Sevgili Özlem (Şen Abay) acı haberi ilettiğinde tıpkı Erşen Ağabey gibi, onun dik duruşuyla donup kaldım.

Kurucuları arasında olduğu ikinci TİP, 1970’lerin son çeyreğinde başlayan örgütlü siyasal yaşamımın ilk yuvası; “ağabey/kardeş/yoldaş” ilişkimizin de başlangıcıydı. 12 Eylül darbesiyle başlayan karanlık dönemde sosyalizm mücadelesinin açtığı aydınlık kulvarda yürürken hukuk ve yargı alanında başlayan adaletsizliklere karşı mücadelenin de aynı aydınlık kulvarda aynı analizlerle yürütülebileceğini Avukat Halit Çelenk’le birlikte, Avukat Erşen Sansal’dan öğrendik.

Marx’dan Lenin’e ve Fidel’e uzanan devrimci mücadele cephesinin özünde “savunma”nın değil, “hücum”un olduğu görülür. Aksi devrimciliğin reddi olur ki bizim adalet savaşçılarımızın hukuk çalışmaları da yaşamı da bu gerçek üzerine kuruludur. Tüm yurtsever, ilerici, aydınlanmacı hukukçuların ilkesi budur, genç adayların ilkesi de aynı olacaktır.

Dünyaya hukukla bakılmayacak, hukuka dünyayla bakılacak. Haziran Direnişi davalarının ve kararının okunacağı yer de aynıdır. Direnme hakkı düzenin hukukuna sığmaz, düzenin yargı kararlarıyla okunmaz, okunamaz. Direnme, sömürücü düzende adaletin aranacağı yerin gerçek adresinin hukuk ve yargı olamayacağı gerçeğinin adıdır. Hukuk ve yargıyla durdurulan mücadelenin adı devrim yolunda ayağa kalkış, devrim yürüyüşü olmaz zaten.

Avukat Erşen Sansal’ın adalet savaşçıları arasında yerini alması, siyasi davaların, seri cinayet ve katliam davalarının içinde boğuşması, olayları ve dosyaları tıpkı yaşamındaki titizlikte olduğu gibi didik didik analiz etmesi devrimci ahlak ve disiplinin olağan akışı.

Yukarıdaki fotoğraf, 8.10.2017 günü, Bahçelievler katliamının 39. yıl anmasında Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde Mesut Odman ve Erşen Sansal’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikten. Kayda alınmadı ama toplantı yöneticisi olarak aldığım notlarda Erşen Ağabey’in vurgulamaları, yaşadığımız dünyaya bütünsel bir bakışı, güncel Haziran Direnişi davasını da anlatıyor.

Vurgulamaların özü şu: Bahçelievler Katliamı davasının katliamcılar lehine sonuçlanması için her türlü hukuksuzluk ve adaletsizliğe başvuruldu ve bunda siyasi iktidarlar, egemen siyaset hep devrede oldu. Necdet Bulut, Doğan Öz ve daha birçok katlimanın katilleri ve maşaları da cezasız kaldılar. Mesut Odman’ın aynı toplantıdaki anlatımıyla; yükselen işçi sınıfı hareketliliğine ve devrim mücadelesine sermaye sınıfının siyasi cevabı yetersiz kaldığında şiddete ve katliamlara başvuruluyor.

Hukuk ve yargı, düzeni yaşatan araç olarak kullanılırken gerçek adaletin aranacağı yerin aynı düzenin hukuk ve yargısı olamayacağı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Erşen Ağabey bu gerçekle “savunma”da kalmadı, yargılamaları “hücum”a çevirdi.

Halit Çelenk Hukuk Ödülleri Seçici Kurul Üyesi olarak 2022 ödülleri için okuması gereken eserler yatağının başucunda duran ve son gününe kadar bu sorumluluğu üzerinde taşıyan bir disiplin insanının yaşamında olan herkes bu yaşam birlikteliğinin gururunu, mutluluğunu hep yaşayacak. Her anısı da O’nun sevgi dolu saygısı karşısında sevgi dolu saygıyla anlatılacak.

27 Nisan Perşembe günü törenini yaptık yoldaşlarıyla, meslektaşlarıyla, dostlarıyla, sevenleriyle… Önce Kocatepe’de, ardından Karşıyaka’da veda değildi yapılan; hep aramızda olmak üzere yolcu ettik. Hep aramızda olacak.