Adına akıllı şehir demişler ama aklının sermayeye çalışacağı anlaşılıyor.

Sermayenin akıllı şehirleri

Tayyip Erdoğan 26 Haziran Günü Kanal-İstanbul Projesinin birinci köprüsünün temelini atacak. Hazırlıklar yapılıyor. İSKİ arazisine kaçak şantiye kurulmuştu. İBB karşı çıktı, Jandarma gönderdiler. Neyse fazla diretmediler, biraz öteye taşıdılar. İş tatlıya bağlandı.

Anayasaya göre Cumhurbaşkanı tarafsız, birleştirici vs olmak zorunda. Ama Tayyip Erdoğan, kamu kurumlarıyla bile çatışıyor. Haksız da değil; parti başkanından tarafsızlık beklemek en hafif deyişle saflık olur. Neyse, konumuz bu değil.

Kanal-İstanbul’dan yana olanların eli, müsilaj nedeniyle biraz zayıflamış olmalı. Ancak doğa yıkımcılarına karşı örgütlü mücadele yürütülemezse hiç acımaz yaparlar. Sonuna kadar da diretecekleri anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisince yayımlanan belgelerde projenin gerekliliğine, sermayenin iştahını kabartacak şu sözlerle vurgu yapılıyor. 14 Nisan günü yayımlanan “Kanal İstanbul Son Halka” başlıklı yazımda da yer vermiştim; “Küresel bağlantıların kesişim noktasında yer alan İstanbul, 4 saatlik uçuş mesafesi ile 1,6 milyar nüfusu olan 30 trilyon dolarlık küresel ticaret hacminin ortasında yer almaktadır… Geçmişten günümüze İpek Yolu, Baharat Yolu gibi dünyanın önemli ticaret yolları üzerinde yer alan İstanbul, İpek Yolu’nu canlandırarak Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz küresel bir ticaret yolu oluşturmayı hedefleyerek yürütülen Bir Kuşak, Bir Yol Projesi ile bu rolünü sürdürmeye devam etmektedir.”

Ülke gündemini bütünüyle çetelerin maceraları kapattı. Kararttılar. Cambaza bakmaktan gerçekte olanları göremiyoruz.

Akıllı şehirler geliyor!..

Konuyla ilgili olmayanlar bu kavramı duymamış bile olabilirler. Ana fikri şu: yerel yönetimler doğrudan merkeze bağlanacak.

Resmi adımı ilk 2019 yılında atılmıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; “2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı” adlı bir belge yayımlamıştı. Ağır aksak, plan-programlar yapıyorlardı. Şu günlerde hızlandılar. 14-15 / 21-22 Haziran 2021 tarihlerinde 30 Büyükşehir Belediyesi; 51 İl Merkez Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri personelinin katılacağı rehberlik etkinlikleri düzenlediler.

Eylem planının 1.2. hedefinde; “Akıllı şehirlere ilişkin Bütüncül Mali Yönetim Sağlanacaktır” başlığı altında şu sözler yazıyor; “Akıllı Şehir dönüşümünde finansal olarak teşvik edici, kolaylaştırıcı, bütüncül ve planlı bir yatırım ortamı oluşturulmasına yönelik ulusal ve yerel katmanda mali politikalar belirlenecek ve doğru bütçe tahsisi ile bütüncü bir mali yönetim sağlanacak… Böylelikle mükerrer yatırımlar” önlenecektir.

Adına akıllı şehir demişler ama aklının sermayeye çalışacağı anlaşılıyor, bolca; “…etkin bir yatırım ortamının sağlanabilmesi…rekabetin sağlanması…yerli ve milli üretim, dışa bağımlılığın azaltılması…” gibi sözler yazmışlar.

Bu arada toplumun ikna edilmesi gerekliliğini de düşünmüşler. Yandaş çıkacaklara övgüler düzülüyor; “Akıllı Şehir alanında farkındalığı yüksek kent sakinlerinin dönüşümde kaldıraç etkisi yaratmalarına imkan sağlanacaktır. Besledikleri STK’larına epeyce iş düşeceği anlaşılıyor. Tablo 4’te Paydaşlar ve görev aldığı eylemlerin yüzdesi sıralanıyor. Tabloda STK’lar ile Özel sektörün her birinin payının %72,5 olduğu görülüyor.

Mimari proje denildiğinde akıllarına Osmanlı tipi saray ve camilerden başka bir şey gelmiyor. Kentleri cami mimarisinde yeniden yapılandırmayı düşünüyor bile olabilirler. Stratejik Amaç 3’ te şunlar yazıyor; “Referans Mimari Model’e ihtiyaç bulunmaktadır. Ulusal ve Yerel Akıllı Şehir Mimarileri geliştirilen terminoloji ve modellere uyumlu şekilde oluşturulacaktır…”

Eylem Planında teşhir edilecek çok konu var ama 658 sayfa. Şimdilik konunun önemine dikkat çekmiş olalım.