Ülkeyi ekonomisiyle, siyasetiyle, toplumsal yaşamıyla batıranlara karşı aydınlığa çıkarma savaşımında onların gücü yanımızda olacak.    

Savunmanımız Erşen Sansal

26 Nisan 2022 günü aramızdan ayrılan Avukat Erşen Sansal’ı, sevgili Erşen Ağabeyi bir yıl önce 27 Nisan günü yolcu ederken, yoldaşlarıyla, meslektaşlarıyla, dostlarıyla, sevenleriyle yaptığımız törende veda etmediğimizi, hep aramızda olmak üzere yolcu ettiğimizi söyledik. O devrimci disiplin insanının yaşamında olan herkesin bu yaşam birlikteliğinin gururunu, mutluluğunu hep yaşayacağını dile getirdik. Geçen bir yıl bu duyguları derinleştirdi. Özlemimizi artırdı.

2023 Halit Çelenk Hukuk Ödüllerine gönderilen eserleri okuyamadı ama bizler Erşen Ağabeyle birlikte, O’nun disiplinini unutmadan okuduk.

Yakın arkadaşı, benim de birlikte çalışmaktan, dostluğundan, ağabeyliğinden mutluluk duyduğum Anayasa Mahkemesi E. Üyesi Ali Güzel’in deyişiyle “ömrü boyunca baktığı davaların tamamına yakını mazlum ve mağdurların, sosyalistlerin, devrimcilerin haklarını savunmaktan ibaret” olan bir savunmandı O. 

Halit Çelenk’ten Erşen Sansal’a birçok yurtsever, gerçekçi, aydın, devrimci avukatın yaşamı cinayetleri, katliamları, haksızlıkları çözmekle, siyasal/toplumsal davalarla geçti. Yargının basit adli vaka gibi yaklaştığı birçok davada hukukun gereği bile yerine getirilmedi. Çatlı, Çiftçi, Kırcı vb. birçok ismin birçok katliamla bağlantısı basında ve dava dosyalarında yer aldı. 

Hukuksuzluğun tavana vurduğu örnekler, katliamcıların koruyuculuğu ve cezasızlık iklimi ile katliamları yaşatan düzene karşı toplumsal savaşımın bir arada görülebileceği belge ve delillerle dolu. 

Etkisi yükselen yurtsever, özgürlükçü, eşitlikçi, aydınlanmacı, ilerici, sosyalist, komünist hareketlere karşı setler çekmek, ağır darbeler vurmak katliamlarla, hukuksuzluklarla, adaletsizliklerle birlikte siyaset alanında da sürdürülüyor. Siyaset sosyalistler, komünistler dışında “sermaye egemenliğindeki düzen için yok birbirimizden farkımız”a tutsak ediliyor. 

Erşen Ağabey’in Bahçelievler katliamında kaybettiğimiz Türkiye İşçi Partili yoldaşlarımızın 34. anma yılında belirttiği gibi, “katliamdan söz ederken ‘kurşunu yiyen kadar o kurşunu sıkan ellerin de şerefli’ olduğundan söz eden” başbakanların görüldüğü bir ülkede yaşadık. Bugün büyük patronların, uluslararası şirketlerin, tarikatların, gericilerin, emperyalizmle işbirlikçilerin, onların siyasi temsilcilerinin at koşturarak çürüttüğü yerdeyiz. 

Savcı Doğan Öz  cinayetinde hüküm giyen ancak finalde beraat ettirilen İbrahim Çiftçi, MHP’nin Ankara 1. Bölge Milletvekili adayı 14 Mayıs seçimlerinde. Düzen partilerinin politikalarında ve listelerinde, her zamanki gibi, at izi it izine karışmış durumda.  

Seçimlere giderken, bir yandan barajlar ve adaletsiz seçim sistemiyle diğer yandan emekçi halkı sömürücü düzenin siyasetinin içine çeken taktiklerle karşı devrim cephesinin saldırısı daha net görülüyor. Tarikat ve cemaatlerle, etnik ayrıştırmalarla, din istismarlarıyla bezeli sömürücü cephe “orta yolcular”ı da kullanarak emekçilerin oylarını çalma peşinde. 

Adları değişik olsa bile liberal, piyasacı ve gerici düzenin devamını, bağımlılığı ve özelleştirmeleri savunuyorlar. Laik niteliği yok edilmiş, halk egemenliği köreltilmiş cumhuriyete sığınıyorlar. 

Vaatlerle ve kurumsallaştırmanın sözde disipliniyle sağlanacağı söylenen iyi kapitalizm, iyi bağımlılık, uyumlu dinsellik, etnik kılıf ezilenlerin, sömürülenlerin sorunlarına çözüm olmuyor. Eşitsizliğin ve adaletsizliğin üzerine kurulu düzen, düzen içinin ilkesiz siyasetiyle devam ediyor.   

Siyaset olgusunun “toplumlarda her zaman var” olduğunu söyleyen Erşen Sansal’a göre: “Siyaset bilime, akla, gerçeğe, yurtseverliğe dayalı olarak yapıldığı sürece; kötü, çirkin olmak bir yana, aksine çok iyi ve güzel bir kavram”. “İzlenen siyaset doğru ise onun adaleti de doğrudur. Çünkü akıcı bir siyaset, bilimsel doğrulardan hareket eder, onun için de adaleti etkileyecek tutumlardan uzak kalır (…). Eğer izlenen siyaset yanlış ise onun adaleti de çirkindir”. Buradaki siyaset, sömürücülerin siyaseti değil.     

Erşen Sansal, Halit Çelenk 2015 Hukuk Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada Halit Ağabey için: “Şimdi artık yürürlükte olamayan eski Ceza  Kanunu’nun ünlü 141. ve 142. maddelerinin, mevcut sınıflı toplum yapısının kanuna yansımış koruyucusu ve bekçileri olarak yer aldığı ve sürekli şiddetini arttırdığı bir ortamda; Halit Çelenk’in mücadelesi,  yalnızca bir hukuk adamı olmanın bilincinden ve gereğinden kaynaklanmamakta, bununla birlikte bilime ve sosyalizme inanan ve özümseyen kişiliğinin de bir yansımasını oluşturmaktadır” demişti.

Kendisi de bilime ve sosyalizme inanan ve özümseyen kişiliğe sahipti. 

Ülkeyi ekonomisiyle, siyasetiyle, toplumsal yaşamıyla batıranlara karşı aydınlığa çıkarma savaşımında onların gücü yanımızda olacak.