"Bu gidişe dur demek, ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız geleceğini kurmak için Sosyalist Güç Birliği yola çıktı."

Sahnenin dışında kalanlar

Cumhuriyeti, sahnenin dışındakiler kurmadı. Başka çare olmadığını öne sürüp, emperyalist ülkelerden birinin ya da bir kaçının olası desteğine umut bağlayanlara ise rol bile verilmemişti. Seyircilerin içten içe, umut dolu bekleyişi cesaret vericiydi ama başarıdaki payının sınırlı kalması kaçınılmazdı.

Devrimci bir mücadele gerekiyordu.

Cumhuriyeti kuran kadrolar, emperyalizmden, bağımsızlık adına; insanlık adına; aydınlık adına doğru bir şey çıkmayacağını yaşayarak öğrenmişlerdi. “Yedi düvele karşı” savaştıklarının bilincindeydiler. Ve bu gerçeği açıkça dile getiriyorlardı.

Yüz yıl geçti. Üzerimizde yine kara bulutlar dolaşıyor. Her karış toprağımız; Cumhuriyetin kazanımları kamu işletmeleri; yer altı, yer üstü kaynaklarımız; zenginliklerimiz; emekçimiz; pazarımız, sermayenin iştahını giderecek daha neyimiz varsa hepsi özelleştirmelerle, yap - işlet projeleriyle, maden ruhsatlarıyla, emperyalizmin hizmetine sunuluyor. Yağmalanıyor.

Yağma aydınlıkta yapılamıyor. Karanlığa tutsak edildik. Karanlık eğitimini ceninden başlatıyorlar. Ölünceye kadar da sürüyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarında bölgenin bakkalı, kasabı, manavı olmamız istenirdi. Kendimizi aşağılanmış sayardık. Şimdi çöpçüleri olduk. Çöplerini getirip döküyorlar topraklarımıza. Çevre sorunlu üretimlerini ülkemizde kurdukları fabrikalarda/işletmelerde gerçekleştiriyorlar. Ülkeyi yönetenler hiç sıkılmadan “yabancılar bize güveniyor, yatırım yapıyorlar, sanayimiz gelişiyor” diye övünüyorlar.

Bu gidişe dur demek, ülkemizin eşit, özgür ve bağımsız geleceğini kurmak için Sosyalist Güç Birliği yola çıktı. Tüm ilericileri, sosyalistleri, komünistleri, devrimcileri, yurtseverleri, emekçileri, sorumluluğu paylaşmaya, ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkmaya çağırıyor.

Beklenen heyecanın yeterince yaratılamadığını mı düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse hepimizin çabasına, emeğine daha fazla ihtiyaç var demektir. Ne güne duruyoruz? Neyi bekliyoruz?

Seyirci olmak edilgen bir eylemdir. Hepimiz sahnede olmalıyız. Herkesin verebileceği bir şeyler olmalı. Emeğimiz, enerjimiz, bilgimiz, birikimlerimiz, toplumsal ilişkilerimiz, dostlarımız, az ya da çok maddi destek verecek olanaklarımız var.

Yılgınlıklara teslim olacak zamanlarda yaşamıyoruz.