Tüm bunların üstüne tam bir bardak çay içecekken... Çaykur çay satış fiyatına yüzde 44 zam yaptığını açıkladı. Bir bardak çayın fiyatı artık on lira. Kısacası Nebati ile altı ay, bir ömre bedel oldu.

Nebati ile altı ay bir ömre bedel

Takvimler 2 Aralık 2021 tarihini gösteriyordu. Döviz bir türlü yerinde durmuyor, her gün yeni bir zirve yapıyordu. Dolar 13, avro 15 liraya kadar yükselmişti. Her şeye zam geliyordu. Akaryakıtın fiyatı 9 lira olmuştu. Simit artık 3 liradan satılıyordu. Yıllık enflasyon ilk kez yüzde 21’i görmüştü. Ekonomi freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı, üstelik yurttaşın üstüne üstüne geliyordu. Erdoğan çözümü, damadın yerine Hazine Bakanı olarak atadığı Lütfi Elvan’ı görevden “affedip”, onun yerine Nurettin Nebati’yi atamakta buldu.

Nebati hemen çalışmaya koyuldu.

İlk işi atama kararından birkaç saat sonra, sabaha karşı attığı şükür dualı tivit oldu. Oradan Rabbine şükretti, reise minnetlerini iletti.

Sonra “altı ay sürmez, bu işi toparlayacağım” dedi.

Önce MÜSİAD, TÜSİAD, patronları dolaştı. Dolmabahçe’de sanayi ve finans şirketlerinin önde gelen isimlerini ağırladı. Sonuçlarını basınla “gözleri parlayarak ayrıldılar” diye paylaştı.

Sonra İngiltere’ye gitti. Orada yatırımcılarla görüştü. Onları paranın pul, malın mülkün kelepir hale geldiği Türkiye’ye davet etti. Döner dönmez basına, Londra ziyaretinin muhteşem geçtiğini söyledi. “Oradaki yatırımcının gözünden anlıyorsunuz, gözler gerçekten önemli” dedi.

Dedi demesine ya, daha göreve gelişi bir ay olmadan dolar 17, avro 19 liraya yükseldi, mazotun benzinin litresi ilk kez çift haneye ulaşıp, 12 lira oldu. Bu işin öyle etrafa saçılan gülücüklerle, patronlara göz süzmelerle falan olmayacağı kısa sürede anlaşıldı.

Ama o hiç moralini bozmadı. Ona göre işin yarısı “pozitif enerji” idi. Öbür yarısı için ise adına “ekonomik manifesto” dediği paketi açıkladı. Paketin esası Kur Korumalı Mevduat (KKM) idi. Özü, kur yüksek olduğu için parasını dövizde tutanlara, parayı bozdurduğu takdirde yüksek TL faiziyle kazanç sağlamaktı. Üstelik olası kur artışından kaynaklı farkın da ödenmesi taahhüt ediliyordu.

Temiz iş oldu. KKM uygulamasıyla ülkenin binde birkaçı kadar kişi, şirket sahibi, dolar birikimli zengini, ilk üç ayda hem faizden hem kur farkından milyarlarca lira kazandı. Maliyet Hazinenin, yani yurttaşın sırtına yüklendi. Bu kârlı işe para yatıranların neredeyse tamamı üç ay sonra vadelerini yeniledi.

Döviz biraz gerileyince “köpüğü aldık, sonrası kolay” dedi.

Öyle sevindi öyle sevindi ki “bu ülkede genç olmak, iş adamı, iş kadını olmak o kadar tatlı ki, o kadar güzel ki…” diye adeta kanatlanıp uçası geldi.

“Türkiye ekonomisini kurtardık” dedi.

Köpüğü alınmış döviz kuru ile Ocak ayı bitti, Şubat geçti, Mart’ın sonu geldi. Fakat döviz kuru Nebati’nin köpüğünün altına bir dirhem gerilemediği gibi tekrar köpürmeye başladı. Nisan başında dolar 14 lirayı geçerek Nebati’nin göreve geldiği günün üstüne çıktı. Nisan sonunda 15’e, Mayıs ortasında 16 liraya dayandı. Son bir haftadır kendisinden konuyla ilgili henüz bir açıklama duyulmadı.

Ekonomiyi kurtardıklarını düşündüğü sıralar enflasyon hakkında da müjdeler vermeye başladı. Göreve geldiğinde “Şubat’ta ivmeyi düşürürüz” dediği enflasyon Ocak’ta 48, Şubat’ta 54 oldu. Şubat ayında “Nisan’da hızı kesilir” dedi, Mart ayında “hiç kimseyi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz” diye konuştu. Mart’ta enflasyon 61, Nisan’da 70’e çıktı. Mayıs ayında tahmin yapmayı bıraktı. İki gün önce “enflasyon tek boyutlu devletin çözebileceği bir sorun değil” diye konuyu bağladı.

Sonra…

Dış borç arttı. Dış ticaret açığı ikiye katlandı. Merkez bankasının rezervleri eridi, dövize olan ihtiyaç arttı. Kriz derinleşti.

Hayat pahalılığı ile mücadelede iktidardan umudu tümden kesmiş vatandaş, en azından yaz geldiği için fiyatlar düşer diye beklerken bu kez tarım ürünlerindeki üretici enflasyonu açıklandı. Buna göre artışın Aralık ayından bu yana yüzde 72’ye, yıllık yüzde 118’e ulaştığı, tek yıllık bitkisel ürünlerde ise yüzde 190 olduğu öğrenildi. Böylece başta gıda fiyatları olmak üzere enflasyonun düşmeyeceği netleşmiş oldu.

Tüm bunların üstüne tam bir bardak çay içecekken, önce Erdoğan Rize havalimanı açılışında çay alımında taban fiyatı 7 lira diye duyurdu. Karadenizli üretici bu düşük taban fiyat şokunu yaşarken Çaykur çay satış fiyatına yüzde 44 zam yaptığını açıkladı. Bir bardak çayın fiyatı artık on lira.

Kısacası Nebati ile altı ay, bir ömre bedel oldu.