Şu günlerde Hindistan kökenli CEO haberleri dikkat çekiyor olabilir, ne de olsa trilyon dolarlara muavinlik edenlerden bahsediyoruz. Biz Hindistan sokaklarından gelen sese kulak verelim.

Namaste!

Geçtiğimiz hafta, şu meşhur sosyal medya platformu şirketi Twitter’in kurucusu ve CEO’su Jack Dorsey'in istifa ettiği ve yerine yine aynı şirketin Baş Teknoloji Sorumlusu, yani CTO’su Hindistan kökenli Parag Agrawal’ın geçtiği haberi yayınlandı.

Twitter’ın CEO’su haberini yine Twitter’ın kendisinde kutlayan kardeş “si-i-o’lar” oldu. bir başka yazılım devi Stripe'ın CEO'su Patrick Collison, Agrawal’ı kutlayan mesajının sonuna bir de kamu spotu yerleştiriverdi: “...Hindistanlıların teknoloji dünyasındaki inanılmaz başarısını izlemek harika olduğu kadar Amerika'nın göçmenlere sunduğu fırsatların güzel bir hatırlatıcısı…” 

Amerika’nın her daim şımarık evladı Elon Musk, durur mu yapıştırdı cevabı: “...ABD, Hintli yeteneklerden çok yararlanıyor!

Bu küstah “twitleşmelere” bir başka hadsiz yanıt da Hindistan’ın en büyük sermaye gruplarından biri olan Mahindra Grup'un Başkanı Anand Mahindra'dan geldi: “Bu, Hindistan'da ortaya çıktığını söylemekten mutluluk ve gurur duyduğumuz bir pandemi. Bu Hintli CEO Virüsü… Buna karşı aşı yok” 

Yazışmalar, her kelimesinde ABD emperyalizmini ve sermaye düzeninin fırsatçılığını parlatma kaygısında olduğu için küstahça; Hindistan başta olmak üzere, tüm Dünyada halklar Covid pandemisinden, yoksulluktan, açlıktan kırılırken bundan komiklik çıkarmaya çalıştığı için hadsiz.

Geçelim onları. Öte yandan içerik olarak doğru bilgi veriyorlar ona bakalım biz. 

Bu sonuncu Twitter atamasıyla, ABD’de bilgi ve iletişim teknolojileri endüstrisinde, tam sekiz dev şirketin CEO’su yani baş yöneticisi Hindistan kökenli teknokratlardan oluşuyor. Hindistan kökenliden kastım sadece orada doğmuş ya da Hintli bir aileden gelmiş olmak değil, Hindistan’da doğmuş, büyümüş ve eğitimini, bilgi birikimini orada edinmiş olmaktan bahsediyoruz.

Ne CEO yapmış Hindistan! Şu listeye bir bakın: 

2015 yılından beri Google şirketini yöneten CEO Sundar Pichai, Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başkenti Chennai’de doğup büyümüş. Lisans derecesini de Kharagpur’da Hindistan Teknoloji Enstitüsünden almış;

Microsoft CEO’su Satya Nadella, Hyderabad doğumlu ve Karnataka’da Manipal Teknoloji Enstitüsünde elektrik mühendisliği okumuş;

Bir başka Hyderabad doğumlu da yazılım devi Adobe CEO’su Shantanu Narayen. Narayen, Hyderabad’da Osmania Üniversitesi, Mühendislik fakültesinde elektronik ve iletişim mühendisliği okumuş.

Arvind Krishna Ocak 2020’de IBM CEO’su olarak atanmış. Onun da elektronik mühendisliği lisans derecesi Kanpur, Hindistan Teknoloji Enstitüsünden. 

Palo Alto Networks şirketinin 2018 yılından beri CEO’su Nikesh Arora. Lisans derecesini Banaras Hindu Üniversitesi’nin Teknoloji Enstitüsünden almış.

İki tane de kadın var bu listede, gerçi onların bu listeye girebilmesi için ya kendilerinin sermayedar ya da ABD doğumlu olmaları gerekmiş sanırım, ama sonuçta varlar. İkisi de patronlar liginde Forbes madalyası sahibi.

Arista Networks şirketinin başkanı ve CEO’su milyarder Jayshree Ullal ve online video platformu Vimeo’nun CEO’su Revathi Advaithi.

Bunlar bir de sadece bilgi ve iletişim teknolojilerindekiler. Daha bunun finansı var, ilacı var, gıdası var: Barclays bankasından, Novartis’e, Pepsi’den Mastercard’a Hindistan kökenliler piyasada baştalar.  

Hoppala paşam Malkara Keşan. 

Şimdi biz bu listeyi, adı geçen kişilerin başarı öyküsü, sınıf atlama serüveni, köşe dönme zaferi olarak okursak, çok ama çok yanılırız.

Bu listeye neden Elon Musk sırıtarak bakıyorsa, Hint patron Mahindra gerinerek sayıyorsa bizim de işte o nedenle şöyle bir durup düşünmemiz gerek.

Genel Müdür desek de olur da, “si-i-o” daha havalı geliyor olsa gerek yaygın olarak her dilde bu kısaltmayla kullanılıyor. CEO diye kısaltılan, “Chief Executive Officer,” pozisyonunu Türkçeleştirerek anlatayım ben size. 

CEO’luk baş uygulama sorumlusu olmak demektir. Evet, en üstteki yönetici pozisyonudur, ama daha önemlisi sonuçta bir memuriyettir, muavinliktir, sermaye temsilciliğidir.

CEO’lar, başına geçtikleri şirketlerin yönetim kurulunda yer alırlar, stratejisini belirlerler, tüm birimlerinin başındadırlar, ancak, doğrudan sermaye sahiplerinin yöneticilik yaptığı örnekler de olmakla birlikte günün sonunda birer ücretli/bağlı çalışandırlar. 

Ücret dediysek yanlış anlamayın, şirketlerinin sermayelerinden çeşitli biçimlerden pay almalarının tanımlaması böyle. Ekonomik Politika Enstitüsünün Ağustos 2021’de yayınladığı araştırmayla ABD’de 350 en büyük şirket CEO’sunun ortalama yıllık ücret gelirinin 24 milyon dolar (aylığı 2 milyona geliyor) olduğu açıklandı. Bu rakam, yine ABD’de bir işçinin yıllık gelirinin tam üç yüz ellibir katı1.

Bu parayı alıyorlar, başına geçtikleri sermayeyi idare etmek, temsil etmek, güvenceye almak ve büyütmek için çalışıyorlar. Düzenek böyle. 

Şu saydığımız Hindistan kökenli CEO’ların başına geçtikleri teknoloji şirketlerinin toplam piyasa değeri 5 trilyon dolara yakın. Beş trilyon dolar.

Anlayacağınız listelediğimiz bu isimlerin öyküsünde görülecek bir köşe dönme zaferi, bir başarı varsa, bu sermaye sınıfının başarısıdır. 

Hindistan’a gelince. 

Tam bu günlerde bir yılını dolduruyor, Hindistan’daki köylülerin, çiftçilerin, işçilerin, mühendislerin, yoksulların o görkemli yakalanması. 

2020’nin Kasım ayında köylüler, işçiler ve emekçiler örgütleriyle, bayraklarıyla, kamyonlarıyla, traktörleriyle, sokaktaydılar. Eylemler günlerce haftalarca aylarca sürdü. 26 Kasım 2020’de tarihin en büyük işçi, emekçi eylemini gerçekleşti, iki yüzelli milyon insanın katıldığı bir genel grev oldu.

Bu onlarca milyon insan, köylüsüyle işçisiyle, yoksullaşmaya ve ülkelerinin yağmalanmasına karşı birleşmişlerdi. Modi hükümetine karşı mücadelelerinde, kamu sektöründe özelleştirmelerin durdurulması, emek düşmanı iş yasaları ile ülkelerini sermayeye ve emperyalistlere peşkeş çeken tarım yasalarının kaldırılması için direndiler.

Ve kazandılar. Aylar süren eylem ve direnişler sonucunda Modi hükümeti geçtiğimiz ay, tarım yasalarını geri çekti. Gerçi Hindistan emekçi sınıflarının mücadelesi bitmedi, sürüyor. Ne emekçi ve yoksul Hindistan halkı, ne de onların örgütlerinin geri çekilmeye niyeti yok.

Şu günlerde Hindistan kökenli CEO haberleri dikkat çekiyor olabilir, ne de olsa trilyon dolarlara muavinlik edenlerden bahsediyoruz. Teknoloji şirketlerinin albenisinden, çalışkan fakir mühendisin mutlu sonu ile süslemeye çalıştıkları haberlerden bir şey çıkmaz. Bir parlar, sonra söner. Adı üstünde twitter-cıvıltı bu, bir kıkırdar sonra susar.

Biz Hindistan sokaklarından gelen sese kulak verelim. Yüz milyonlar onlar, tek adım atsalar ürkütürler o kıkırdayan kuşları.

Yazının başlığı, yani “Namaste” kelimesi Hindistan ve Nepal’de kullanılan bir selamlaşma sözüdür. Birden fazla yerde ve anlamda kullanılır. Hepsi de saygı, sevgi içerir, içten ve samimi bir sözdür. Günaydın, iyi günler, sağol, varol, eline sağlık, dert görme, çok yaşa… artık aklınıza ne kadar selamlama geliyorsa yerine geçer.

İşte al benden de o kadar Namaste, Hindistan halklarına!

İzleme önerisi: Selamlarken, 2020 Aralık ayında Hindistan Komünist Partisi-Marksist (CPIM) Politbüro üyesi ve Hindistan Sendikalar Merkezi (CITU) Genel Sekreteri Tapan Sen‘in katılımıyla 26 Kasım Hindistan genel grevini işleyen  soLTv İşçiden programını bir kez daha izleyelim derim.