Ne kamuda ne Varlık Fonunda yeni kurulacak şirketlere ayıracak nakit var. Sermayeye rant dağıtacak şirketleri kurmakta zorlanıyorlar.

Milletçe şirkete havale edildik...

Bu memlekette, bir kamu kuruluşuna, Türkiye’de nükleer santral yapacak şirket bulmak görevi verilerek yurt dışında şirket kurduruldu, yurt içindeki işleri yürütmek üzere Ankara’da merkez-şube açtırıldı. Şirketin bulduğu şirket yatırımdan vazgeçince, kendisi projenin üslenicisi gibi davranmaya başladı. Yalan yanlış bilgilerle dolu bir ÇED raporu hazırladı. Bakanlık onadı. Bir başka bakanlık da 10 km² büyüklüğündeki orman alanını atık deposu yapılmak üzere devretti. Konu yargıya yansıdı. Mahkemenin görevlendirdiği bilirkişi kurulu raporunda 276 iptal gerekçesi sıralanıyor. Henüz yasal süreç bitmedi ama bir milyon ağaç kesildi.

Hasar şimdilik bu kadar.

Bu işi yapanların kimliklerini sıralayalım: Şirketin kurucusu Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ). Kurduğu şirketin adı EUAS International ICC. 2016 yılında Vergi cenneti olarak bilinen Jersey Kanal adalarında kuruldu. Başlangıçta 50 milyon ABD doları sermaye verilmişti, daha sonra 150 milyon dolara çıkarıldı. Şirketin bağlı bir şirketi daha var. Onun adı da Sinop Energy IC. Hazırlanan ÇED raporunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onadı. Orman alanını ise Tarım Orman Bakanlığı tahsis etti.

Nükleer karşıtı platform bileşenleri, siyasal partilerin desteğinden yoksun, yıllardır bir başlarına çevre ve yaşam mücadelesi sürdürüyor.

EÜAŞ, Elektrik Piyasası Yasasıyla, alım satım işleriyle uğraşan bir kuruluşa döndü. Ne yaptıklarını sorarsanız piyasayı düzenlediklerini söylerler. Santralleri özelleştirildikçe üretimdeki payı da giderek düşüyor: 2020 yılı sonu itibariyle %18’di.

EÜAŞ’ın yeni santraller için yatırım yapması yasak. Ama yurt dışındaki şirket, elektrik üretmek üzere kuruldu. Üstelik yalnızca yurt içinde değil, faaliyet konularına bakılırsa yurt dışında da elektrik üretilmesi hedefleniyor.

Nükleer santral yatırımcılarıyla görüşmeler bu şirket aracılığıyla gerçekleştirildi. Santral için Japon şirketiyle anlaşma yapılmış epeyce de yol alınmıştı. Şirket vazgeçince yarım kaldı. İşi yürütecek bir şirket henüz yok ama nedense yarın işe başlanacakmışçasına acele ediyorlar.

EUAŞ International ICC, yalnızca nükleer enerji ile ilgileniyor. Geçtiğimiz yıl basında İngiliz Rolls-Royce firmasıyla mini compact nükleer güç reaktörleri geliştirme ve üretme konusunda bir anlaşma imzalandığı haberleri yer almıştı. Haberlerin ayrıntısında Rolls-Royce direktörünün; “Türkiye’nin yerel ve bölgesel nükleer enerji fırsatlarını inanılmaz derecede heyecan verici” bulduğu belirtiliyordu. Şirketin 150’den çok ülkede 5 binin üzerinde enerji ve nükleer müşterisi olduğu ve 2019 yılında 15,3 milyar sterlin kar elde ettiği belirtiliyordu. Demek ki şimdi de Türkiye’yi gözüne kestirmiş.

EUAS International ICC’nin adı 2018 yılında Akkuyu Nükleer Santral ortaklığından Kalyon ve Kolin’in çekildiği haberleri sırasında da gündeme gelmişti. Şirketin, bu kadar büyük işleri yürütecek cesameti yok ama sermayesinin çeşitli yöntemlerle artırılmasının önünde engel de yok.

……….

21 Nisan 2022 günlü Resmi Gazetede yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararıyla EÜAŞ’a bir şirket daha kurduruluyor. Yasal dayanak olarak 4046 sayılı Doğalgaz Piyasası Yasasının Ek 1. Maddesi gösteriliyor. Şirket merkezi “Ankara” gösterilmiş ama adı kuşkular yaratıyor; “EUAS International Anonim Şirketi” Sermaye tutarı da Jersey adalarındaki şirket gibi “dolara endeksli TL” olarak yazılmış.

Listenin son sütununda “EÜAŞ’ın hisse oranı” sözcüklerinin tercih edilmeyip “Hakim ortak” yazılması ise ayrıca dikkat çekiyor. Bakanlığın bütün belgelerinde “iştirak oranı” sözcüğü kullanılıyor. Bu sözcükten vazgeçilmesinin rastgele olmadığını düşünüyorum.

Kanıtım şu: Meclis Genel Kurulunda bu hafta Varlık Fonu Yasasında da değişiklikler öngörülen bir torba yasa görüşülecek. Yasanın yürürlükte olan düzenlemesiyle, Varlık Fonu ve Şirketinin kurduğu şirketlere büyük ayrıcalıklar tanınıyor. Teklifte “varlık fonu ve şirketçe kurulan şirket” cümlelerine “hakim hissedar” sözcükleri eklenmesi isteniyor ve cümle şöyle oluyor: “… Şirket ve Türkiye Varlık Fonu tarafından hakim hissedar olarak kurulacak şirketler…”

Hakim ortaklık sadece şirkette en az %51 pay sahibi olmakla kazanılan bir ayrıcalık değil. Çeşitli yöntemleri var. Kurulacak şirkette egemen olduğunuz algısı uyandırmaya elverişli ve yasalarla uyumlu çok sayıda yöntem bulunabilir. Hisseleri A tipi, B tipi diye sınıflandırırsınız ya da altın hisse dersiniz, sorun kalmaz.

Ne kamuda ne Varlık Fonunda yeni kurulacak şirketlere ayıracak nakit var. Sermayeye rant dağıtacak şirketleri kurmakta zorlanıyorlar. Bugüne değin Varlık Fonunun %100 pay sahibi olduğu 6 şirket kuruldu. En irisinin sermayesi 5 milyon lira.

Büyük bir olasılıkla %10-20 paylarla şirketler kurup, kalanını ya “halka açılarak” ya da tekelleri ortak ederek bulmayı düşünüyorlardır. Zamanı geldiğinde de hakim ortak tanımını değiştirirler. Biz de bizim sandığımız şirketlerin aslında hiç bizim olmadığını anlarız.