Bu bilgilerin teyit gerektirdiği doğru. Öte yandan gerçek olması durumunda dünya bir paylaşım savaşına biraz daha yaklaşmış demektir.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti askerlerinin Rusya’da olduğu iddiası ne anlama geliyor?
Son bir aydır Batı emperyalizmine bağlı medya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) askerlerinin Rusya’ya sevk edildiği haberi ile çalkalanıyor. Haberlere göre 8 ila 12 bin arası askerin özellikle Ukrayna’nın Rusya’nın içine doğru girdiği Kursk bölgesine yerleştirildiği, bu cephede savaşa katılacağı ve güncel savaşa ilişkin piyade eğitimi aldıkları iddia ediliyor.
Batı emperyalizminin halk düşmanlığının bir yanı olağanüstü yalancılığıdır, sermayeye bağlı medya bu yalanları üreten ve yayan bir motor gibi çalışır. Ancak bu sefer Rusya tarafından doğrudan kabul edilmemekle birlikte bu iddia yalanlanmadı da. Hatta Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov KDHC ile stratejik işbirliği anlaşmasının pratikte uygulanmaya başlandığını söyledi.
Bu durumda KDHC askerlerinin Rusya’da savaşa katıldığı veya katılacağı haberinin gerçek bir yanı olabilir.
Olayları anlamak ve günümüze nasıl etki edeceğini yorumlamak için kısaca da olsa tarihe dönmek gerekiyor.
Ülkelerin ve halkların tarihlerinde travmalar toplumsal belleğe kazınır ve ülkelerin güncel siyasetini belirleyen bir jeneratör gibi derinden çalışır. Batı emperyalizminin canavarlaştırmaya çalıştığı KDHC’de de durum böyledir. Batı emperyalizmine göre Kuzey Kore (tarihsel bağlamından koparıp coğrafi olarak adlandırmak da Batı emperyalizminin yönlendirmelerinden biridir) her an her yere balistik füze atacak “manyaklardan” oluşmaktadır.
Oysa Kore yarım adası İkinci Dünya Savaşı esnasında en vahşi uygulamalara sahne olacak şekilde Japon faşizminin işgali altında kaldı. Bu işgale karşı komünistler, sosyal demokratlar ve devrimci köylülerden oluşan ittifak bugün halen iktidarda olan Kore İşçi Partisi’ni yarattı. Kore’nin kuzeyi Kızıl Ordu tarafından özgürleştirilirken güneyi ABD tarafından işgal edildi. Kore İşçi Partisi’nin ulusal düzeyde düzenleyeceği seçimler ABD tarafından engellendi. 1950’de başlayan Kore Savaşı üç yıl boyunca devam edecekti.
Savaşta ABD tarifsiz insanlık suçları işledi. Kore santim santim halı bombardımanı denen tarzda B-12’ler tarafından bombalandı, 4 milyona yakın Koreli öldürüldü. İşgal altındaki şehirleri ABD valileri işkencehaneye çevirdiler. Bize unutturulmuş geçmiş ve Türkiye sermayesinin de ahlaksızca halkımızı dâhil ettiği bu toplumsal travma KDHC’nin bugün nasıl davrandığını açıklıyor. ABD’nin sonsuz cinayet işleme potansiyelini ve gaddarlığını tadan bir halk olarak kimseye güvenmiyorlar, “Üzerimize gelirseniz hiç acımam atarım füzeleri” kriz hali buradan geliyor. Yoksa sosyalizm barışçıldır, geliştirilen savaş kapasitesinin halkın refahından çalınarak yapıldığı çok iyi bilinir.
Rusya’daki karşı-devrim sonrası yağma rejimini daha regüler bir sermaye düzenine çeviren Putin 2000 yılında seçildikten hemen sonra ilk uluslararası ziyaretlerinden birini KDHC’ye yapmıştı.
2016 yılında KDHC nükleer silah kapasitesi geliştirince BM’nin yaptırım programına Rusya da katılmış ve ilişkiler soğumuştu. Ukrayna savaşı sonrası uluslararası gerilim artınca tekrar bir yakınlaşma süreci başladı.
2023’te KDHC lideri Kim Jong Un Moskova’yı ziyaret etti. Bu yılın haziran ayında ise Putin’in Pyongyang ziyareti esnasında iki ülke arasında Kapsamlı Stratejik İşbirliği Anlaşması imzalandı. Birçok maddesi olan bu anlaşmanın en dikkat çeken yanı NATO’nun meşhur 5. Maddesi gibi bir ülkeye saldırı olursa diğer ülkenin de yanında savaşa dâhil olacağıydı.
Lavrov pratikte anlaşma yürürlüğe girdi derken muhtemelen bu maddeye işaret ediyor: Vekâlet savaşında Ukrayna Kursk’a girerek Rusya’ya savaş açmış oldu, KDHC de askeri olarak savaş açılan müttefikine destek için asker gönderdi.
Bu bilgilerin teyit gerektirdiği doğru. Öte yandan gerçek olması durumunda dünya bir paylaşım savaşına biraz daha yaklaşmış demektir. Birinci Dünya Savaşı başladığında da aralarında askeri işbirliği anlaşması olan ülkeler birbirlerine arka arkaya savaş ilan etmişlerdi.
Batı emperyalizminin Ukrayna kışkırtması ve savaşı ile Rusya’yı Pasifikte savaşamaz hale getirmeyi denediğini hep yazıyoruz. Bu anlaşma Rusya’yı olası Pasifik cephesinin doğrudan parçası haline getiriyor.
Bu köşede sıklıkla işlediğimiz bir konu, çağımız kapitalizminde sermayenin milliyetçi ideolojisine rağmen cepheye sürecek asker bulmakta zorlanmasıydı. Otuz milyonluk Ukrayna çok büyük dış yardıma ve tüm dünyadan gelen kiralık askerlere rağmen tükendi. İdeolojik açıdan çok daha güçlü olan Rusya da cepheye gönderecek asker bulmakta güçlük çekiyor ve ek 10 bin asker değerli hale geliyor. Paylaşım savaşına emekçileri katma güçlüğünün dünya çapında devrimci bir dinamik olduğunu belirtmiştik.
Diğer bir konu da Çin’in bu anlaşmaya ne dediği ile ilgili. Batı basını kendi arzusunu cisimleştiriyor ve Çin’in Rusya ve KDHC arasındaki anlaşmadan rahatsız olabileceğini yazıyor.
Şu anda Çin, Rusya ve KDHC’nin Batı emperyalizminin uyguladığı basınç karşısında birbirlerine çok ihtiyaçları var. ABD Genel Kurmayı savaş simülasyonlarında Pasifik’te kazanacaklarından zaten emin olsaydı, çoktan düğmeye basmıştı. Karşılarındaki devasa coğrafya karşısında şaşkınlar ve her eklenen km2 işlerini biraz daha zorlaştırıyor.
Ayrıca uluslararası izolasyon altındaki KDHC’nin sanayi ara ürünlerin başlıca tedarikçisi olan Çin’in bilgisi dışında böyle bir anlaşmayı imzalama olasılığı da düşük gözüküyor. Rusya ve Çin arasında her şeyin mükemmel olduğunu düşünmek saçma olur ama içinde bulunan koşullarda çelişkiler erteleniyor muhtemelen.
Ya sosyalizm?
KDHC’nin yeni bir sosyalizm dalgasına öncülük etmesini sanırım kimse beklemiyor.
Yeni bir sosyalist devrim dalgası dünyanın sürüklendiği ve tüm emekçilere karşı açılan savaşın neden olduğu düzendeki çürümeler, zaaflar ve çelişkilerden yararlanan siyasi irade ile gerçekleşecek.