'21. yüzyılın temel sorunu, bütün dünyada sermayesiz ve emekçilerin egemenliğinde ulusların nasıl yaratılacağıdır.'

Königsberg köprüleri ve uluslararası ilişkilerde çözümsüzlük

Her hafta sıkıntılı konulardan mı bahsedeceğiz, bu sefer eğlenceli bir problemimiz var:

18. yüzyılda Doğu Prusya’nın başkenti olan Königsberg halkı tarafından tanımlanan problem Königsberg’in köprüleri ile ilgili. Kenti parçalara ayıran Pregel Nehri’nin üzerinde 7 köprü inşa edilmiştir. Bu 7 köprünün tümünden yalnızca bir kez geçilerek bir yürüyüş yapılabilir mi? Vaktiniz varsa problemin çözümünü aşağıdaki orijinal Königsberg haritası üzerinde deneyebilirsiniz.

18. yüzyılda Königsberg kentini gösteren haritada Pregel Nehri ve üzerindeki 7 köprü görülüyor. Bu köprülerin tümünden ve her birinden yalnızca bir kez geçerek bir yürüyüş yapabilir misiniz?

Bu problemi 1736’da ünlü matematikçi Leonhard Euler çözer, daha doğrusu bu yürüyüşün imkânsız olduğunu matematiksel olarak ispatlar. Ayrıca köprülerle bağlı bir alanda ve köprülerden tek sefer geçilerek yürünebilmesi için bir formül önerir. Böylece bugün matematiğin çok önemli bir alanı olan topolojinin temelleri atılır.

Königsberg’in bu köşeye matematikle ilgisi yüzünden girmediğini tahmin edebilirsiniz. Aşağıda 2. Dünya Savaşı’ndan sonra adı Kaliningrad olarak değişen kentin coğrafi konumu görülüyor. Geçen hafta Biden’ın Polonya ziyareti esnasında bir Polonyalı General Kaliningrad’ın Polonya’ya dâhil edilmesini isteyen bir demeç verdi.

Buradan yola çıkarak “Toprak parçalarının uluslar arasında en az yedi kere el değiştirmesi engellenebilir mi?” diye bir problemi çözmeye çalışacağız.

Şekilaltı: Haritada Kaliningrad’ın stratejik konunu görülüyor. İkinci Dünya Savaşı’ından sonra Almanya’dan Sovyetler Birliği’ne geçen Königsberg’in adı Kaliningrad olarak değişti. Sovyetler Birliği döneminde Baltık ülkeleri (Litvanya, Letonya ve Estonya) Sovyet Cumhuriyetleri oldukları için karasal bağlantı sorunu bulunmuyordu. Ancak karşı devrim sonrası Sovyetler Birliği’nin parçalanması ile Rusya’ya bağlı kalan Kaliningrad’ın Rusya ile karasal bağlantısı kopmuş oldu. Ayrıca Kalaningrad üzerinde tasarruf hakkı işçi sınıfından Rus sermaye sınıfına geçti. Bugün Rusya’nın Baltık Donanmasına ev sahipliği yapan bu bölge Batı emperyalizminin iki gerici unsuru olan Polonya ve Litvanya ile sarmalanmış durumda.

1255 yılında kent olarak kurulan ve kralı onurlandıran Königsberg (Tanrıdağı) isminin emektar Bolşevik, 1919-1946 yılları arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu’nun başkanlığını yürüten Kalinin’in adı ile değiştirilmesine hiçbir itirazımız olamaz.

Ancak Polonyalı generalin arzusunu bir sayıklama olarak değil, Polonya sermaye sınıfının arzusu olarak almak daha doğru. Dolayısıyla yakın vadede gözükmese de, paylaşım savaşının Avrupa’ya sıçraması durumunda Kaliningrad’ın tekrar el değiştirmesi söz konusu olabilir.

Zaten bizim problemimiz de bununla ilgili, bir toprak parçasının fetihler, ilhaklar veya tahakkümler aracılığı ile el değiştirmesinin önlenmesi mümkün mü diye soruyoruz.

Reform yanlısı ve Protestanlığın kalelerinden olan Königsberg defalarca el değiştirdi. Yedi Yıl Savaşları esnasında Rus İmparatorluğu’na geçti, Polonya’nın paylaşılmasıyla Prusya kenti oldu, Napolyon Savaşlarında işgal edildi vb.

Naziler Almanya’da 1933’te iktidara geldiğinde Königsberg Almanya’ya bağlıydı ve nüfusunun çoğunluğu Alman kökenliydi. Hitler’in 1934’de 25 bin kadar destekçisine konuşma yaptığı kentte Naziler oyların yüzde 54’ünü almıştı. Yahudi kökenli vatandaşlara saldırılar, komünistlere dönük cinayetler ve meydanlarda kitap yakmalar Königsberg’te de yaşandı.

Batı emperyalizminin bugün Ukrayna’daki faşistlere olan desteğinin tesadüf olmadığı bir kez daha tarih bize hatırlatıyor.

Ayrıca Königsberg’te tarih bize ABD ve İngiliz emperyalizminin ne kadar gaddar ve kan dökücü olduğunu da anımsatıyor. Daha önce bu köşede ABD ve İngiliz Hava kuvvetlerinin İkinci Dünya Savaşı esnasında Dresden’i nasıl hunharca bombaladığından bahsetmiştik. Königsberg de İngiliz Hava Kuvvetleri tarafından yangın bombaları ile Ağustos 1944’ün sonlarında bombalandı, günlerce yanan tarihi şehir büyük ölçüde tahrip oldu.

ABD ve İngiltere hem Kızıl Ordu’nun girip alacağı sağlam bir kent bırakmak istemiyor hem de Sovyetlere “bakın ne kadar gaddar olduğumuzu görün” mesajı veriyorlardı.

Oysa Kızıl Ordu 1945’te sokak sokak savaşarak üç aylık bir kuşatma sonucu kenti ele geçirecekti.

1946’da kentin adı Kaliningrad olarak değiştirildi, geride kalan Alman nüfus Sovyetler Birliği bölgesinde kalan Almanya’ya göç ettirildi ve yerine çoğu Rus olmak üzere Sovyet halklarından insanlar gelip yerleştiler. 

Şimdi sorumuza yanıt verebiliriz. Bugün olduğu gibi ulusların hâkim sınıfı sermaye sınıfı olduğu sürece coğrafyaların ilhakının, el değiştirmesinin sonlanması imkânsız. Euler’in matematik ispatı kadar gerçek olan şey, sömürücü bir sınıf olan sermayenin aç gözlülüğü ve hırslarının savaşların ve ülke parçalarının el değiştirmesinin esas nedeni olduğudur. Emperyalizm devam ettiği sürece sosyalist devletlerin varlığı da ilhak ve sınır değişikliğini engelleyememektedir.

21. yüzyılın temel sorunu, bu nedenle, bütün dünyada sermayesiz ve emekçilerin egemenliğinde ulusların nasıl yaratılacağıdır. Böyle bir dünya ele geçirmeye değil, doğal olarak bütünleşmeye ve sınırların erimesine dayanacaktır.