Kızılay’ın, “hizmette” Diyanet Vakfıyla yarıştığını söylersek hiç abartı olmaz. Bütçesi elverişli, üstelik giderek zenginleştiriliyor.

Kızılay'a bağış yarışı 

Kızılay’a yapılan yardım ve bağış tutarlarında son birkaç yıldaki yükselme eğilimi dikkat çekiyor. Mali tablolarına göre 2012 ve izleyen yıllarda 50-88 milyon lira arasında dalgalanırken 2016 ve sonrasında birden milyar liralara ulaşıyor. Son beş yılda yurt içi ve dışında 16 milyar 674 milyon lira toplanmış.

Verilerin ayrıntısına bakabilsek belki nedenini anlayabileceğiz. Ancak kamu örgütündeki “karartma” Kızılay için de geçerli. Yayımlanan mali tablolardaki bilgilerle yetinmek zorundayız. Kendimizi çok da üzmeyelim; verdikleri bilgilerden yola çıkarak kuşkularımızı, sorularımızı dile getirelim. Belki bir yanıtlayan bulunur.

Yurt dışından 2019 yılında 3 milyar 270 milyon; 2020 yılında 4 milyar 275 milyon lira yardım toplanmış. İki yılın toplamı 7 milyar 545 milyon lira ediyor. Bu pek alışılmış bir şey değil. 2012 ve sonrasında 2012, 2013 ve 2016’da üç kez yurt dışı bağış yapılmış; topladığınızda topu topu 92 bin 975 lira olduğunu görüyorsunuz.

Yurtiçinde de benzeri bir durum var: 2015 yılında 54 milyon lira bağış ve yardım toplanmışken, ne olduysa, 2016 yılında 1,2 milyar lira olmuş. Sonraki yıllarda da yükselme hızı sürmüş. Sıralayalım: 2017’de 2,2 milyar; 2018’de 3,5 milyar; 2019’da 900 milyon; 2020’de 1,3 milyar lira. Bu tutarlar toplandığında 9,1 milyar lira ediyor.

Bu düzeylerdeki artışın bir nedeni olmalı. İnsanlar acaba, Kızılay’a bağış yaparlarsa tuttuklarının altın olacağına mı inandırıldılar. Yoksa kamu ihalelerindeki kazanılan paraların diyeti mi ödeniyor? Belki de 2017 yılında oynanan Başkentgaz-Kızılay-Ensar para trafiği yaygınlaştırılıyordur. Anımsayalım; Başkentgaz, dolanlı bir işlemle Ensar’a iletilmek üzere Kızılay’a 8 milyon dolar bağış yapmış gibi gösterilmiş; Kızılay 75 bin dolar haraç karşılığında alet olmuştu.

Kuşkularımızın hepsi doğru olabilir. Mali tablolarda giderlerin ayrıntısı görülmüyor. Milyarlarca lira tutarındaki harcamalar “Hayır İşleri Gönüllü Faaliyetler” adı altında kodlanıyor. Bu harcama kaleminde 2020 yılında 5,3 milyar; 2019’da 3,9 milyar; 2018’de 3,2 milyar lira işlenmiş. Bu paraların nerelere harcandığını belgeler incelenmeden ortaya çıkarılamaz.

Gelir tablolarındaki bir başka gariplik daha dikkat çekiyor: Milyar liraya ulaşan tutarlar “Diğer Gelirler” koduyla veriliyor. 2020 yılında 995,9 milyon; 2019’da 876,3 milyon; 2018’de 925 milyon lira bu gelir kaleminde gösterilmiş. Nereden geldiği, kimin ne nedenle verdiği belirsiz.

Kızılay, holding gibi bir örgüt, bünyesinde, İçecek; Portföy; Sağlık; Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi; Kültür ve Sanat; Yatırım; Çadır ve Tekstil sektörlerinde çalışan 6 Anonim şirket var. Kızılay İçecek A.Ş. yılda 1 milyar şişe üretim yapıyor. 26 ülkeye satıyorlar. 3 Hastanesi, 2 sağlık merkezi var. 

Şirketlerin reklamını şu sözlerle yapıyorlar; “Kazandıklarımız iyiliğe dönüşüyor. ”Ama pek fazla kazanamadıkları anlaşılıyor. İktisadi işletmelerinden 2012 yılında 35 milyon lira gelir elde etmişler, sonraki yıllarda iyice düşmüş; 2020 yılında 344 bin lira olmuş.

Faaliyet raporlarında, ilgili yılda ne tür etkinlikler yapıldığına ilişkin kimi bilgiler veriliyor. Afetlerde derhal İBAN numarası verip para toplamaya çalışan Kızılay, yurt dışında “insani yardım faaliyetleri” adını verdiği işlere milyonlarca dolar harcıyor.

2019 yılı faaliyet raporunda 21 milyon Dolar ile 30 bin Avro harcandığı belirtiliyor. Çoğunun afetle ilgi kurulamayacak harcamalar olduğu görülüyor. 

Sözgelişi Ramazan ayında 38 ülkede 60 bin gıda kolisi dağıtılmış; 68 toplu iftar organizasyonu yapılmış 2,9 milyon Dolar harcanmış; ihtiyaç sahiplerine 50 ülkede 9,4 milyon Dolar harcanıp 114.678 hisselik kurban kesilmiş.

Yurt içinde farklı davrandığını düşünmemiz için bir neden yok. Faaliyet raporlarındaki bilgileri yorumladığımızda neler yapıldığını anlayabiliyoruz.

Kızılay’ın, “hizmette” Diyanet Vakfıyla yarıştığını söylersek hiç abartı olmaz. Bütçesi elverişli, üstelik giderek zenginleştiriliyor.