Olaya BÜ’nün başına örülen çorap üzerinden bakacak olursak, Bulu’nun fiziki varlığı gitmiş olsa da, BÜ’yü yok etme misyonunun kapı gibi ortada durduğu görülüyor.

Kayyım Melih Bulu gitti mi?

Olaya Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atanan Bulu adlı kişi açısından bakacak olursak, evet gitti. Hem de hiç kimsenin istemeyeceği bir şekilde gitti. Dayanamayıp yurt dışına gideceği söyleniyor. Bu söylenti doğruysa, gösterdiği duyarlığın bir işe yaramadığını belirtmek gerekiyor. Kendisini istemeyenlerin haklı tepkilerine akademisyen olarak biraz empati duyup istifa etmiş olsaydı, bu durumlara düşmeyecekti. ‘Dava’ya tutkunluğundan mı izin verilmediği için mi istifa etmedi? Şimdilik bilinmiyor.

Bulu’nun, idam sehpasındaki Temel fıkrasından esinlenerek, “Ha bu bana bir ders olsun” deyip demediği de bilinmiyor. Ancak kayyım rektörlüğe hevesli olanlara, ne yazık ki, ders olmadığı görülüyor. Daha olayın külleri soğumadan, hem de 6 aydır kayyım istemediklerini haykıran BÜ için, kayyım rektör olma yarışı başlamış bulunuyor. 

Her an görevden azledilme olasılığı varken, kayyım rektörlük kendisini atayana biat etmek anlamına gelirken, üstelik öğrencilerin ve akademisyenlerin istemediğini bile bile insanlar neden kayyımlığa soyunur? ‘Dava’ için mi, pişkinlikten mi, kendilerini allame-i cihan sandıklarından mı, anlamak mümkün olmuyor. 

Bulu’nun gidişi, nereden baksanız BÜ öğrenci ve akademisyenlerinin, haklı, özverili, akıllı, demokratik, yaratıcı ve duyarlı kesimlerce de desteklenen tepkilerinin başarıya ulaştığını gösteriyor. 

Olaya BÜ’nün başına örülen çorap üzerinden bakacak olursak, Bulu’nun fiziki varlığı gitmiş olsa da, BÜ’yü yok etme misyonunun (umarız şimdilik) kapı gibi ortada durduğu görülüyor. Bu bağlamda BÜ bileşenlerinin başarısı da, askıya alınmış ve pamuk ipliğine bağlanmış oluyor.

Açık ve demokratik bir toplum olamadığımızdan, Bulu’nun neden görevden alındığını tam olarak bilemiyoruz. Yine de onun görevden alınması, bir şeyleri yanlış yaptığı anlamına geliyor. Ancak Bulu ne yanlış yaptıysa, bu yanlışları göreve getirdiği kayyım rektör yardımcılarıyla ortak yapmış bulunuyor. Akademik ve demokratik değerlerin geçerli olduğu ortamlarda, sorumlu kişi görevden alınınca, onun yaptığı yanlışlara ortak olanların da en azından görevlerinden ayrılmaları bekleniyor. Bulu görevden alınırken onun yaptığı yanlışlara ortak olan kayyım rektör yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci’nin vekaleten kayyım rektörlüğe atanması ve İnci’nin bu görevi benimsemesi, bir bakıma BÜ’nün başına çorap örülmeye devam edileceğini gösteriyor. 

İnci de, vakit geçirmeden bunu kanıtlıyor: Sanatsal başarısından dolayı ödül almış, BÜ’nün öğrencileri ve akademisyenleri tarafından en çok sevilenlerden ve öğrencilere en çok yardımcı olanlardan biri olan, 2007’den bu yana ders veren akademisyen Can Candan’ın görevine keyfi olarak son veriyor. Bir çok akademisyen ve birim yöneticisi ile dekanlar dahil kayyım niteliğinde olmayan BÜ Senatosu üyeleri, yapılanın yanlış olduğunu ve bu yanlışın düzeltmesini isteyen yazılar yazsa da, İnci, Bulu’yu aratmıyor: Nuh diyor peygamber demiyor. Arkadaşlarının “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur” ve  "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" gibi uyarılarına da aldırmıyor.  

Bu arada İnci’nin 2020 sonlarında BÜ’deki arkadaşlarına haber vermeden BÜ’ye rektör olmak için YÖK’e başvurduğu, YÖK listesinde ilk sırada olduğu ortaya çıkıyor. İnci’nin bu başvurudan arkadaşlarını haberdar etmemesi, arkadaşlarının onun rektör olmasını istemediklerini bildiğini gösteriyor. 

İnci, BÜ bileşenlerinin, açık ve net bir şekilde 6 aydır kendisinin rektör yardımcısı olmasına, keyfi kararlar almasına, BÜ geleneklerini yok saymasına, (geçen hafta değinilen) dekan adayı seçimiyle ilişkili olarak saçma bir yazı yazmasına, …yaptığı her şeye karşı çıktıklarını da biliyor. Bunları bile bile İnci, bir kez daha insanı şaşırtan bir şey yapıyor: 16 Temmuz 2021 günü akademisyenlere gönderdiği mesajında, “BÜ rektörlüğüne aday olduğumu üniversitemizin değerli paydaşlarına bildirmek istedim” diyor. Evet yanlış okumadınız, aynen bunu yapıyor! Üstelik rektör olarak yapacaklarını 20 maddede özetlerken, BÜ bileşenlerinin duyarlı olduğu hiçbir konuya değinmiyor. Çoğu piyasacı açılımları içeren bu maddeler arasında yer alan, ‘öğrencilerin üniversite yaşamına uygun davranış kurallarına uyumunu sağlayacak önlemlerin alınması” maddesi, BÜ bileşenlerine “6 aydır yaptıklarım bir şey değil, siz beni asıl kayyım rektör olunca görün” ve AKP liderine de, “Ben hazırım” mesajı oluyor.  

BÜ’ye kayyım rektör olmak için, İnci gibi, hazır olanların çokluğu Bulu’nun misyonunun devam etmesi olasılığını yükseltiyor. BÜ öğrenci ve akademisyenlerinin başarılarının kalıcı olup olmayacağı, bir tek kişinin kararına bağlı kalıyor.

[email protected]