'Son söz: Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kapadokya’da milyonlarca yılda oluşan doğa dokusunun ekonomiye kazandırılması emellerine karşı mücadele veriyor. Katkımızı esirgememeliyiz.'

Kapadokya ekonomiye kazandırılmasın

“Kaynakların ekonomiye kazandırılması” özelleştirmenin aldatıcı söylemlerinden biridir. Kamunun malı- mülkü, sermayeye yağmalatıldıkça ekonomiye kazandırıldığı varsayılır. Kapadokya, 2019 yılında çıkarılan 7174 yasa ve 38 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla böyle bir yağmaya hazırlandı.

Alan Yönetimi Başkanlığı adlı özerk bütçeli, bir garip örgüt kuruldu. Yasanın 9. Maddesiyle; “Kapadokya alanı sınırları içinde kalan Hazinenin özel mülkiyetindeki ya da Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar, ormanlık alanlar dahil tahsisli olanların tahsisleri kaldırılarak…” bu örgüte devredilebilir kuralı getirildi. Yatırım yapmak isteyenler 5-6 kuruma başvurmak zorunda kalmasın diye Orman, Çevre ve Şehircilik; Kültür Turizm Bakanlıklarının; koruma kurullarının, kuruluş yasalarından aldığı izin verme, denetleme, ÇED ve SİT yetkileri bu örgüte bırakıldı.

Yasanın amacı, birinci maddesinde; “Kapadokya Alanının tarihi ve kültürel değerleri ile jeolojik/jeomorfolojik dokusunun ve doğal kaynak değerlerinin korunması, yaşatılması, geliştirilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması, planlanması, yönetilmesi ve denetlenmesi…” sözleriyle açıklanıyor.

Başkanlığın en önemli organı Kapadokya Alan Komisyonu; kültür varlıklarını koruma bölge kurulları ile tabiat varlıklarını koruma bölge komisyonlarına verilen yetkileri kullanıyor.

Doğal sit alanlarının tescili, sınır değişiklikleri ve yeniden değerlendirilmesine yönelik kararlar alıyor. Alanın bütününe ilişkin olarak idarece hazırlanan üst ölçekli plan, komisyonun uygun görüşü alınmadan Kültür ve Turizm Bakanı'nın onayına sunulamıyor. Nazım ve uygulama imar planları da ancak komisyon uygun görmüşse yürürlüğe giriyor.

Bu denli önemli yetkilerle donatılmış olan komisyonda sadece, üniversitelerin arkeoloji, sanat tarihi, mimarlık, şehir ve bölge planlama, hukuk fakültelerini bitirmiş ve on yıl piyasada çalışmış olmaktan başka koşulun aranmadığı 7 üye iki yıl sürelerle görevlendiriliyor. Öteki üyelerin görevi sürekli değil. Nevşehir İl Özel İdaresi; Ticaret ve Sanayi Odası; Tabiat Varlıklarını Koruma ile Milli Parklar Genel Müdürlükleri, toplantıların yapılacağı zamanlarda uygun olan birini üye ya da temsilci olarak gönderiyorlar. Belediyeler ile Vakıflar Genel Müdürlüğü de kendilerini ilgilendiren konuların görüşüleceği toplantılara temsilci gönderiyorlar. TMMOB’ne bağlı meslek odaları ise dışlanmış durumda: İdarenin davetiyle ve oy hakkı tanınmaksızın bir gözlemci gönderebiliyor.

Yasada, Kapadokya alanının korunmasından söz ediliyorsa da öyle bir dertleri olmadığı görülüyor. Koruma kavramını piyasanın/kapitalizmin “markalaşmak- pazar analizi” gibi sözcükleriyle tanımlıyorlar. Turizm Tanıtma Strateji Eylem Planında (2021-2025) bolca bu sözcüklerle karşılaşılıyor. Eylem planını hazırlarken 62 turizm temsilcisi ile görüşüldüğü; 32 kurum ve kuruluş temsilcisi ile anket yapıldığı; Kapadokya alanının turistik değerlerini oluşturan ürün envanteri hazırlandığı belirtiliyor. Bu arada Pazar çeşitliliğini artırabilmek amacıyla 17 ülkeden gelen turistlerin tercihlerinin belirlenip uygun tanıtım stratejisi hazırlanması bile düşünülmüş.

Turist sayısının artırılabilmesi için en küçük ayrıntı bile dikkate alınmış ama hiçbir belgede, Alanın dokusunun nasıl korunacağı tartışılmamış. Böyle olunca da Vizyon bildirimindeki şu sözler boşta kalıyor; “…Kapadokya’yı turizmde dünya markası haline getirirken bölgenin sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri korumak, yaşatmak, tanıtmak, gelecek kuşaklara aktarmak…”

Şu günlerde Kapadokya Alanı, içinden yol geçirildiği için tartışılıyor. Ama topraklarına saldırı yeni değil. Geçtiğimiz yıl bir Kanadalı şirkete altın arama ruhsatı verilmişti. Yöre halkı, şirketin sondaja başlamasıyla durumu öğrendi. Binlerce imzalı dilekçeler hazırlandı. Centerra Maden Şirketi, zora düşeceğini anlayınca sahanın verimsiz olduğunu belirterek vazgeçti. Direnilmeseydi, Avanos ilçe sınırları içinde 1.306 hektar alanda altın aranıyor olacaktı.

Kapadokya Alanı Hakkında Yasaya göre, Kapadokya Alan Başkanlığından izin alınmadan kamu taşınmazı satılamıyor. Ürgüp Belediyesi dün (27 Eylül 2022) yaklaşık 20 milyon lira tahmini bedel belirlediği 4 taşınmazını satışa çıkarttı. Kapadokya Alan Başkanlığı kararlarını yayımlamadığı için izin alıp almadığını bilemiyoruz. Alan Başkanlığı AKP kadrolarının atadığı kişilerden oluşuyor. Bu nedenle izin alıp almadığının pek bir önemi yok. Mülkiyet değişimlerini yakın izlemeye alır, ifşa edersek önleyebilecek güç bulabiliriz.

Kapadokya Alan Başkanlığı internet sitesinde çok sayıda rapor/plan vb belge yayımlanıyor. Bunlara çok fazla güvenmemeliyiz.

Yol yapılması konusundaki eleştirileri nedense Alan Başkanlığı değil, Kültür ve Turizm Bakanı yalanladı. Üstelik ne bir plan, proje ne bilimsel bir rapor gösterebildi. Yol geçirilmesinin öngörüldüğü bir plan olmadığı anlaşılıyor. Bu gerçeği, Başkanlığın 2021 yılı Performans raporunda dolaylı yoldan da olsa görebiliyoruz: Raporda planların henüz bitirilemediği belirtiliyor. Bakan da zaten yandaş kanallarda verilen açıklamasında plan, program gibi belgelerden söz edemedi: Tek dayanağı, fotoğrafın çekildiği açının peribacalarına zarar verildiği algısı oluşturduğunu söylemekten ibaretti. Peribacalarının üzerinden geçen yol konusunda herkes görüşünü açıklıyor. Ama asıl görevli, asıl sorumlu olan Başkanlıktan hiç ses çıkmıyor.

Son söz: Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kapadokya’da milyonlarca yılda oluşan doğa dokusunun ekonomiye kazandırılması emellerine karşı mücadele veriyor. Katkımızı esirgememeliyiz.