Kapadokya’yı Halktan kurtarıp, ulusal/uluslararası tekellere pazarlamaya hazırlanıyorlar. Gözden ırak tutmamalıyız. 

Halktan kurtarılmış bölgeler kuruluyor

AKP, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin belediye başkanlıklarını yitirince yandaşlarına pay aktarma olanağı kısıtlandı. Bu yüzden yeni arayışlara giriştiler: Rant avcılarının başka siyasetlere kaymasından korkuyor olmalılar.

Belki de bu yüzdendir: Türkiye Devleti sınırları içinde, yüksek turizm potansiyeli olan bölgelerde, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının uzanamadığı, merkezi ve yerel yönetimlerin yetkilerinin alabildiğince kısıtlandığı; kamusal niteliği tartışmalı, özerk olarak tanımlanabilecek garip örgütler kurma çabalarına giriştiler.

Kapadokya Alan Yönetimi Başkanlığı, ilk olduğu için pilot proje özelliği taşıyor. Arada bir dillendirildiğine bakılırsa büyük bir olasılıkla ardından İstanbul için “Akıllı Şehir” modeli gelecektir. Çeşme yarımadasının da yağmaya hazırlandığını biliyoruz.

Kapadokya Alan Yönetimi Başkanlığı 23 Mayıs 2019 günlü 7174 sayılı Yasayla kuruldu. Yasa ve 31.5.2019 günü çıkarılan 38 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca yönetiliyor.

Kapadokya Alanı olarak belirlenen bölgede Devletin çeşitli kurum ve kuruluşları eliyle kullandığı her tür ve ölçekte imar yetkileri ile arkeolojik, kentsel ve doğal sit alanları; turizm koruma ve gelişim bölgesi milli parklar üzerindeki yetkileri, kamu kurumu olduğu bile kuşkulu bir örgüte teslim edildi. Öylesine ki, gelirleri bütçeyle verilen ödeneklerden oluşmuyor. Dahası, devlet memuru statüsüyle çalışma yasağı var: Çalışmak isteyenlerin devlet memurluğundan ayrılmaları gerekiyor. İş sözleşmeleriyle çalıştırılıyorlar.

Alanın büyüklüğü 83 bin hektar. Şimdilik 6 ilçe, 9 belde, 26 köy 49 mahalleyi kapsıyor. Cumhurbaşkanının sınırlarını genişletme yetkisi var. Avanos; Ürgüp; Göreme; Ortahisar; Gülşehir; Derinkuyu, ilçelerindeki taşınır taşınmaz varlıklar ile bölgede yaşayan 179 bin kişi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının çoğuna uyma yükümlülüğü olmayan özel/özerk bir yapı eliyle yönetiliyor.

Kapadokya, 1985 yılında UNESCO’nun doğal ve kültürel varlıklar kategorisinde Dünya Mirası Listesine alındı. Uluslararası hukuk ilkelerince korunması gerekiyor. Oysa 22.10.2019’da Göreme Vadisi milli park olmaktan çıkarıldı. 24.2.2020 tarihinde de Arkeolojik; Kentsel; Doğal SİT alanları ile etkileşim geçiş sahası; Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi statüleri kaldırıldı. Kapadokya alanı, korunma silahlarından yoksun bırakılarak, kamu olma niteliği bile taşımayan bir örgüte teslim edildi.

Yasanın kurgusuna göre Başkanlık, Alan yönetimine ilişkin karar taslakları hazırlayıp  “Kapadokya Alan Komisyonu”nun onayına sunuyor. Uygulanabilmesi için Komisyonun karar vermesi gerekiyor. Kamu kurum ve kuruluşları bile mülkiyetlerindeki taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunabilmek için Başkanlıktan (Komisyondan) izin almak zorunda.

Başkanlık, bir anlamda Alan Komisyonunun sekretaryası gibi çalışıyor. Her tür ve ölçekte imar planlarının hazırlanması; Orman ve milli park alanlarının belirlenmesi ve yönetilmesi; SİT karar taslakları hazırlanması görev alanı içinde. Bunları hazırlayıp Komisyona sunuluyor. 

11 Üyeden oluşan Komisyonun başkanlığını Nevşehir Valisi yürütüyor. Üye seçiminde başkan ile İl Özel İdaresinden görevlendirilecek bir üye dışında kamuda çalışıyor olma koşulu aranmıyor. Yasaya göre 7 üyesini Kültür ve Turizm Bakanlığı; “Üniversitelerin arkeoloji, sanat tarihi, mimarlık, şehir planlama/şehir ve bölge planlama, jeoloji ve hukuk ile biyoloji veya kimya bölümlerinden lisans eğitimlerini tamamlayarak mezun olmuş, alanında uzman ve en az on yıl deneyime sahip çalışmış” olanlar arasından görevlendiriyor. Çevre ve Şehircilik ile Tarım Orman Bakanlıklarının da birer üye gönderme hakları var ancak bu üyelerin de kamu personeli olması gerekmiyor. Komisyonda Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odasına da bir üye hakkı tanınmış ama nedense TMMOB’nin yok.

Kapadokya Alan Yönetim Başkanlığı yeni kuruldu. Faaliyet raporlarında yaptıkları işler değil, hazırlıklarına ilişkin bilgiler yazıyor. Bugün için kamuya yansıyan etkinlikleri olmadığı için dikkat çekmiyor. Kapadokya’yı Halktan kurtarıp, ulusal/uluslararası tekellere pazarlamaya hazırlanıyorlar. Gözden ırak tutmamalıyız.