AKP'nin uzun iktidarındaki hak gasplarından ve adaletsizliklerden sonra gelen eylem planı, emekçi halkın hak ve özgürlüğünü değil, sermayenin emekçiyi ezme hak ve özgürlüğünü anlatıyor.

Hak gaspları, eylem planı ve AKP

Yıl 2021… Siyasal iktidar 11 ilke ve 9 amaçtan oluşan İnsan Hakları Eylem Planı (İHEP) açıklıyor; mücadelelerle kazanılan, kendi döneminde gasp edilen yılların hak ve özgürlüklerini yeniden bulmuş gibi yazıyor.  

Yeni bir iktidardan, yürütme yetkisi ve görevini yerine getiren yeni bir siyasetten ve onun eylem planından söz etmiyoruz. 18 Kasım 2002’den 9 Temmuz 2018’e kadar Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım başbakanlıklarındaki Bakanlar Kurulu tarafından, 9 Temmuz 2018’den bu yana da Recep Tayyip Erdoğan başkanlığı tarafından yürütülen bir AKP iktidarından söz ediyoruz. 

Bu tarihleri ve on sekiz yılı aşan uzun dönemi unuttururcasına, kendilerince sıraladıkları, emekçi halkla ilgisi olmayacağı gayet açık insan haklarıyla ve eylem planıyla sahne alınca yeni bir siyasal iktidar imajı verme gösterisiyle birilerini kandıracaklarını mı sanıyorlar?

Aydınlanmanın çocuğu olan hak kavramı ve mücadelelerle kazanılarak insanlıkla özdeşleşen hak ve özgürlükler anayasal gelişme hareketindeki hukuksal zeminine karşın, 21. yüzyılda on sekiz yılı aşan uzun iktidar süresine karşın bugün sorun alanı olarak tanımlanıyor ve yeni eylem planına konu oluyorsa sorumlusu kim? Her halde hak gasplarına uğrayanlar, ezilenler, sömürülenler değil.

Kim egemen? Sermaye sınıfı…

Kim siyasal iktidarda? Sermaye sınıfının siyasal partisi/partileri…

“Din” referansını kim devlete, hukuka ve siyasete sokuyor? Siyasal iktidar…

Eksikli de olsa evrensel hak ve özgürlük tanımlarını yazan Anayasayı uygulamak, uyulmasını sağlamak, bunları yaparken de o Anayasaya uymak zorunda olan, hak ve özgürlükleri güvence altına alması gereken kim? Yasaması, yürütmesi, yargısı ve anayasal kurumlarıyla devlet… 

Hak ve özgürlükleri tanımlarken aynı zamanda sınırlayıcı, gasp edici hükümleri getiren yasaları çıkaran kim?

Yasama organı…

Ulus adına yargılama yetkisini kullanarak yargısal denetim yapan kim? Yargı organı…

Kanunların Anayasaya uygunluğunun ve Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü tarafından ihlal edilip edilmediğinin denetimini yapan kim? Anayasa Mahkemesi…

Anayasasıyla, yasalarıyla, KHK ve CBK’leriyle, yasama ve yargı organlarıyla, diğer anayasal kurumlarıyla, iç ve dış güvenlik güçleriyle, üniversiteleriyle tüm devleti yeniden ve yeniden biçimlendiren; partileştiren kim? Sermaye sınıfının rızasıyla siyasal iktidar…

Siyaseti, siyasi faaliyet hakkını, genel oy hakkını, seçim sistemini adaletsizleştirip düzen içi muhalefete adaptör takan kim? Sermaye sınıfının rızasıyla siyasal iktidar…

Adaptörlü siyasete, demokrasi yanılsamasına, siyasal iktidarla ve dinsellikle uyumlaşmaya, sınıflı ve sömürülü düzene rıza gösteren kim? Düzen içi muhalefet…      

Sermaye sınıfının ve dinselliğin örgütleri güçlendirilerek bütünleşirken hak ve özgürlük gasplarına uğrayanlar kim?  İşçi sınıfı, emekçiler, bu düzen değişmeli diyen aydınlar, sanatçılar, siyasetçiler… 

Anayasayı, hukuku, devleti, rejimi istediği gibi biçimlendiren; kaynağını aldığı Anayasayı rafa kaldıran ve hukuksuzluğu hukuk yapan; patronlara, sermayenin örgütlerine, tarikat ve cemaatlere, siyasi ortaklarına, yandaş dernek ve vakıflara, yandaş sendika ve meslek kuruluşlarına, yandaş medya ve sanatçılara, yandaş akademisyenlere ve öğrencilere hak ve özgürlüklerin yolunu açık tutup, düzen içi muhalefetle pazarlıklara girişip emekçi halkın hak ve özgürlüklerini gasp eden bir düzenin uzun iktidarından geliyor eylem planı.

AKP tarafından seçilerek yazılan ve insan hakları standartlarının yükseltilmesine yönelik olduğu söylenen ilke ve amaçların hepsi aslında mevcut Anayasada yer alıyor. Ayrıca, hem Anayasanın dayanağı olan uluslararası sözleşmeler hem de 90. madde gereği, usulüne göre yürürlüğe konulmuş olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler de yerinde duruyor. 

Hepsi de mevcut hukuk içinde var. Ama siyasal iktidar ballandıra ballandıra eylem planı anlatıyor. Seçtikleri başlıklar dışındakilere, örneğin grev hakkını varmış gibi gösterip kullanımını Anayasayla ortadan kaldıran maddeye dokunmuyorlar. 

Toplumcu bir anayasadan söz etmiyoruz elbette. AKP’nin yeniden başlattığı anayasa tartışmalarında sıklıkla dile getirdiği gibi 12 Eylül 1980 darbesi ürünü olan ama ağırlığı (19 Anayasa değişikliğinden 12’si) AKP’ye ait değişikliklerden oluşan, AKP’yi hukuksal anlamda var eden ve iktidar yapan bir anayasadan, sermayenin egemen olduğu sınıflı toplumun ilişkilerini yansıtan ama hak ve özgürlükleri de eşitlik ilkesine göre içinde taşıyan bir düzen anayasasından söz ediyoruz.

Kendi inisiyatifinde biçimlenen bu Anayasaya dahi uymayan, keyfince istediği maddeyi istediği zaman uygulayan ya da uygulamayan, çifte standart uygulamaları gayet başaran, sermaye sınıfıyla birlikte denetimi elinde tutan, yasama ve yargı denetimlerini istediğince frenleyen ve önemsizleştiren, Cumhuriyeti ve niteliklerini sözcüklere indirip Anayasada tutan ama uygulamada başkalaştıran bir siyasal iktidardan söz ediyoruz.

Masumiyet karinesinden söz edip karşıtlarını ulu orta terörle damgalayan, toplantı ve gösterileri, düşünceyi açıklamayı çifte standart uygulayan, bağımlı hale getirdiği yargının kararlarından işine geleni tanıyan gelmeyeni tanımayan bir siyasal iktidardan söz ediyoruz. 

Emekçiler üzerindeki hak gasplarını pandemiyi bahane ederek katmerli hale getiren, emekçilerin hak ve özgürlüklerini, eşitliği ve adaleti ancak ve ancak kapitalizmin izin verdiği yerde ve biçimde var sayan bir düzenden söz ediyoruz.

İlke ve amaçlardan birkaçına bakmak sınıfsallığı, durumu ve insan haklarında kimlerin standartlarının yükseltileceğini göstermek yönünden yeterli.

Laiklikten söz edilmiyor ama varlığını borçlu olduğu laikliği yıkan din özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesinden söz ediliyor. Sözleşme özgürlüğüne, hukuksal güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceği; girişim ve çalışma özgürlüğünün rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korunup ve geliştirileceği temel ilkeler arasında gösteriliyor. Mülkiyet hakkının daha etkin korunması da temel amaç. 

AKP iktidarının söz ettiği eylem planı, bir yandan on sekiz yıldır bozduklarının, parçaladıklarının, gasp ettiklerinin kanıtı; diğer yandan insan hakları eylem planı değil, sermaye hakları eylem planı… Emekçi halkın hak ve özgürlüğü değil, sermayenin gericiliği de kullanarak emekçiyi ezme hak ve özgürlüğü.

Emekçiler demokrasi yanılsamalarının, soyut hak ve özgürlük sözcüklerinin kendilerini aldatmasına izin vermez.