Yeni Yönetmelikte, gizlilik dereceli birimler arasına Teftiş ve Denetim kurulları eklenmiş. Bu düzenleme, teftiş/denetim raporlarının Devletin gizli belgesi sayıldığı anlamına geliyor.

Güvenlik soruşturması...

Kamuda, biraz özelliği olan bir göreve atanmak istiyorsanız, özel yaşamınızın didik didik edilmesine katlanmak zorundasınız. Arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması aşamalarından geçemeyenlerin kamu görevine atanmaları yasak.

Arşiv araştırmasına diyeceğimiz yok. Kamuya atanmak isteyen herkes arşiv taramasından geçiriliyor. Devletin arşivlerinden, adli sicil kaydınız; kolluk güçlerince aranıp aranmadığınız; kamu görevinden çıkarma ya da hakkınızda memur olmanıza engel, kesinleşmiş mahkeme kararı olup olmadığı gibi bilgiler araştırılıyor.

Ama güvenlik soruşturması için aynı sözleri edemeyiz. Onur kırıcı... Düşünebiliyor musunuz? MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ya da valiler, hakkınızda bilgi toplamak üzere peşinize polisleri/ ajanları takıyor. Yazdıkları raporlar olumlu değilse kamu görevlisi olamıyorsunuz.

Bütün kamu görevlileri için istenmiyor ama kapsama alanı çok geniş. Üst düzey görevlerde; askeri ve kolluk görevlerinde; gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri saklayan birimlerde; Cumhurbaşkanınca gizli olduğuna karar verilen yerlerde çalışanlar; teftiş ve denetim elemanları, bu tezgahtan geçmek zorunda.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının kuralları 1994 yılında çıkarılan 4045 sayılı yasayla düzenlenmişti, önemli maddeleri iptal edilince 7.4.2021 günlü 7315 sayılı bir yasa çıkarıldı. CHP, iptal isteğiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Bir yıldır gündeme alınmayı bekliyor. Ama geçtiğimiz hafta 3 Haziran 2022’de Yönetmeliği yayımlandı.

Yasa ve Yönetmelikte, toplanan bilgiler başka amaçlarla kullanılamaz; işlenme amacı ortadan kalktığında silinir; dava açılmamışsa iki yıldan çok arşivlerde tutulamaz, yok edilir…gibi kurallara yer veriliyorsa da kulak asmayın.

Soruşturma bugünün işi değil. Devlet, vatandaşına hiç güvenmedi. Hep fişleme gereği duydu. Üstelik bunu yaparken kuralları yasalarla belirlensin, hukuka uygun olsun diye bir kaygı da taşımadı. Güvenlik soruşturması yapılmasının nedenini sorsanız, şöyle bir yanıt vereceklerdir; “devlet, işe alacağı kişinin kim olduğunu araştırmasın mı?”

Elbette araştırılacak. Ama neyin araştırıldığı önemli. Kamu görevine atanmak isteyenin peşine polisler, ajanlar takıyorlar. Belli ki görevin gerektirdiği niteliklere uygunluk dışında başka özellikler aranıyor. Hemen hukuk, adalet, sözcükleri dökülüvermesin dudaklarımızdan; Anayasa Mahkemesi, kişisel veriler yeterince korunursa Anayasaya aykırılık oluşmaz diye kararlar veriyor.

1953 ve 1964 yıllarında, dayanağını yasalardan almayan iki Bakanlar Kurulu Kararı çıkarıldığı biliniyor. Yıllarca yürürlükte kaldı. 1986 yılında Resmi Gazetede yayımlanmayan “gizli” bir yönetmeliğin yürürlüğe konulduğunu yıllar sonra Danıştay iptal edince öğrendik. Yerine geçmek üzere 1990 yılında çıkarılan Yönetmelik de dayanağını yasalardan almıyordu.

1994 yılında 4045 sayılı yasa çıkarıldı. Kamuda gizlilik derecesi olan birimler ile askeri ve istihbarat kurumlarında çalışanlar hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır, denilmekle yetinilmişti. Hangi kurum ve kuruluşların ya da birimlerin gizlilik dereceli olduğu; ne tür bilgilerin gizli sayılacağı; kimlerin erişme hakkı olduğu gibi konular, somut, elle tutulur hiçbir kural öngörülmeksizin Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmeliğe bırakılmıştı. Yeni bir yönetmelik çıkarılmadı. 1990 yılındaki yönetmelik 2000 yılına değin uygulandı.

OHAL döneminde kapsam genişletildi. 6 Ocak 2017 günlü 680 sayılı KHK ile KİT’lerde çalışanlar ile özel güvenlik görevlileri kapsama alındı. 24 Aralık 2017 günlü 696 sayılı KHK ile sürekli kadrolara geçirilecek olan taşeron işçileri için bile güvenlik soruşturması zorunluğu getirildi.

18 Ekim 2018’de çıkarılan 7128 sayılı torba yasayla soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin yetkileri de önemli ölçüde artırıldı. 4045 sayılı Yasanın Birinci Maddesine eklenen fıkrayla, Cumhuriyet savcılıklarınca yürütülen soruşturma sonuçlarını ve kovuşturmaya gerek görmediklerine ilişkin kararlarını isteme yetkisi tanınmıştı.

Güvenlik soruşturmasının tarihi oldukça eski olmakla birlikte Devlet Memurları Yasasında yer verilmemişti. 15 Temmuz bahanesiyle 29 Ekim 2016 günlü 676 sayılı KHK ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının memur olabilme koşulları arasına; “güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” kuralı eklendi. Bu kuralı Anayasa Mahkemesi; “…kamu görevine atanacak kişiler için koşullar öngörülmesi doğaldır…ancak kuralları ve kamu makamlarının yetki ve sorumlulukları yasalarla açık olarak belirlenmelidir…oysa eklenen fıkrada güvenlik soruşturması yapılır denilmekle yetinilmiştir…” gerekçesiyle iptal etti. Ama iptal edilmesinin anlamı yok. Güvenlik Soruşturması yapılmasını düzenleyen yasa ve yönetmeliklere dayanılarak uygulama sürdürülüyor.

Yazıyı kötü bir haberle bitireyim. Yeni Yönetmelikte, gizlilik dereceli birimler arasına Teftiş ve Denetim kurulları eklenmiş. Bu düzenleme, teftiş/denetim raporlarının Devletin gizli belgesi sayıldığı anlamına geliyor. Anlaşılan o ki ulaşamayalım diye gizlilik zırhı giydirmeye çalışıyorlar.