Üzerimize çökmeye başlayan karanlığın, gölgesinde emekçiler de tıpkı patronlar gibi planlarını, stratejilerini belirleyecek ve tufanda öncelikli kurtarılacak kendi 'kıymetlilerini' sıralayacak.

Fırsatçılar

İş dünyasının liderleri için her ne kadar iktisadi gidişat, endişelerin başında gelse de, son birkaç yılda, öngörülemez ortamda yollarını bulmayı, işgücüne hıza vermeyi, birbirine dolanan tedarik zincirlerini çözmeyi ve jeopolitik ve iktisadi etkilere uyum sağlamayı öğrendiler”, demiş.

Kim mi?

KPMG isimli, küresel ölçekte şirketler topluluğu olarak faaliyet gösteren bir İngiliz şirketinin Küresel Başkanı ve CEO’su Bill Thomas. KPMG, 2022 yılında iki ayrı araştırma yürütmüş. 

İlki, Rusya Ukrayna savaşı öncesi 12 Ocak - 9 Şubat arasında beş yüz şirket CEO’su ile yürütülen 2022 yılı için “CEO Nabız yoklaması”. İkincisi de 12 Temmuz- 24 Ağustos tarihleri arasında bin üçyüz yirmi beş CEO ile yürütülen yıllık “CEO Görünüm” araştırmasının 8. versiyonu. Bu araştırmaların sonuçlarından derlenen bir rapor yeni yayınlandı. Raporun başlığı şöyle Türkçeleştirilebilir: “Belirsizlikten fırsat çıkarmak” (Finding opportunity in uncertainty).

Raporun kapsamında Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD pazarlarında faaliyet gösteren 11 kritik sanayiden (varlık yönetimi, otomotiv, bankacılık, parakende, enerji, altyapı, sigorta, biyokimya-ilaç-tıp,
imalat, teknoloji ve telekomünikasyon) tepe yöneticilerin görüş, öngörü ve beklentileri var. 

Anlayacağınız dünyanın tepesine çöreklenmiş sermayenin tepesinin de tepesi, küresel ölçekte ekonomik istikrarsızlık, yoksulluk, temel yaşamsal gereksinimlerden yoksunluk krizi yaşanırken bu tablo üzerinden nasıl fırsatçılık yapacaklarını yayınlamışlar. Açık açık, sayfa sayfa, tablolar, grafiklerle1.

Gelin hızlıca inceleyelim.

Raporda söz konusu fırsatlar dört alt başlıkta toplanmış: ekonomik gidişat; teknoloji; vasıflı işgücü ve çevre-toplum-yönetişim bileşimi. Sadece ekonomi ve işgücü başlıklarına bakmak yeterli fikri verecektir.

Ekonomik gidişata ilişkin olarak uluslararası sermayenin kaymak tabakasının öngörüsü gayet net. Görüşülen her on CEO’dan dokuzu, gelecek 12 ay içerisinde ekonomik durgunluk beklediğini söylemiş. Ağustos 2022’de CEO’ların risk olarak gördüğü başlıklar: işleri karıştıracak nitelikte teknolojik gelişme; bazı operasyonel sorunlar; başa bela olacak yasal düzenlemeler diye sıralanıyor. Öte yandan bu beklentiye rağmen tepenin tepesi gayet iyimser bir tablo da çiziyor. Risklere karşı hazırlıklı olduklarını belirtiyorlar.

Neymiş bu hazırlık diye merak edecek olursanız, hemen işgücü başlığına geçelim. Rapora göre görüşü alınan CEO’ların yüzde 75’i izleyen 6 ay içerisinde işe alımları durduracağını, yüzde 80’i de yine izleyen 6 ay içerisinde beklenen durgunluğun gerçekleşmesi durumunda toplu işten çıkarmalar planlayacaklarını açıklıyor. Uzun dönemde ise, örneğin 3 yıllık bir dönemde, şirketlerin “kafa sayısını” (headcount) artırmayı düşünebileceği söyleniyor. 

Uzun dönemli bu “iyimserliğin” kastettiği kafa sayısı artışının da önceliği var elbette. Raporda yine açıkça işçiler açısından önceliğin ihtiyaç duyulan vasıflara verileceği ve bu anlamda gerekli emek-değer oranına ulaşmak için her tür uygulamanın yapılacağı belirtiliyor. Buna İngilizcede “employee value proposition” deniyor, Türkçesi “işçi kıymet beyanı” diye çevrilebilir. Bu aslında bir pazarlama terimidir. Patronların işlerine yarayacak nitelikte işçileri çekmek için, kendilerini işgücü piyasasında etkili bir “işveren markası” haline getirmek amacıyla uyguladıkları taktiklerin parçasıdır.

Bu süslü tanımların ve naif iyimserliğin altında Dünyanın en büyük sermaye gruplarının beklenen krizin bedelini “kıymetli” bulmadıkları emekçilere keseceği stratejik planlar yatıyor. 

Rapor, gümbür gümbür gelen ekonomik durgunluğun, enerji ve gıda krizinin tozundan dumanından patronların sadece işlerine yarayacak nitelikteki işgücüne can yeleği atacağını ve bağrına basacağını açıklamış oluyor.

Gerisi? Kafa sayısını azaltmak için işten çıkarılacak kimbilir ne kadar işçi, dondurulmuş işe alımlarla çaresizliğe itilen milyonlarca işsiz, operasyonel açıdan “kıymetli” olmadıkları için ücret ve çalışma koşulları esnetildikçe esnetilen yoksul ücretliler, onlara ne olacak?

Bu soruların cevabı elbette sözü geçen bu raporda yok, hem neden olsun ki? Dünyanın en büyük sermaye sahipleri adına görüş bildiren yöneticilerden emekçilere dönük çözüm önerileri, krizle başa çıkma stratejileri mi bekleyecektik?

Ne münasebet. Üzerimize çökmeye başlayan karanlığın, gölgesinde emekçiler de tıpkı patronlar gibi planlarını, stratejilerini belirleyecek ve tufanda öncelikli kurtarılacak kendi “kıymetlilerini” sıralayacak. Onlar ne kadar hazırsa, biz de en az o kadar hazır olacağız. 

Size iyi haber, iş restleşmeye döndüğünde vasıfta da, kafa sayısında da üstünlük bizde.