Derler ya “ne güzel İstanbul” diye… Patronlar, EYT'ye ilişkin işte böyle bir ajandaya sahip.

EYT’de patronun ağzındaki bakla çıktı

Beklenen oldu ve patronlar EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) gündemine de el attı.

Oysa geçtiğimiz haftaya kadar konuyla ilgili hiç sesleri çıkmıyordu. Şimdi anlıyoruz ki sessizlik hayra alamet değilmiş. Kendi öncelikleri doğrultusunda bir düzenleme için harekete geçmişler bile.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK, Çalışma Bakanlığı’na ayrıntılı bir rapor sunduklarını duyurup, patronların önceliklerini içeren "EYT formülü"nü kamuoyuna açıkladı. Bu açıklamayı değişik sektör temsilcilerinin gazetelerde yayınlanan demeçleri izledi.

Hepsinde dile getirilenler aynı.

Emekli olacak işçilerin getireceği kıdem tazminatı yükünde kendilerine yardımcı olunması, emekli olup çalışmaya devam edeceklerin sosyal güvenlik destek primlerindeki işveren maliyetlerinin hafifletilmesi ve emeklilik sonrası işyerlerinde ortaya çıkacak nitelikli eleman açığının esnek çalışma yöntemlerinin yaygınlaştırılmasıyla ortadan kaldırılması.

Her gündeme kendi çıkarına göre şekil vermeye çalışan, bu işte mahir olduğu kadar küstah bir burjuva sınıfı var ülkede.

EYT sonrası ödemen gereken kıdem tazminatını işsizlik sigortası fonuna ya da devletten alacağın ucuz krediye yık, göndermek istemediğin işçinin sigorta destek primini Hazine'den al, üstelik onu bir de adını “güvenceli esneklik” koyduğun belirsiz istihdam biçimleri ve çalışma süreleriyle çalıştır.

Derler ya “ne güzel İstanbul” diye…  Patronlar, EYT'ye ilişkin işte böyle bir ajandaya sahip.

Fırsatçı burjuvazimiz, 1999 yılında iktidardaki temsilcileriyle birlikte emeklilik hakkını çaldıkları milyonların bir kez daha gözünün içine baka baka, çalınan hakkın küçük bir bölümünün iadesi gündeme geldiğinde dahi yeni bir hırsızlığın peşine düşmüş.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, 2023 yılı bakanlık bütçesi görüşmelerinin yapıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısındaki konuşmalarından da anladık ki, hükümet de hazırlıklarında EYT’lilerden çok patronların önceliklerini dikkate alacak.

DSP’den AKP’ye - Büyük hırsızlık

Kısa bir hatırlatma yaparak devam edelim.

Hak kaybına neden olan yasa değişikliği, 17 Ağustos depreminin enkazı henüz kaldırılmadan, 25 Ağustos günü Meclis'te görüşülüp kabul edildi, 8 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile sigortalılık başlangıçları yasanın yürürlük tarihinden önce olan çalışanların emeklilikleri 15 yıla kadar gecikti. Emeklilik için gereken prim gün sayıları yükseltildi. Sigortalılıkları bu tarihten sonra olanlar ise prim günü ve çalışma yılı şartlarını doldurmuş olsalar bile emeklilik için kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşına kadar beklemek zorunda bırakıldılar. Mezarda emeklilik dediğimiz düzenleme kısaca buydu.

Yetmedi, 2008 yılında yasada ikinci bir değişiklik daha yapıldı. Bu kez emekli aylığı bağlama oranları düşürüldü. Yani ulaşması neredeyse imkansız hale gelen emeklilik hakkını zor bela elde edecek çalışanlar için, emekli olduklarında alacakları maaşlar düşürüldü.

Özetle işçilerin sadece emeklilik hakkını değil, emekli olduklarında alacakları maaşların da bir bölümünü onlardan çaldılar.

İlk değişikliğin Bülent Ecevit’in, ikincisinin Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında yapıldığını, her ikisinde de patron örgütlerinin hazırladığı raporların referans alındığını ekleyelim.

Mezarda emekli olmaya devam

Şimdi seçim arifesinde gündeme gelen düzenleme bu hırsızlık sırasında çalınanların bir bölümünü iade ediyor fakat ortadaki mağduriyeti ortadan kaldırmıyor.

Çalışma Bakanı bu hafta, düzenlemeye dair daha önce paylaşılmayan kimi detayları aktarmış oldu. Bakan düzenlemenin sadece yasanın çıktığı 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta girişi olan çalışanlar için aranan yaş şartını kaldırılacağını söyledi. Bu durumda olanların rakamını da 1,5 milyon kişi olarak açıkladı. Açıklamada yer alan diğer detay ise aynı kategoride 4,5 milyon kişinin daha olduğuydu. Onlar EYT yasası çıktığında henüz tamamlayamadıkları diğer iki şart olan prim günü ve sigortalılık yılı koşullarını tamamladıkça emekli olabilecekler.

Geriye kalan milyonlarca kadın 58, erkek 60 yaşını bekleyecek. Elbette düzenli bir işte yeterli süre çalışma şansına sahip olup en az 7 bin gün sigorta primi ödenmesi koşuluyla.

Ayrıca emekli aylığı bağlama oranlarını düşüren 2008 yılı değişikliğine dokunulmayacağı anlaşılıyor. Demek ki EYT yasasından hemen ya da zaman içinde yararlanabilecek toplam 5,5 milyon kişiye bağlanacak emekli aylıkları eski yasaya göre hesaplanandan çok daha düşük olacak.

İşçi sınıfından kepçeyle çaldıklarını kaşıkla geri vermeye kalkıyorlar. Kırıntılarla yetinmek yok. EYT yetmez. Emeklilik, işçi sınıfının kazanılmış hakkı olarak yeniden alınana kadar mücadele devam edecek.