Yüz yıllar önce varlıklı ecdadımızın kurduğu vakıfları yöneten VGM’nin, iyilik, merhamet anlayışına ve insafına gereksinmemiz yok artık.

Ecdat malı iktidarları besliyor

Siyasi iktidarlar, 1950’li yıllardan bu yana, mazbut vakıf taşınmazlarının peşini kovalıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM) derinlemesine arşiv çalışmaları yürütüyor. Bulunanlar, derhal VGM kütüklerinde ilgili vakfın mülkiyetine işleniyor.

VGM’nin işini kolaylaştırmak amacıyla 1957 yılında yasa bile çıkarıldı. Geçen hafta “Ecdat Yadigarı” başlıklı yazımda değinmiştim. Yasada; vakıf kaynaklı, korunması gerekli tarihi ve mimari değer taşıyan eserlerin mülkiyeti tekrar VGM’ye devrolunmuştur, kuralı öngörülmüştü. Bu kural 2008 yılında yürürlüğe giren 5737 Sayılı Yasa’ya konulduğu için günümüzde de yürürlükte.

AKP, bu maddeyi gerekçe gösterip, gözüne kestirdiği eserleri, mazbut vakıflardan biriyle uyduruk bir ilişki kurup, dönümlerce arsalarıyla birlikte kamu idaresinden alıyor. Aradan geçen zaman içinde hedeflerindeki taşınmazların çoğunu geri aldılar.

Taşınmazların kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetine neden geçtiğine bakalım:

Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllarda, Şer’iye ve Efkaf Vekaleti kaldırıldı; laikliğin egemen kılınması amacıyla Eğitim Birliği Yasası çıkarıldı; kamusal hizmetler devletin yükümlülüğü olarak yeniden tanımlandı. Vakıflara gerek kalmadı. Ve sıbyan mektepleri; yurt ve benzeri yapılar; müzeler; bedestenler; çeşmeler, ilgisine göre Hazine, belediye, köy tüzel kişiliklerine devredildi.

Yüz yıllar önce varlıklı ecdadımızın kurduğu vakıfları yöneten VGM’nin, iyilik, merhamet anlayışına ve insafına gereksinmemiz yok artık. Kamu hizmetinden devletin sorumlu olduğu bir cumhuriyette yaşıyoruz; başarılamamışsa hesabını devletten sorarız. İlgi alanımızda vakıflar olamaz.

Vakıf taşınmazları, iktidarların çok işine yarıyor. Çeşitli sermaye gruplarına rant dağıtıp, iktidarlarını güvenceye alıyorlar. Çıkar ilişkilerini gizleyebilmek amacıyla kurucularına ve kurulma amaçlarına dinsel dozu yüksek söylemlerle kutsallıklar atfediyorlar.

Kentlerin nüfus yoğunluklarının artmasında VGM’nin de sorumluluğu var. Vakıf taşınmazlarından elde edilen gelirlerin artırılması adına kentlerin nüfus yoğunluğunu artıracak bir anlayışla imar planları yenileniyor ve üzerlerine devasa bloklar, AVM’ler yaptırılıyor. Satılıyor ya da kat karşılığı/ hasılat paylaşımı gibi yöntemlerle elden çıkarılıyor. Vakıf eserlerin korunması ve hayrat koşullarına uyarlık sağlanması adına yapım/onarım/restorasyon karşılığında 49 yıla değin sürelerle kiraya veriliyor. Ve bu işleri yaparken Merkezi bütçe disiplini dışında olmanın keyfini sürüyor.

İmar yetkisi olan kurumlar vakıf eserlerini etkileyecek düzenlemeleri yaparken VGM’den görüş almak zorunda. Kültür varlıkları gökdelenlerin arasında yitip gittiğine göre her isteğe olumlu yanıt veriliyor. Hemen her gün basında Restorasyon uygulamalarını gösteren resimler görüyoruz ve içimiz acıyor.

Dahası bu işler karşılığında kazandıkları paranın ne tür hayırlar için kullanıldığını bilemiyoruz.

Yaptıkları ihaleler de çok garip. Resmi Gazetede 2 Nisan günü Çanakkale-Merkez, Barbaros Mahallesinde tapu alanı 5 bin 711 m² yüzölçümlü 5 katlı bir öğrenci yurdunun onarım karşılığı on yıl süre kiralanması ilanı yayımlandı. İhaleyi kazanan yüklenici, onarım için 6,5 milyon lira harcayacak; ilk yıl ayda bin lira; ikinci yıl ayda 35 bin lira kira ödeyecek. İzleyen yıllarda kira tutarı TÜFE ile güncellenecek. İhale hesabının neye dayandırıldığı belirsiz. İlanda, onarım projesini yapmak, gerekli izinleri almak, malzemeyi satın almak döşemek ve bütün bunları gerçekleştirmek görevi yükleniciye bırakıldığına göre ortada proje yok.

İşin bir başka garipliği de ayrıca dikkat çekiyor: öğrenci yurdunun onarım ve işletme ihalesine katılmak isteyenlerden inşaat alanında iş bitirme belgesi isteniyor. Bu durumda inşaat yüklenicisinin önünde iki seçenek var; ya yurt işletmesini öğrenip kendi işletecek ya da başkasına kiralayacak.

30 Nisan günü Kocaeli Gebze ilçesinde, kafe, restoran, lokal, sosyal tesis fonksiyonları olan bir hamamın restorasyon karşılığı 30 yıllığına kira ve işletme ihale ilanı yayımlandı. Yüklenicisinden onarıma 4 milyon 108 bin lira harcaması isteniyor. İlan metnindeki şu sözlerden henüz projesinin bile olmadığı algısı uyanıyor; “tahmin edilen bedel, restorasyon bedeli olup; varsa proje, çevre düzenleme, vb… tüm maliyetleri de kapsar”

Yüklenicisi ilk yıl için ayda 1.400 lira; 2-3 yıllar için TÜFE oranında artırılmış tutarını; 4. Yıl için ayda 9.125 lira ve izleyen yıllarda TÜFE ile güncellenen tutarlarda kira ödemesi öngörülüyor.

Yazıyı örneklerle boğmaya gerek yok. Başlıktaki “Ecdat malı iktidarları besliyor” yargısını yineleyip bitirelim.