Hâlbuki ABD toplumu da semptomlar üretiyor; yıkımın ve gaspın semptomlarını üretiyor. Tabii ki görmek isteyenlere...

Diyalektik 2021 ya da Mars’a gitmek ve afyonla ölmek!

Artık gayet iyi bilindiği gibi pandemi döneminde özellikle Amerika’nın multi-milyarderleri servetlerine servet kattılar. Jeff Bezos, Elon Musk, Mark Zuckerberg gibi isimler (ve onlarcası) el koydukları zenginlikleri neredeyse ikiye katladılar. Bunun için çok çaba harcamalarına, örneğin soygun yapmalarına da gerek olmadı. Düzen ve milyonlarca emekçi onlara çalıştı.

Kimileri hâlâ sol adına “adil bir vergilendirme” ile işlerin çözülebileceğini vazetsin bu isimler neredeyse tüm insanlıktan gaspettikleri parayı çeşitli yerlere gönüllerince yatırdılar. Bunların başında da uzay geliyor; dünyanın içine eden sermaye uzayı fethetiyor. Üstüne bir de modern çağın cesur fatihleri, kaşifleri oluyorlar. Bu ideolojik yaygara içinde geçtiğimiz yıl üç farklı ABD sermayedarı farklı zamanlarda uzaya çıktı. Ya bizzat kendi çıktı ya da uzaya turistik amaçlı geziler düzenlemeye başladılar.

Ama diyalektik toplumda da işliyor. Bir yerde bir birikim varsa bilelim ki bir yerden de çalınıyor! Bu “modern girişimci uzay fatihlerinde” biriken zenginlik tüm dünyadan gasp edilenlerle ortaya çıkıyor. Tabii ki ABD toplumu hariç değil. Amerikan sermayesi en başta Amerikan işçi sınıfını sömürüyor. Aksini düşünen çok, biliyorum. Çoğu kişi sanıyor ki Amerika’da herkes Instagram’daki gibi yaşıyor: lüks arabalar, çılgın partiler ve dolce vita! İdeolojik yanılsamanın başarısı!

Hâlbuki ABD toplumu da semptomlar üretiyor; yıkımın ve gaspın semptomlarını üretiyor. Tabii ki görmek isteyenlere...

Nedir bu semptomlar? Bir tanesine geçen yıl hep beraber tanık olmuştuk: Siyah yoksullar sokak ortasında nefessiz bırakılıp boğulurken ülkenin başkentinde ırkçı ideolojiler meydan gösterisi yapıyordu. George Floyd’un nefessiz kalması ile Senato baskını birbirini tamamlıyordu.

Bir diğeri ise geçtiğimiz aylarda gündeme şöyle bir uğrayıp kayboldu. En iyi film Oscar’ı da dahil bolca ödül toplayan Nomadland filmini ve onun dayandığı büyük değişimi kastediyorum. Neydi bu değişim? 2008 krizinden bu yana Amerika Birleşik Devletleri‘nde milyonlarca insan ya evini kaybetti ya da evsiz yaşamayı tercih etmek zorunda kaldı. İşte bu insanların bir kısmı, yaklaşık bir milyon kişi yerleşik hayattan göçebe bir hayata açıldılar. Kimisi evini sattı kimisi elindeki tüm birikimi çıkardı. Film bu göçebeliği estetize edip pazarlıyordu ama Amerikan yoksullarının yaşadığı değişime de ışık tutuyordu.

Dünyanın bir çok yerindeki “sıradan” insanlar için ve hatta bizler için bir tür delilik olarak görülebilir bu göçebelik. Mücadele etmiyorsunuz, yanıp yıkılmıyorsunuz; sadece vazgeçiyorsunuz! Delilik mi bu? Belki ama delilik olanın, modern insanın ulaştığı çeşitli insani konforlardan vazgeçmek değil de kapitalizme katlanmak olduğunu görürsek sanırım tablo da değişecektir.

Evet, toplumsal bir zenginlik olarak insan emeği, insan aklı, insan bedeni yıkıma uğratılıyor. Tıpkı kentler gibi, tıpkı doğa gibi... Bir bütün olarak tüm insan hayatı, bir avuç sermayedarın sermaye birikimine daha da büyük pay ayrılması için yıkıma uğratılıyor. Akıl dışılık tam da buradadır, delilik tam da buradadır.

Ve sistemin ortaya çıkardığı deliliğinin ABD’de bir büyük göstergesi daha var: Afyon ölümleri.

Pandemiden önce, 2019 yılında soL’da haberleştirmiştik: Amerika Birleşik Devletleri’nde önü alınamayan bir sentetik afyon salgını yaşanıyor, diye. O dönemde ABD’de yılda 70.000 kişi yüksek dozda sentetik afyon kullanımına bağlı olarak hayatını kaybediyordu. Bu rakam günde 200, saatte 8 kişi anlamına geliyordu. Kimlerin öldüğünü tahmin etmek ise çok da zor değil: siyahlar, yoksullar, göçmenler ve düşük eğitimliler. Yani Amerikan işçi sınıfının en alt kesimi.

Peki pandemide, yani bir başka salgın, yıkım varken bu kırıp geçirici afyon salgınına ne olmuş olabilir? ABD’de afyon ölümleri nasıl seyretmiş olabilir? Bir başka toplumsal bela varken azalmış olabilir mi?

Geride bıraktığımız hafta içinde 2021 sayıları da açıklandı. Buna göre ABD’de bir yılda yüksek doz afyon (morfin, eroin ve benzeri maddeler) kullanımına bağlı olarak hayatını kaybedenlerin sayısı 100.000’i geçmiş durumda. Her gün bir uçak dolusu insan evinde, arabasının içinde, yollarda ölüyor ABD’de; hem de önüne geçilebilir bir nedenden. Ölenlerin yarısını ise “tıbbi amaçla” üretilen afyon benzeri maddeleri fazla fazla kullanarak ölenler oluşturuyor.

Önüne geçilemeyen bu afyon ölümleri Mars’ı fethetmeye and içen sermaye yıkımının öbür yüzüdür. Diyalektik bir bütün bu: Sermayeye Mars yolları düşerken insanlığa afyon ölümleri düşmektedir.