Cumhuriyetle yönetilen bir ülkede, yeterince demokratik anlayış geliştirememiş olanlar, gerçekleri saklayıp saptırarak insanların hür fikirli olmasını engelleyebiliyor.

Cumhuriyet, demokrasi, yurttaşlık

Bilindiği gibi ‘cumhuriyet’, halk egemenliğine dayalı sisteme deniyor. Cumhuriyet ile yönetilen ülkelerde yaşayanlar, 1) özgür bireylerden-yurttaşlardan oluştuğunda ve 2) demokratik anlayış sahibi olduklarında, bu rejim hem kalıcı oluyor hem de herkesin yararına işliyor. 

Kişinin yurttaş olabilmesinin yolu da ‘hür fikirli’ olmasından-düşüncelerini başkalarına bağlı olmadan üretmesinden- geçiyor. 

  • Gerçeği bilmek, merak etmek, gerçeği aramak, gerçeğe ulaşmak;
  • başkalarının söylediklerini/yazdıklarını irdeleyip sorgulamak,
  • ırkçı, gerici, kindar, piyasacı olmamak; 
  • etnik kökenini, anadilini, inancını, cinsiyetini, varsıllığını diğerlerinden üstün görmemek;
  • insan haklarına saygılı olmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemek, insanı ve doğayı sevmek, yurtta ve dünyada barışı savunmak, adil ve karakterli olmak, irfan ve vicdan sahibi olmak, 

kişilerin hür fikirli olmasını kolaylaştırıyor.

Hür fikirli olmayı kolaylaştıran yukarıda özetlenen özellikler, aynı zamanda kişinin demokratik anlayış sahibi olmasını da kolaylaştırıyor. 

Hür fikirli olunmadığında ise kişinin birilerine bağımlı olması, o kişinin dediklerine sorgulamadan inanması ve o kişinin kulu-kölesi olması olasılığı artıyor

Cumhuriyetle yönetilen bir ülkede, yeterince demokratik anlayış geliştirememiş, kendilerine ve mesleklerine yabancılaşmış olanlar, gerçekleri saklayıp saptırarak insanların hür fikirli olmasını engelleyebiliyor. Ülkemizde ‘yandaş basın’ olarak adlandırılan kesim tam da bunu yapıyor. Ana görev ve sorumluluğu tarafsız haber yapmak olsa da, iktidarın olumsuz icraatlarını görmezden gelip haber bile yapmıyor. İktidarın yaptığı zamları bile ‘fiyat ayarlaması’ olarak sunuyor. İktidara yönelik haklı eleştirenlere de yer vermiyor. Trump’ın Cumhurbaşkanına yazdığı mektup gibi, iktidar aleyhinde algı ya da fikir oluşturacak haberleri de toplumdan saklıyor. Bu nedenle yandaş basını okuyanlar, gerçeklere ulaşamadıklarından özgür düşünce üretemiyor; üretebildikleri düşünceler yandaş basının gerçek dışı haberlerine bağımlı kalıyor. 

Ne yazık ki yandaş basın bazı gerçekleri gizlemekle yetinmiyor: Bazen de gerçek olmayan haberler yayıyor. Demokratiklik, basın ve ifade özgürlüğü gibi evrensel göstergelerin her birinde, Türkiye alt sıralara inmiş bulunuyor. Türkiye pek çok konuda AİHM’nin kararlarına uymuyor. Bu nedenle, birkaç ülke dışında, Türkiye’ye kimse aldırmıyor. Türkiye’ye duyulan güven azaldığından yabancı sermaye pek gelmiyor. Yine de yandaş basın zaman zaman Türkiye’nin dünyaya yön verdiğinden söz edebiliyor. Yandaş basını okuyanlar, gerçek dışı bilgiler edinince, gerçekçi fikir üretebilme olanağını bulamıyor. Bu tür haberleri anlı şanlı gazeteciler yapınca, kimilerinin gerçek olmayan bu tür haberlere inanma olasılığı daha da artıyor. 

Devlet kurumlarının siyasallaşması da, gerçeklerin saptırılmasına yol açabiliyor. Örneğin konuyla ilgili uzmanların çoğu, TÜİK’in enflasyon artışını küçük gösterdiğini açıklıyor. Oysa devlet yalan söylemez diye düşünenler, TÜİK’e inanıyor; özgür düşünce üretmeyince de maaşlara yapılan zammın gerçek enflasyonun altında kalmasına aldırmıyor. 

Tüm dünyada kimilerinin, özellikle söylenenleri sorgulamayanların, dini ya da siyasal liderlerle sevdiği kişilerin sözlerine daha çok inandığı, onların her açıklamalarını doğru olarak kabul ettikleri biliniyor. Bu durum dini ve siyasal liderlerle bazılarının gözdesi haline gelmiş kişilere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Ancak bu kişiler arasında, demokratik anlayış sahibi olamayanlarla çeşitli nedenlerle kendilerine ve/ya da mesleklerine yabancılaşanlar, kendilerine inananların gerçek dışı bilgiler edinmesine yol açabiliyor. İnanılan/sevilen kişilerin, örneğin “AKP’ye oy veren cennete gider; ekonomik krizin nedeni muhalefettir” demesine inananların hür fikirli olması, demokratik anlayış göstermesi mümkün olmuyor.

Bu nedenle cumhuriyet rejiminin işlerlik kazanıp sürdürülebilmesi için eğitim süreçlerinde, yurttaşlık bilinciyle demokratik anlayış sahibi olacak “fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür” insanlar yetiştirilmesi gerekiyor. 

[email protected]