'Geçenlerde ‘Milli eğitim bakanlarının faaliyetlerinin analiz ve değerlendirilmesi: 1999-2021’ başlıklı bir kitap okudum. İyi ki okumuşum!!!'

Bir kitap (I)!

Geçenlerde ‘Milli eğitim bakanlarının faaliyetlerinin analiz ve değerlendirilmesi: 1999-2021’ başlıklı bir kitap okudum. İyi ki okumuşum!!!

Gece Kitaplığı tarafından yayımlanan bu kitabı bir eğitim profesörü ile onunla yüksek lisans yapan ve bir devlet okulunun müdürü olan bir kişi yazmış. Bu kitap, o okul müdürünün yazdığı ‘Milli eğitim bakanlarının faaliyetlerinin analiz ve değerlendirilmesi: 1999-2016’ başlıklı yüksek lisans tezine dayandırılmış.

548 sayfa olan bu kitabın arka kapağında, “… bu çalışmada bakanların eğitim politikaları ve eğitim faaliyetlerinin incelendiği” ifadesine yer verilmiş. Ardından da “… kitabın eğitim fakültelerinde lisans ve lisans üstü düzeyinde derslerde kaynak olarak kullanılabilmesinin yanında eğitim bilimleri alanında çalışan akademisyen ve uygulayıcılara katkı sağlayacağı umulmaktadır” notu düşülmüş.

Bu kitapta, AKP’lilerin hoşuna gidebilecek pek çok ve gereksiz bilgiye- AKP hükümetlerinin eğitim programlarına ve bakanların konuşmalarına- sayfalar dolusu yer veriliyor. Eğitimle doğrudan ilgisi olmayan siyasal olaylar da, AKP’lilerin açıkladığı içerikte yansıtılıyor. Ancak hiçbir yerde hükümet programında yer alan ifadelerle eğitim bakanlarının söylemlerinin ve de açıklanan eğitim hedeflerinin ne düzeyde gerçekleştiği irdelenmeyip bu ifade ve söylemlerin gerçekleştirildiği algısı yaratılıyor1. Kitapta;

  • AKP’li bakanların olumsuz davranışları bile olumlu bir şekilde yansıtılıyor. Örneğin Erkan Mumcu’nun vekaleten görev yapan 1.040 il ve ilçe milli eğitim müdürünü bir gecede görevden alması, “asli görevlerine dönmelerini sağlama” (s. 93) olarak açıklanıyor!  
  • Kıyafet yönetmeliği değişikliği ile “çocukların okullara serbest kıyafetle gidebilmeleri sağlanmıştır” (s. 208) deniyor. Ancak aynı yönetmeliğin 4. ç maddesine göre, çocukların “Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek” giyemeyeceğine değinilmiyor.

10 Ağustos 2014 tarihli halkoylamasıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi, “geçerli oyların %50+1 alınması yeterli iken %74,13 katılım oranı ile” (s. 229) seçildiği şeklinde anlatılıyor!

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi ile ilgili olarak, muhalefet, Cumhurbaşkanı’nın çağrısından çok önce meclise gitmiş olsa da, Cumhurbaşkanı’nın çağrısı üzerine harekete geçmiş gibi gösteriliyor. Saatlerce Cumhurbaşkanından bir ses çıkmadığına değinilmezken, darbenin bastırılması, Anayasa’ya sadık kalan silahlı kuvvetler mensuplarına değil de, ağırlıklı olarak sokağa çıkanlara mal ediliyor (s. 286).

16 Nisan 2017’de yapılan halkoylamasında, seçmenin yüzde 51,41’inin evet oyu verdiği açıklanıyor; ancak bu oylamada Yüksek Seçim Kurulu’nun geçersiz oyları geçerli saymış olmasına değinilmiyor (s. 289).

Bu kitapta 17,5 sayfalık kaynakçaya yer verilmişse de, bu kaynakçanın 15 sayfası, eğitim bakanlığının yayınları ile resmi yayınlardan oluşuyor. 2,5 sayfada da, AKP yandaşı bir birim olarak çalışan SETA’nın hazırladığı 10, yandaş eğitim sendikalarından 2, suya sabuna dokunmadan raporlar yazan TEDMEM’den 7 ve ERG’den de 4 kaynağa yer veriliyor. 17,5 sayfalık kaynakçada, bakanlar ve icraatları hakkında eleştiri niteliğindeki irdelemeler olan ancak 1-2 kaynak bulunuyor.

Bu haliyle kitap, 1999-2002 yılları dışında AKP’nin hükümet programındaki eğitim ifadelerinin ve eğitim bakanlarının söylemlerinin listelendiği, bakanların icraatlarının ise sansürlenerek özetlendiği bir kitap oluyor.

Kitapta,1999’da eğitim bakanı olan Metin Bostancıoğlu hakkında verilen gensoruyla ilgili olarak 2 sayfa tutan bilgi verilirken, AKP’nin eğitim bakanı Hüseyin Çelik hakkındaki gensoruyla ilgili 1/3 sayfa bilgi veriliyor.

Kitapta, 1999’da ÖSYM soru kitapçığının çalınması konusu 2 sayfada anlatılıyor. Ancak 2010 sınavında yaşanan yolsuzluk üzerine ÖSYM başkanının istifa ettiğine ve onun yerine cemaatçi olarak bilinen Prof. Dr. Ali Demir’in getirildiğine hiç değinilmiyor. A. Demir döneminde yolsuzluk iddiaları olsa da AKP’nin aldırmadığına, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ise A. Demir’in tutuklandığına da değinilmiyor. Anlaşılan bu yazarlar için AKP döneminde yaşanan kopyalar sorun olmuyor.

Bu kitapta, 135 tabloda okul ve öğrenci sayılarına yer veriliyor. Bu tablolarda özel liseler ve taşımalı öğrenciler gibi pek çok veriye yer veriliyor. Ancak nedense imam hatip ortaokulu ve lise sayıları ile bu okullarda okuyan öğrenci sayılarına yer verilmiyor.

548 sayfalık kitapta dişe dokunur üç eleştiri bulunuyor. İlkinde, Hüseyin Çelik, iki sayfada (s 273-275) kendisinden sonra gelen eğitim bakanlarından Ömer Dinçer ve Nabi Avcı’nın görevlendirme ve görevden alma kararlarını eleştiriyor. İkinci eleştiride, 4+4+4 sistemiyle ilişkili olarak 4. sınıfta yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) ile beden eğitimi dersine hangi öğretmenin gireceği konusunda kargaşa yaşandığı belirtiliyor. “Eğer 5+3 sistemi uygulanıyor olsaydı bu konuda MEB’de yaşanan olumsuzluklar yaşanmayabilirdi” (s. 472) deniyor. Üçüncü eleştiri ise, kitapta yer verilen Prof. Dr. Necati Cemaloğlu’nun ‘Türk eğitiminin çıkmazları’ başlıklı makalesi (s.476-479) oluyor. Bu makalede, “… eğitim sistemi siyasal bir zemine oturup maksattan uzaklaşmakta, bilimsel anlayış rafa kaldırılmaktadır. … Özel okul, merkezi sınav, kurs ve dershane eğitim sisteminin mayınlı alanlarıdır” (s. 477) ve “4+4+4 eğitim sistemi uygulaması çocuğun gelişim özelliklerin uygun olmadığı gibi, eğitim sisteminden beklenen durumu da içermemektedir” (s. 478) gibi nitelikli eleştiriler yapılıyor.

Ancak bu eleştiriler kitabın niteliğini yükseltmeye yetmiyor. Çünkü bu kitapta, ağırlıklı olarak AKP’nin hükümet programında eğitimle ilgili maddeleri ve eğitim bakanlarının hemen her söylemine yer veriliyor. Hükümet programlarının ve bakanların söylemlerinin ne düzeyde gerçekleştiği pek belli olmuyor. Üstelik AKP döneminde eğitim alanında yaşanan pek çok ve önemli konulara değinilmiyor.

Not: Bu kitapta yer verilmeyen eğitsel gerçekler haftaya.

[email protected]

  • 1. İlgili tezi YÖK Tez Merkezi’nde bulamadım. İlgili tezde de böylesine bir irdeleme yoksa, o tezde de ve teze onay verilmesinde de sorun var demektir.