Sağlık meslek yüksek okulu ya da tıp fakültesini açtıkları bölgelerde arkalarına aldıkları ruhun temelinin İkinci Abdülhamit’te yattığını kabara kabara söylüyor rektör Erdöl...

Bir devlet başka bir devletin sınırları içerisinde neden fakülte açar? 

Bugünlerde hangi haber sitesine girseniz üniversitelerde yaşanan gelişmelerle ilgili en azından 2-3 habere mutlaka denk gelirsiniz. Boğaziçi başta olmak üzere yanında yöresinde, sessiz sedasız yürümeye devam eden pek çok gelişme ve tartışma bulunuyor aslında. 

Örneğin Boğaziçi’nde haftalardır tepkiye yol açan rektör atamaları, 11 başka üniversitede daha gerçekleştirildi. Boğaziçi ilk değildi, öncesinde Ege, Ankara, Dokuz Eylül… üniversitelerin rektörleri atama usulüyle belirleniyordu. 

Özellikle 2016’dan bu yana biz üniversitelerde bu türden atamalarla karşılıyorduk. Kafasını kaldırana balyozu indirecek rektörlerin atandığını biliyorduk. YÖK bir garabet gibi 80’den sonra çökmüştü üniversitelere ama 2016’da YÖK’e dahi gerek kalmadan ihtiyaç dahilinde atamalar hız kazanmıştı. 

Bugün atanmış rektörlere tepki neden Boğaziçi’nde ortaya çıktı, başka yerlerde neden meydana gelmedi gibi sorular başka bir yazı ve tartışmanın konusu ama bir gece 11 yeni rektör, eminim ismini dahi duymadığınız, üniversitelere atandı. Ve o üniversitelerle karşılaşmasak ya da gündelik hayatta üstüne düşünmesek de oralardan da öğrenciler yetişiyorlar. 

Atamaların açıklandığı aynı gece yeni fakültelerin açıldığı haberlerini de okuduk. Yine en çok dikkat çeken yeni fakülteler Boğaziçi’ne açılan iletişim ve hukuk fakülteleri olsa da, aynı anda İstanbul’da bulunan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Suriye toprağı olan Halep Çobanbey’de Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin rektörlüğüne bağlı olarak Tıp Fakültesi ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu kurulmasına karar verildi.

Rektör zaten eski AKP milletvekili. 2 dönem Trabzon'dan, 1 dönem Ankara'dan vekillik yapmış. Yalnızca bir çıkar ortağı olmadığı çok belli olan bu rektör vizyon ve misyon olarak da AKP’nin üniversitelerde yaratmak istediği dönüşümün önemli piyonlarından yalnızca biri. Askeri doktor olan bu akademisyen Türkiye’nin dış politikasının da heyecanlı destekçilerinden. 

Suriye’ye açılacak bu fakültelerde neden bu üniversiteye ve Cevdet Erdöl’e sorumluluk verildiği anlaşılıyor ama geçmişi nedir ne değildir diyerek biraz daha yakından bakınca, iktidarın İslam kardeşliği söylemleri ile uyumlu olacak şekilde ‘hayırseverlik’ yaptıkları anlaşılıyor. Sağlık Meslek Yüksekokulu ya da Tıp Fakültesi'ni açtıkları bölgelerde arkalarına aldıkları ruhun temelinin II. Abdülhamit'te yattığını kabara kabara söylüyor Rektör Erdöl. Bu fakülteler Somali, Sudan, Özbekistan ve Bangsomoro’da açılmış şimdiye dek. İşte son adım da Suriye. Bangsomoro neresi diye baktığımda Filipinler’in güneyinde, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir özerk bölge olduğunu öğrendim. 

Türkiye nere, Filipinler nere… Ama kapitalizmin yayılmacı politikaları düşünüldüğünde Türkiye’deki sermaye sınıfının da yalnızca hayırseverlikten değil pek çok parametreyi de göz ettiğini fark ediyoruz kolaylıkla. 

Örnek olsun…

İzmirliler Kız Lisesi’nin binasını oldukça beğenirler. O bina Yunanlıların İzmir’i işgal ettiği dönemde açtığı İyonya Üniversitesi’nin binasıymış. Helen kültürünü sağlamlaştırmak adına bir üniversite kurulması hayal edilmiş. Üniversitenin öncelikli eğitiminin sağlık olması planlanmış ve ilk adımda hemşire yetiştirilmesi esasmış… İşgal ve savaş yıllarından bahsediyoruz. En temel ihtiyaç ve kabullenilmesi en kolay alan sağlık olması tahmin edilir tabi. 

Bence buradaki en önemli ideolojik propaganda, bir işgalci güç olsa da devletler, varlıklarını bir hayırseverlik üzerinden yaldızlayarak sunuyorlar. 

Nihayetinde anlıyoruz ki sağlık alanına yatırım yaparak bazı ülkelerin sınırlarına dahil olmanın en meşru yollarından birini oluşturuyor. Oldukça hızlı geri dönüşün alındığı bir alan olması dolayısıyla da karlı olduğu söylenebilir. 

Bu kadar meşru alan sunuyor olması ve hegemonya alanının genişlemesi iktidarların kapitalist ülkelerin emperyalist gelişim süreçlerinde sıklıkla tercih ettikleri bir yöntem olduğu anlaşılıyor.