'Bu ortamda 2018 seçimlerinde yüzde 30 oy almış kişinin cumhurbaşkanlığı adaylığı, başkanlık sisteminin geleceğini belirleyebilecek işleve dönüşmüştür.'

Bir Cumhurbaşkanı adayı!

Esasında, Cumhurbaşkanlığına yakışacak bir yaşta. 1964 doğumlu.

Endüstri Meslek lisesinden sonra eğitim fakültesini bitirip Fizik-Kimya öğretmeni olmuş, yıllarca öğretmenlik ve müdürlük yapmış. Bilimsel kişiliğiyle de, mesleğiyle de Cumhurbaşkanlığına yakışıyor.

Bir ilde Atatürkçü Düşünce Derneği başkanlığı yapmış. Çok önceleri, taa 1982’de, siyasete atılıp 1982-1992 yıllarında sosyal demokrat partilerde siyaset yapmış. 1995’te, Atatürkçü olduğunu söyleyen bir partide milletvekili adayı olmuş. 1998’de o partinin il başkanlığına seçilmiş. 1999 seçimlerinde yerel Haberci gazetesinde ‘Çalakalem’ başlığıyla köşe yazıları yazmış.

2002, 2007, 2011, 2015 Haziran ve 2015 Kasım seçimlerinde o partiden milletvekili olmuş. 2002 seçimleri sonrasında Milli Eğitim Komisyonu’nda yer almış. Milletvekilliği yıllarında AKP ve lideri hakkında konuşmalarıyla tanınmış. Örneğin 25 Aralık 2009 günü AKP iktidarını eleştiren konuşması büyük beğeni kazanmış. Zorunlu dini öğretime karşı çıkmış, gerçekten seçmeli olacak din dersini savunmuş. Değişik konularda pek çok yasa önerisi hazırlamış. 28 Haziran 2011-18 Ağustos 2014 tarihleri arasında o partinin TBMM Grup başkanvekilliğini yürütmüş. 2011 seçimleri sonrasında, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi Türk Grubu üyesi olmuş. 'Tatanka' adlı bir şiir kitabı ile 'Neden Hayır' ve TBMM'deki izlenimlerini derlediği 'Buyurun Sayın ....' adlı kitaplar yazmış.

AKP liderinin 2014 cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması sonrasında, 18 Ağustos 2014 tarihinde, partisinin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkanlığa adaylığını koyup grup başkanvekilliği görevinden istifa etmiş. Seçimde, partisinin genel başkanının 740 oyuna karşı 415 oy alarak seçimi kaybetmiş. 19 Kasım 2015 tarihinde Olağanüstü Kurultay için 500 imza toplamışsa da, yeterli imzaya ulaşamadığı için olağanüstü kurultay toplanmamış. Partisinin 2018’de düzenlenen Olağan Kurultayı’nda, bir kez daha genel başkan adayı olmuşsa da, 790 oya karşı 447 oyla seçimi kaybetmiş.

Yine de partisi, onu 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiş. Seçim sürecinde çok çalışıp 45 gün içinde 75 ilde 107 miting yapmış. 24 Haziran 2018 günü yapılan seçimde, partisinin genel oyunun üzerinde oy almışsa da (%30,67), seçimi kaybetmiş.

Partisinin Atatürkçülüğünü yeterli bulmadığından Sivas Kongresi’nin yıl dönümü olan 4 Eylül 2020’de, ‘Bin Günde Memleket Hareketi’ni Sivas’ta başlatmış. 8 Aralık 2020’de partisinden ayrılacağını açıklayıp 8 Şubat 2021’de de istifa etmiş. 17 Mayıs 2021 tarihinde de yeni bir parti kurmuş.

Şimdi de 14 Mayıs 2023’de yapılacak seçimde, Cumhurbaşkanı adayı!

Cumhurbaşkanı adayı olmak her yurttaşın demokratik hakkıdır. Ancak 14 Mayıs seçimi, normal ya da sıradan bir seçim değil ki. 14 Mayıs seçimi,

  • Başkanlık sistemine son verilmesi,
  • Demokratik süreçlerin, adaletin ve hukuksallığın yeniden inşa edilmesi,
  • Cumhuriyetin kazanımları olan laiklik, bilimsellik, toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları, barış, eşitlik gibi değerlerle cumhuriyete sahip çıkılması seçimidir.

14 Mayıs seçimi, kimin cumhurbaşkanı olacağındansa, var olan başkanlık sisteminin, dolayısıyla bu sistemi savunan cumhurbaşkanının değişmesi seçimidir. Bu nedenle yetersizliği, insan, toplum ve doğa karşıtlığı son yıllarda iyice su yüzüne çıkmış başkanlık sisteminin devamını isteyenler ‘Cumhur İttifakı’ içinde toplanmaktadır.

Bu nedenle değişik anlayışlarda olan partilerden oluşan 'Millet İttifakı' var olan düzenin değişmesi için bir araya gelmiştir. Bu nedenle ülkedeki sol eğilimli tüm partiler, bayıldıkları için değil, başkanlık sisteminden demokratik sisteme dönülmesi için, var olan cumhurbaşkanının yeniden seçilmemesi için ‘Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının oylarını bölmemek işin, kendi adaylarını çıkarmamaktadır.

Bu ortamda 2018 seçimlerinde yüzde 30 oy almış kişinin cumhurbaşkanlığı adaylığı, başkanlık sisteminin geleceğini belirleyebilecek işleve dönüşmüştür. Çünkü bu aday, yıllardır Atatürkçülüğü savunmuş ve hemen her konuda AKP’ye karşı çıkmış bir adaydır. Çünkü bu aday örneğin 2 hidrojen ile bir oksijenin suya dönüştüğünü bildiği kadar, 14 Mayıs’ta alabileceği yüzde 3-5 oyun ne işe yarayacağını bilecek bir adaydır. 14 Mayıs’ta alabileceği her oyun, var olan düzenin devamına yarayacağını, laiklik, bilimsellik ve Atatürkçülük karşıtlığının tavan yapacağını da iyi bilmektedir.

Siyasal yaşamında savundukları karşısında bugünkü adaylığı, fizik kurallarıyla, kimya formülleriyle ya da siyasal oyunlarla açıklanabilecek bir durum değildir. Adaylığında ısrarcı olursa, öğrencilerinin Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır” sözleriyle onu eleştirmeleri kaçınılmazdır.

[email protected]