'Patronlar karlarını arttırırken işçilerin açlık sınırında ücretlerle çalışmasını kimse beklemesin.'

Atışkan Alçı işçileri ve patronların kârları

Türkiye'de son dönem gerçekleşen işçi gündemlerinin çoğunda ortak gündem ücret zamları olarak devam ediyor.

Kimi işyerinde toplu sözleşme süreci devam ediyor, kiminde işçiler daha yüksek zam için sendikalaşıyor. Kiminde ise yan yana gelerek, komiteleşerek mücadele ediyor. 

Bunlardan biri de Eskişehir'de bulunan Atışkan Alçı fabrikasında çalışan işçilerin başlattıkları mücadeledir.

Dün grevlerinin 50. gününde TKP heyeti olarak fabrika önünde çadır kuran işçilere bir ziyaret gerçekleştirdik. Aynı diğer fabrikalarda yaşandığı gibi burada da işçiler ücretlerinin iyileştirilmesini istiyor. İşçiler, patronun önerdiği zammı kabul etmeyip, Kristal-İş sendikasında örgütlenerek kendi talepleri doğrultusunda sendikayı fabrikaya soktular. Patronun sendikayı kabul etmemesi üzerine işçiler greve çıktı.

Grev çadırı kurarak 50 gündür direnen işçiler, mücadelelerinde kararlı olduklarını patrona karşı verdikleri dik duruşla fabrika önünde gösteriyorlar.

Herkes mutlu, birbirine şakalar yapılıyor, moraller yüksek…

Atışkan Alçı işçileri kararlı, uzun süredir çalıştıkları fabrikada haklarının iyileştirilmesini istiyorlar. Neredeyse bütün işçiler, istedikleri zammın aslında yeterli olmadığını, iki gün sonra eriyeceğini biliyor. Ancak yıllardır çalışmalarına rağmen açlık sınırında ücretlerle çalışmak istemiyorlar.

Sermaye sınıfı krizi fırsata çevirir kalıbı bugünlerde bütün işyerlerinde karşılık buluyor. Atışkan Alçı işçileri de bunun farkında.

İşçilerin örgütlenme hakkını kabul etmeyen patron Kazım Atışkan işçilerin örgütlendiği sendikayı boşa düşürmek için kendi belirlediği bir sarı sendikayı fabrikaya sokmak istiyor. İşçilerse bu durumun çoktan farkına varmış, birliğini bozmak isteyen patronu boşa düşürmek için birbirine daha sıkı sarılmışlar.

Fabrikada en az çalışan işçi 5,6 yıldır burada. Haliyle duygudaşlık kuruyorlar patronlarıyla. Ancak işçilerin sürekli kaybetmesine karşılık patronların kazanması, patronların işçilerin haklarına göz dikmesi, örgütlenme hakkını yok sayması, açlık sınırında ücretlerin dayatılması, işçilerin patronlarla aynı gemide olmadıklarını onlara göstermiş. Anlayış yerini öfkeye bırakmış.

Birkaç gün önce Koç Holding önceki yıllara göre kârlarını 5 kata çıkardığını ve ilk 6 ayda 22 milyar lira net kâr kazandığını, Sabancı Holding ise ondan bir hafta önce ilk altı ayda 16,3 milyar lira net kâr elde ettiğini açıkladı. Benzer tablo diğer patronlar için de geçerli. Hepsi kasalarındaki miktarları övünerek peş peşe açıklıyor. 

Atışkan Alçı patronunun diğerlerinden ne eksiği var. Onun durumunu da işçiler anlatıyor.

Fabrika önünde işçilerle patronların krizi fırsat olarak görüp, bu dönem işçi haklarına saldırılarını artırdıkları üzerine konuşuyoruz. İşçiler aynısını fabrikada yaşadıklarını, patronun burada hiçbir şekilde zarar etmediğini, pandemide hiç durmadan palet palet satış yapıldığını söylüyorlar. İşçilerden biri “Bizim burada talep ettiğimiz ücret patronun kazancının çok küçük bir kısmı. Patron satılan ürünlere zam yapıyor ama ona yaptığı zammı bize yapmıyor.” diyerek patronun mağdur edebiyatı yaptığını söylüyordu. 

Kriz bahanesiyle patronlar işçilere düşük ücretler dayatıyor. Patronlarsa zenginleşmeye devam ediyor. 

Patronlar kârlarını arttırırken işçilerin açlık sınırında ücretlerle çalışmasını kimse beklemesin. Ülkede pek çok işyerinde yaşanan mücadeleler haksızlıklara karşı işçileri bir araya getirmeye devam ediyor.