Bazıları çaresizlikten, bir bölümü bilinçli olarak Haiti’de kalıyor. Ataları, ülkelerini kölelikten kurtarmıştı. Kalanlar da onların açtığı yolu er veya geç sahiplenecek, izleyecektir.

ABD-Meksika sınırında Haitililer

7 Temmuz 2021’de Haiti Cumhurbaşkanı Moise, kiralık bir çete tarafından öldürüldü. Sol  Haber’de yayımlanan 22 Temmuz 2021 tarihli bir yazıda Haiti’deki bu siyasal cinayeti ve öncesini açıklamaya çalışmıştım. 

Yazıda, Haiti’nin 1804’te Afrika kökenli kölelerin Fransız ordusunu yenilgiye uğratan bir isyan sonunda Güney Amerika’da bağımsızlığını ilk kazanan ülke olduğunu hatırlatıyor; bu şanlı başlangıcı izleyen trajik gelişmeleri özetliyordum. ABD emperyalizminin belirleyici rolünü de vurgulanarak… 

Suikasttan üç hafta sonra ülke, binlerce ölüme yol açan bir depremle sarsıldı. Siyasal kargaşa, artan asayişsizlik ve ekonomik çöküntü ABD’ye göç dalgasını hızlandırdı.  

Haiti’deki gelişmeleri izlemeye çalışıyorum. Aşağıda aktaracağım fotoğraflar, bu yazıya vesile oldu.

Rio Grande nehrinde Teksas’lı sınır muhafızları

İlk fotoğraf, AP muhabirleri tarafından ABD-Meksika sınırının bir bölümünü oluşturan Rio Grande nehrinde çekilmiş (AP, 24 Eylül 2021). Bu doğal sınır, Güney Amerika göçmenlerini durdurmak için Trump’ın inşa ettiği duvarın dışında kalır. Sınırın denetimi, fotoğrafta yer alan Teksas sınır muhafızları tarafından da üstlenilmiştir. 

Öyle anlaşılıyor ki, sınır muhafızları, öncelikle nehirden geçişi önlemekle görevlidir.  Haiti’den “sığınmacılık” başvurularının bugünlerde ilke olarak reddedildiğini öğreniyoruz. 

Rio Grande nehri: Haitili göçmenlerin ABD’ye geçişi engelleniyor.

Rio Grande’yi geçebilen Haitililer

    İkinci fotoğrafta  bir Teksas’lı “ranger”ın, Rio Grande’yi geçebilen iki Haitili’yi kovalaması yer alıyor. Gençlerden biri derdest edilmek üzeredir. Arkadaşının kaçması güçtür. Rio Grande yakınsa Meksika tarafına bırakılacak; aksi halde yakındaki göçmen/sığınmacı kampına taşınacaklar.

Benzer bir fotoğrafta da “ranger”lar, Rio Grande’yi geçmeye çabalayan Haitili göçmenleri kırbaçlamaktadır. Suçlamalar karşısında Teksas yetkililerinin “kırbaçlama yok; caydırmak amaçlanıyor” açıklaması durumu hafifletmiyor.  

AP’nin fotoğrafları ABD Güney eyaletlerinin ırkçı sicilini hatırlatıyor.  Yazının başında yer alan resim, bu tarihi hatırlatmak için ilerici çevreler tarafından yayımlanmış. Profesör Anne Bailey’in açıklamasına göre resimdeki kırbaçlı, atlı beyazlar, kölelik döneminde Güney eyaletlerinde yaygın olan silahlı “köle devriyeleri”ni temsil etmektedir (BBC News, 23 Eylül 2021). Çiftliklerinden kaçan köleleri yakalayıp sahiplerine teslim etmekle görevli “resmî” inzibat gücü… Teksas sınır muhafızlarının iki yüzyıl önceki benzerleri…

ABD yolundaki Haitililer ve diğerleri… 

Vizesiz Haitililer için uçakla, gemiyle ABD’ye ulaşmak söz konusu değildir. Öyleyse fotoğraflardaki göçmenler, Teksas sınırındaki Rio Grande’ye nasıl ulaştı? 

Spiegel muhabirleri Haiti’den Meksika-ABD sınırına akan insan kalabalıklarının bir güzergâhını belirlemiş. Bazılarının öyküleri aktarılıyor. Spiegel’in İngilizce baskısında 22 Ekim 2021’de yayımlanan yazı “A Deadly Jungle on the Trek to America” başlığı taşıyor. 

Haiti göçmenlerini kara yoluyla ABD sınırına taşıyacak “uzun yürüyüş”, Kuzey Kolombiya’daki Necocli kasabasının iskelesinde başlıyor. Çeşitli biçimlerde Latin Amerika’ya geçmiş Haitililer için ilk aşama Necocli’den kalkan bir yolcu teknesi ile Uraba Körfezi’nin Kuzey kıyısına ulaşmaktır. Oradan Kolombiya-Panama sınırını içeren ölümcül Darien Ormanı’na geçilecek; en az altı gün süren ulaşan 100 km’lik bir yürüyüşten sonra Panama yetkililerine ulaşılacaktır. 

Spiegel muhabirleri ilk yolcu teknesine bilet alabilmiş bir Haitili ile görüşebilmiş. Ottomobil tamircisi Wickendy Romain… Haiti’den Şili’ye geçen Wickendy,  orada bir süre çalışıp para biriktirdikten sonra karısı ve küçük çocuğuyla birlikte “yola çıkmış”.  Necocli’de yüzlerce Haitili daha tekne bileti kuyruğundaymış. 

Darien Ormanı, insan kaçakçıları ve çetelerin denetimindeymiş. Romain, kaçakçıların insan başına 80, her sırt çantası için 10, her çocuk için 30 dolar aldıklarını duymuş. Panama’ya ulaşan göçmenleri barındıran geçici kamplar için kişi başına 10, Costa Rika sınırına giden otobüsler için 40 dolar gerekiyormuş.  

Spiegel, Ekim başından beri bu güzergâhın 90.000 Haitili ve Latin Amerikalı göçmen tarafından kullanıldığını açıklıyor. “Uzun yolculuk” Costa Rika’dan sonra, Nikaragua, Honduras, Guatemela, Meksika’yı geçerek Rio Grande nehrine ulaşmaktadır. 

Spiegel muhabirleri, Darien Ormanı’nın Panama tarafında yer alan küçük Baja Chiquito köyüne de ulaşabilmiş. Her gün bini aşkın göçmenin durak yeri… Ormanın iki tarafında insan kaçakçılığı dışında, soygun, cinayet, tecavüzün de yaygın olduğunu öğreniyorlar.   

Muhabirler, orman içindeki nehirde kocasını ve bir çocuğunu kaybeden Venezuela’lı bir kadın ve soyulan, tecavüze uğrayan Haitili bir grupla görüşmüş. Kayıplarına rağmen ABD sınırına ulaşmaya kararlı insanlar… 

Haitili göçmen Teksas’a ulaştığında “siyah” kimliği nedeniyle sadece sınır muhafızlarının değil, bürokratların da ayrımcılığına uğrayacaktır. AP, Güney Amerika kaynaklı sığınmacı başvuruları içinde en düşük kabul oranının Haiti’ye uygulandığını; Teksas’taki göçmen kampının ise “yüz karası, insanî bir felaket” uğrağı olduğunu   haberleştiriyor. 

Kamplardaki sığınmacılar da, Biden’ın talimatı üzerine, günlük uçaklarla Haiti başkenti Port-au-Prince’e taşınmaya başlamıştır. 

Haiti’den haberler…

Cumhurbaşkanı Moise’nin öldürülmesi sonrasında Haiti’deki gelişmeler nasıl? 

ABD’nin öncülüğündeki Batı ittifakının önerisi üzerine, başbakanlığa  Ariel Henry getirildi. Atamadan hemen sonra Haiti Başsavcısı, Henry’nin suikast zanlısı olarak soruşturulmasını ve ülke dışına çıkışının yasaklanmasını kararlaştırdı.   Başbakan Henry de Başsavcıyı görevden aldı. Türkiye’de “olağan” karşılanacak bir gelişme… 

Göç yoluna çıkamayan Haitililer ne yapıyor? 

Yanıtın ip uçları 22 Temmuz 2021 tarihli Sol Haber’deki yazıda yer almıştı: ABD emperyalizminin ve neoliberalizmin Haiti halkını üretimden koparmasının, yoksulluğa mahkûm etmesinin  aşamaları… 

Suikasttan ve son depremden sonra ülke, çetelerin denetine girmiş görünüyor.   Faal  nüfus ikiye ayrılmış gibidir: Çete mensupları ve mağdurları… Okul çıkışlarında rastgele öğrenciler, işportacılar dahi kaçırılmakta; “yoksul mağdurlar”dan radyolarını, buzdolaplarını satmaları ve istenen fidyeyi ödemeleri istenmektedir.  Sınıf arkadaşları kaçırılan bir grup öğrenci, aralarında para toplayarak fidye bedelini ödemiş. 

Başkent Port-au-Prince büyük ölçüde çeteler tarafından yönetilmektedir. En gösterişli eylem Amerikalı bir misyoner grubundan on yedi kişinin kaçırılması oldu. Çete, kişi başına birer milyon dolar talep etmektedir. Bu satırları yazdığımda sonuç belli olmamıştı. 

Ülkelerinin bu örneklerde betimlenen “makus talihi”ne rıza göstermeyenler arasında  Rio Grande’yi geçmeye çalışırken fotoğrafları çekilen güzel insanlar, ABD’ye uzanan tehlikeli, belki de ölümcül “uzun yolculuk” için  karısı ve çocuğuyla birlikte Necocli iskelesinde bekleyen otomobil tamircisi Wickendy Romain var. Dileriz yolları açık olur. 

Bazıları çaresizlikten, bir bölümü bilinçli olarak Haiti’de kalıyor. Ataları, ülkelerini kölelikten kurtarmıştı. Kalanlar da onların açtığı yolu er veya geç sahiplenecek, izleyecektir.