Başka türlü bir Eylül istediğimiz. Utanmadan dönüp gözlerine bakabileceğimiz, gülümseyerek yâd edebileceğimiz. 
İlk adımı yarın geliyor.

12’yi kurtarmak

Hayatımıza değip geçmiş, harap etmiş pek çok karanlık 12 var. Ülkenin aydınlığını karartmak için yapılan askeri darbe 12 Eylül 1980’de yapıldı mesela. Geldiler, sadece yönetime el koymakla yetinmediler, sokakları soldan temizleyip toplumun dinselleştirilmesi için tarikatlara yolu açtılar. Fethullahçılar, sanılanın tersine, devlete AKP eliyle değil Genelkurmay marifetiyle yerleştirildi. O günden beri polis teşkilatı onların elindeydi. Sonra öğrendik, generaller orduyu da onlara teslim etmişti.

Hayatımızdaki o ilk 12 Eylül askerlerin bir fantezisi değil, büyük sermayenin siyasal programının uzantısıydı. Düzenlerinin sürmesi her türlü örgütlülüğün dağılmasına ve yaratılan örgütsüzlüğün sürdürülebilir kılınmasına bağlıydı. Örgütlülüğü dağıtmada orduya sopa rolü düştü. Devlet eliyle ve tarikatlar marifetiyle dinselleşme de örgütsüzlüğü garanti altına aldı. Kulun, ümmetin örgütlenmesi mümkün değildir.

Haliyle 12 Eylül’le birlikte cumhuriyet ve laiklik açığa düştü, ihtiyaç kalmadı. Düzen de onları cami avlusuna bırakıp kaçtı. Cunta dini yeniden anayasaya soktu, öğretimde din dersini zorunlu kıldı. Laik cumhuriyet kaldırılıp atılınca, boşluğu dinci bir milliyetçilik ile dolduruldu. Bunu geride binlerce faili meçhul cinayet, kayıp bırakarak, işkenceyi sıradanlaştırarak yaptı. Büyük bir cezaevine dönüştürdüler ülkeyi, aydınlığını öyle silebildiler. İlk 12’nin sonuçlarıdır. 

***

Bu ilk 12 ile kişisel bir meselem de var. Doğum günümde yaptılar darbeyi. Kendimi ülkemden daha talihsiz sayıyor değilim. Kinimi diri tutmam için bir gerekçe daha yarattığından önemsiyorum bu rast gelişi. Bize yaptılar bu darbeyi, ışığımızı karartmak için yaptılar. Arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı alıp alıp götürdüler aramızdan. Anısı 12 Eylül’de biten sıra arkadaşlarımız var. Cezaevine ilk gençliğinde girip yaşlanınca çıkan yoldaşlarımız hala hayatta. Pek çok delimiz var o günlerin tortusu. Ama büyük bir aileyiz hala. 12 Eylül karanlığından çıkıp gelen ateş böcekleriyiz hepimiz.

***

İkincisi 2010’da. O yılın 12 Eylül’ünde yaptılar ülkeyi İslamcı faşizme teslim etme referandumunu. Her boydan gericiyle birlikte liberallerimiz de sıraya girdi, “yetmez ama evet” naralarıyla “İslamcı faşizme evet” kampanyası yürüttüler el birliğiyle. Bu kadar patavatsız olamayanlar “boykot” kararı alıp seyrettiler faşizmin katmerlenişini. O gün yürütülen kampanyanın getirisi de ölçüsüz, sınırsız bir monarşinin geri gelişi oldu. 

Bugün AKP eliyle kurulan yeni rejimin kökleri de o ikinci 12 Eylül’de atıldı. Birincisinin yarım bıraktığını ikincisinde tamamladılar. Karanlık kurumsallaştı. Örgütlülük uzak bir hayal uzun süredir. Laik cumhuriyetin pek çok unsuru da o vesileyle karanlığa karıştı, toplum el verdiğince dinselleştirildi. O nedenledir ki Diyanet Başkanı mezarından firar etmiş bir şeyhülislam edasıyla dolaşıyor ortalıkta. Yüksek yargı açılışları dua seansları arasında yapılıyor. Namaza, ezana zam yaptılar arada. Hoparlörler beş vakit kalk borusu çalıyor. Ülkenin hali ilk 12’deki Diyarbakır Cezaevinden hallice. 

***

Kısa 12 Eylül tarihi bu. Silah zoruyla karanlığa sürüklenen bir ülkenin ve bir halkın bunaltıcı hikayesi saklı içinde. Aydınlığa kastedenler örgütlü, güçlü, silahlı. Uluslararası destekçileri var arkalarında. Halktan çaldıklarıyla servetlerine servet kattılar. Haliyle karanlığı sürdürme kararlılıkları muazzam.

Ama yarın bir 12 Eylül’e daha giriyoruz. Arkadaşlarımız, yoldaşlarımız Kartal’da toplanacaklar eski 12 Eylüllere inat. Sosyalizm çağrısı yapacaklar hep birlikte. Karanlıktan çıkışın bildiğimiz tek yolu budur.

Onların gücü, silahları ve destekleri bizde yok ama işte tarihimiz ortada. Talihimizi değiştirmek için yan yana olmaktan, omuz omuza vermekten başka çaremiz kalmadı. Aydınlığın makus talihini yenerek başlıyoruz biz de. 12’yi yarın kurtarıyoruz, elinden tutup aydınlığa çıkarıyoruz. 

Başka türlü bir Eylül istediğimiz. Utanmadan dönüp gözlerine bakabileceğimiz, gülümseyerek yâd edebileceğimiz. 
İlk adımı yarın geliyor. Pastasını da sosyalizmi ilan edince keseriz artık!