Onlar, “başka bir dünya olanaklı” dediler ve bunu yaşama geçirdiler. Yaşama geçirdikleri ekonomik ve toplumsal ilişkiler hukuka yansıdı, hukuk da ekonomik temele etkide bulundu.

105 yıl önce yaşamı ve hukuku değiştiren bir şafak vakti

Nazım’ın betimlediği gibi rüzgâr, kar ve insanların manzaraya hakimiyetiyle tüm yaşamın geleceği değişmiş oldu bir şafak vakti.

1917 Büyük Ekim Devrimiyle sınıfsız ve sömürüsüz topluma doğru yola çıkmak üzere işçi iktidarı oluşturulurken hukuk da buna göre biçimlendirilmeliydi. Burjuvazinin hukukundan emekçiler adına hukuka, halkın hukukuna geçilmeliydi.

Elbette devrimden önce hazır bir “devlet makinası” olduğu gibi hazır bir “hukuk düzeneği” de vardı. Ancak, ne bu hukukla devam edilebilirdi, ne de yıkmakla yetinilebilirdi…

Yıkmak “ilk” ve “zorunlu” koşuldu, kurumların ve kuralların yeni ekonomik ilişkileri yansıtan “yeni bir şeyle”, “adamakıllı farklı başka” kurum ve kurallarla değiştirilmesi gerekiyordu. Bunun temelinde de “üretim araçları üzerindeki kapitalist özel mülkiyetin sosyalist mülkiyet durumuna dönüştürülmesi” vardı.  Sosyalizm üretim araçlarını “ortaklaşa bir mülkiyet” durumuna getirdiği ölçüde burjuva hukuku yürürlükten kaldırılacaktı.

Eski aygıtın parçalanıp yıkılmasından sonra yeni bir aygıt getirilmesinin taşları an an, adım adım, gün gün döşendi. Devrim, sömürücülerin ezilmesi ve sosyalizmin kurulması savaşımını bütün cephelerde bütün alanlarda sürdürdü. Sınıfsal özünden ve teoriden beslenen devrim, ilkeli ve kararlı pratiğiyle yönetim ve hukuka yeni anlamlar ve işlevler yükleyerek teoriyi de besledi.

1918 Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti Anayasası, devrimden sonra bir yıl bile geçmeden (10 Temmuz) “burjuva hukukun sınırlı ufku”na karşın dönüşümü yansıtan, devrimin amacı ve düzeniyle yönetimin ve hukukun düzenini buluşturan temel belge olarak tarihteki yerini aldı. Devrim hukukla da güvence altına alındı.
 
Tüm Rusya Sovyetler Kongresi Raportörünün deyişiyle; “kâğıt üzerine geçirilmeden çok önce pratikte” gerçekleşmiş, kararnamelerle beslenmiş bir kurallaştırma söz konusuydu bu anayasayla. Barış Kararnamesi, Toprak Kararnamesi, Kilisenin Devletten ve Okulun Kiliseden Ayrılmasına Dair Kararname, İktidarın Devrimci Askeri Komite temsilciliğinde işçilerin eline geçtiğini halka açıklayan bildiri, Tüm Rusya İşçi ve Asker Sovyetleri Kongresi ve Köylü Delegeleri bildirisi Anayasanın öncülleri oldu.

Ocak 1918’de Tüm Sovyet Rusya Sovyetler Kongresi tarafından onaylanan “Emekçi ve Sömürülen Halkın Hakları Bildirgesi” Anayasanın “Birinci Kısmı”nı oluşturdu.

Rusya; “İşçi, Asker ve Köylü Temsilcileri Sovyetlerinin oluşturduğu” bir cumhuriyet olarak merkezde ve yerellerde bu Sovyetlerin iktidarıyla yönetilecekti. Hedef açık ve netti: “insanın insan tarafından sömürülmesine ve toplumun sınıflara bölünmüşlüğüne tamamen son vermek”, “toplumun sosyalist biçimde örgütlenmesi” ve “sosyalizmin tüm ülkelerde zaferi”…

Toprakların toplumsallaşması amacıyla toprakta özel mülkiyet kaldırıldı. Bütün ormanlar, yeraltı kaynakları, su kaynakları, canlı ve cansız tüm stoklar, tarımsal şirketler ve bu şirketlere bağlı tüm mallar halkın ortak malı yapıldı. Emekçilerin sömürücü sınıflar üzerindeki iktidarını güvence altına almak için fabrikaların, madenlerin, demiryollarının ve diğer tüm üretim ve taşıma araçlarının İşçi ve Köylü Sovyetleri Cumhuriyetinin mülküne aktarılmasının ilk adımı olarak İşçi Denetimi ve Yüksek Ekonomik Konsey oluşturuldu. Kredi anlaşmaları iptal edildi. Tüm bankalar işçi köylü devletinin mülkiyetine geçirildi.

Tüm yapılanlarla birlikte, emekçi kitlelerin kapitalizmin boyunduruğundan kurtulması, toplumun parazit tabakalarının ortadan kaldırılması için “genel emek hizmeti” başlatılması anayasal güvence altına alındı. Bir başka temel hüküm: “Emekçilerin egemenliğinin güvenceye alınması ve sömürücülerin yeniden iktidara gelmesinin tümden engellenmesi için emekçilerin silahlanması, işçilerin ve köylülerin sosyalist Kızıl Ordusunun kurulması, varlıklı sınıfların derhal ve tamamıyla silahsızlandırılması” idi.

Anayasanın temel amacı, “burjuvaziyi kesin biçimde ezmek, insanın insan üzerindeki sömürüsüne son vermek, sınıf ayrımının ve devlet iktidarının bulunmadığı sosyalizmi kurmak” olarak belirlendi. Cumhuriyet, “Rusya’nın tüm emekçilerinden oluşan özgür bir sosyalist toplum” olarak tanımlandı. Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyetlerinde bütün iktidar şehirlerde ve köylerde “Sovyetler” biçiminde örgütlenmiş işçilere dayandırıldı.

Emekçilerin örgütlenme özgürlüğünü gerçek anlamda güvence altına almak için mülk sahibi sınıfların ekonomik ve siyasal egemenliği sona erdirildi. Burjuva toplumdaki işçilerin ve yoksul köylülerin örgütlenme ve eylem özgürlüğünü kullanmasına engel olan bütün engeller kaldırıldı. Gerçek vicdan özgürlüğü sağlamak amacıyla kilise devletten, okullar kiliseden ayrılırken bütün vatandaşlara dinsel ve din karşıtı propaganda yürütme özgürlüğü tanındı.          

Devrimle yaşama geçirilenler ve 1918 Anayasası, 1924’le başlatılan, 1936 ve 1977’yle devam eden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Anayasalarının da kaynağı oldu. Hâlâ temel başvuru belgesi olarak önemini koruyor.

Onlar, “başka bir dünya olanaklı” dediler ve bunu yaşama geçirdiler. Yaşama geçirdikleri ekonomik ve toplumsal ilişkiler hukuka yansıdı, hukuk da ekonomik temele etkide bulundu. Burjuvazi, “1945 Büyük Zaferi”nden sonra sosyalist toplumun kimi hak ve özgürlüklerini anayasalarına yerleştirildi ama başını kuma gömen devekuşu gibi kapitalizmin sömürücü gövdesi hep açıkta kaldı.

105 yıl önce sosyalist devrim sonrası gerçekleşenler sınıfsız, sömürüsüz toplum amacının ve ekonomik ilişkilerinin ürünü. Diğer dünyada, kapitalizmin pratiğinde gerçekleşenlerse sınıflı, sömürücü ve gerici toplum ilişkilerinin…

Sömürücü/gerici düzen devrimle yıkılmadan sosyalist cumhuriyetin ekonomik, toplumsal, siyasal ve hukuksal koşulları yaratılamıyor. Güncel siyaset başlıkları, çözüm belgeleri ve eylemleri de bu savaşımın olmazsa olmazı.