'Yeni Türkiye' Osmanlı tarihini arşivlerde çürütüyor

Osmanlı Arşivleri için şubat ayında “nem ve sıcaklık takip sisteminin kurulması” başlıklı ihalenin açılması iki yıldır Kağıthane’de olan depolarda nasıl nem ve ısı kontrolünün yapıldığına dair soru işaretleri doğuruyor.

TOKİ tarafından Kağıthane’de dere yatağı ve deprem bölgesi olarak bilinen bir alana inşa edilen Başbakanlık Osmanlı Arşivi Binası, su basması ve belgelerin nemlenme tehlikesiyle yüz yüze kalmasına yol açmıştı. Milliyet'ten Özge Özdemir'in haberine göre arşiv yetkilileri, belgelerin bulunduğu depolara inşa edilen iklimlendirme cihazlarıyla nem sorununun kontrol edildiğini söylese de Milliyet’in ulaştığı kaynak ve belgeler bu cihazların işlevsiz olduğunu öne sürüyor.

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı için 25.02.2015 tarihli açılan, “Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı Binalarındaki Depolara Nem ve Sıcaklık Takip Sistemi Kurulması” başlıklı kamu ihalesine konu olan işin tanımında, “Osmanlı Arşivi depolarında bulunan belgelerin hangi koşullarda muhafaza edildiğinin izlenmesi ve gerekli müdahalelerin yapılabilmesi için Sıcaklık ve Nem takip sisteminin kurulması planlanmaktadır” ifadesi kullanılıyor.

Bu ihalenin şubat ayında açılması, neredeyse iki senedir Kağıthane’de olan arşivlerdeki nem ve sıcaklık kontrolünün nasıl yürütüldüğü konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Yazılımcı Ali Kurt, Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’nın bu cihazları üreten ya da satan firmalarla iletişime geçtiğini, bu vesileyle kendileriyle de bağlantı kurulduğunu ifade ederek şunları anlattı: “Görüşmelerimzde kablosuz olarak, duvarları delmeden, bağlantı bir merkezde olacak şekilde az maliyetle bu sistemi kuracağımızı anlattık.

DEĞERLER ELLE YAZILIYOR 

Başta anlaşmamıza rağmen ardından bize ihaleyle ilgili bir şartname geldi. Şartnameden önce arşivdeki depoları gezdik. Bir inşaat firması zamanında bir cihaz koymuş; ancak cihaz işlevsiz. Birincisi veri doğru değil, ikisincisi cihaz veriyi merkeze vermiyor. Merkeze verilmeyen verinin bir değeri yok; çünkü önünüzde bir şey yoksa haberiniz olmaz. Bize anlattıklarına göre her sabah ve öğlen biri odaları dolaşıyor; termometrelerdeki değerleri kağıtlara yazıyor. Veri müdahalesi olduğu için değer 15′ken 20 yazılabilir. Diyelim ki nem ve sıcaklık değerlerinde oynamalar yaşandı; eleman ne yapabilir? Diğer odaları dolaşırken öbür odada olan olur.

CİHAZLAR HABER VERMİYOR

Bu rahatsızlığın farkındaydılar. Şartnamede belirtildiği gibi kablolu bir sistemin kurulması sırasında arşiv duvarlarının delinmesi ve depolarda çalışma yapılması, belgelere zarar verir. Biz onlara su basması durumunda da SMS atacak bir sistem önerdik. Diyelim ki şu an su bastı, yaklaşık 7-8 saat sonra sabah geldiklerinde o arşivlerin kurtarılmasının imkanı yok.

Şu an oradaki sıcaklık ve nem cihazının herhangi bir değeri yok, herhangi bir kayıt tutmuyor, doğru ölçmüyor. Şu dakika arşivdeki odalardan birinin sıcaklığı ya da nemi bir nedenle çok aşağı ya da yukarı doğru değişse, birinin haberi olmazsa orası bitmiş demektir”.

RANT HIRSININ SONU

Yapılan uyarılara kulak asmadan arşiv binasının tarihsel mekanından riskli bir bölgeye taşınmasıyla başlayanlar skandallar dizisi iki yıldır hız kesmeden devam ediyor. Bu esnada arşivleri kullanan araştırmacılarla, konunun uzmanı kişilerin uyarı ve talepleri görmezlikten geliniyor. Gelinen nokta rant hırsının yüzlerce yıllık tarihi çürümeye terkedecek kadar büyük olduğunu gösteriyor.