Yargı reformunun 2. Paketi’nde 'Cinsel İstismar Affı'

Özge Demir, Yargı Reformu Paketinin tartışılan içeriğini yazdı: Çocuk istismarı affı kapıda. İstismar suçları ise 'Ensar' olayından bu yana artarak sürüyor.

Özge Demir

Yargı Reformu’nun 2. Paketinin tam olarak hangi maddeleri içerdiği anlaşılamasa da kamuoyunda “af” olarak nitelendirilen çalışmanın infaz indirimi, denetimli serbestlik, cezanın ertelenmesi ve nafaka hakkının sınırlandırılması konusunu kapsayacağı düşünülüyor.

Şimdilik 2. Paketin kapsamı hakkında MHP ve AKP arasındaki anlaşmazlık sürüyor. Ancak, MHP terör suçları hariç suçlarda 5 yıl şartlı ceza indirimi önerisini ileri sürerken, AKP 18 yaşın altındaki cinsel istismar suçuna maruz kalan çocuğun “şikâyeti olmaması” ve “aradaki yaş farkının 10’u geçmemesi” halinde cezanın affedilmesini öngörüyor. Binlerce kişinin tahliyesi anlamına gelen bu paket, kimileri tarafından dört gözle bekleniyor…

Ensar Vakfı’nda yaşanan cinsel istismar suçu aklımızdan çıkmıyor

4 Mart 2016 tarihinde bir çocuğun, rehber öğretmenine uğradığı cinsel istismarı anlatmasıyla ortaya çıkmıştı: Muammer B., Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Okulları Mezunları Derneği’nin (KAİMDER) yurtlarında kalan pek çok çocuğa cinsel istismarda bulunmuştu. Çocukların ifadeleri alındıkça durumun vahameti de açığa çıkıyordu. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı konu hakkında haber yapılmasını yasakladıysa da haber hızla yayıldı… Ardından önce hocanın çok kısa bir süre Ensar Vakfı’nda çalıştığı iddia edildi, sonra anlaşıldı ki uzunca bir süredir Vakıfta çalışıyordu.

Ensar Vakfı’na tepki ise büyüyordu. Öyle bir hal aldı ki, aslında kapatılması gereken Ensar Vakfı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün emriyle koruma altına alındı, Vakfa zarar gelmesin diye kapısında polis bekledi.

O dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu Ensar Vakfı’nda gerçekleşen istismar olayına ilişkin "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz.” dedi.

Ensar Vakfı ile ilişkisi olan herkese tepki gösteriliyordu. Vakfa sponsor olan şirketler arasında Turkcell’in de olduğu kısa bir süre içinde ortaya çıktı ve Turkcell “biz kurumları değil, öğrencileri destekliyoruz” dedi. Dahası Turkcell’in Ensar Vakfı’na sponsor olmasını eleştiren herkese de kurumu kötülemekten ve Turkcell ile haksız rekabete giriştiğinden dava açtı. Turkcell, eleştirilerini sosyal medyada dile getirenleri hukuk eliyle dize getirmeye çalıştı.

İstismarla ilgili yargılama bitti, Muammer B.’ye 508 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Dava bitti ama Ensar Vakfı ile siyasi iktidar arasındaki ilişki bugünlere kadar geldi.

Gazeteci yazar Işık Kansu, Ensar Vakfı'nın şeceresini ortaya koyan kitabı "Bir Ortaçağ Hayaleti Ensarlı Eğitim” başlıklı kitabıyla ilgili röportajda “Ensar Vakfı, AKP'nin bir yan kuruluşu gibidir. Eğitimi ve öğretimi düzenleyen bir yan kol gibi…” diyordu. Ensar Vakfı'nın kurucuları ve yöneticileri arasında AKP'li bakanların, belediye başkanlarının, yöneticilerinin olduğunu iddia ediyordu.

Gerçekten de AKP ile Ensar Vakfı’nın ismi sık sık bir araya geliyor

Örneğin, cinsel istismarın yaşandığı dönemde kurulun mütevelli heyeti üyeliğinde o dönemin AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in yer aldığı iddia edilmiş ve hatta İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da Vakfın kurucuları arasında geçtiği basında yer almıştı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara'da asker cenazesinde düzenlenen saldırının ardından istifası istenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için Ensar Vakfı “arkasındayız” demişti.

İstismar olayının üzerinden daha 1 yıl geçmişti ki, Ensar Vakfı, okullarda hem ders dışı etkinlik düzenliyor hem de ders saatlerinde çocuklara “değerler eğitimi” veriyor hem çocuklar için çeşitli yarışmalar düzenliyor hem de çocuklara ücretsiz kitaplar dağıtıyordu.

ABD ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde yer aldığı TÜRGEV ile Ensar Vakfı’nın ortaklaşa ABD’de TÜRKEN adlı bir Vakıf kurduğunu ve vakfa 2014 ve 2017 yılları arasında 54 milyon 250 bin dolar’ (yaklaşık 330 milyon TL) bağış yapıldığını bildiriyordu.

Nitekim Çiğdem Toker’in haberine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Ensar Vakfı’na 2018 yılı ve öncesini kapsayan dönemde 29.8 milyon aktarmıştı.

Siyasi iktidarın tüm desteğine rağmen Ensar Vakfı’nın yakın zamanda ismi başka bir olayda daha anıldı.

İmam Hatip Lisesi öğretmeni Ercan Harmancı facebook hesabından “Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor... Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir...” mesajını paylaştığı basında yer almıştı. Olayın ardından hemen görevinden alınan Harmancı, geçtiğimiz günlerde görevine geri döndü. Harmancı ifadelerinin yanlış anlaşıldığını söyledi ve şu tavsiyede bulundu “Kim ki Allah ve Rasulünün emir ve tavsiyelerini dile getirildiği için tepki görürse hizbine bakmadan “Kardeşim Allah razı olsun! Sen hakikati dile getirdin… Ben senin şahidin ve gücüm yettikçe de destekçinim!” demeyi kendime şiar edineceğim ve ümmete de tavsiyemdir…” Harmancı’nın “Daniş- Bir Cennet Delisi” adlı kitabı da Ensar Vakfı tarafından basılmıştı.

Cinsel istismar her geçen gün artıyor

Bugün tarikatlar yurtlarında kalan, İmam Hatip ortaokul, liselerinde okuyan çocuklar istismara uğramaya devam ediyor. Sadece buralarda değil, çocuklar sokaklarda, evlerde tanıdıkları insanlar tarafından istismara uğruyor. Dinci gericilik özellikle çocukların dört bir yanını sarmış durumda….

Üstelik çocukların cinsel istismarıyla ilgili resmi veriler, çocukları koruyamadığımızı ilan ediyor. İmdat ve Asuma’nın raporunda yer aldığı üzere “TÜİK’in verilerine göre çocuk mağdur sayısı 2014’te 74.064 iken 2016’da 83.552’ye yükseldi.

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne göre; Çocuk cinsel istismar hükümlülerinin yüzdesi % 42,5 iken (2006 yılında) % 58,8’e (2016'da) yükselmiştir. Cinsel suç mağduru olan çocukların yüzdesi 2014'ten 2016'ya %33 arttı.

Türkiye’de 27 ilde 30 Çocuk İzlem Merkezi bulunmaktadır. Ocak 2011 – Mayıs 2016 arası ÇİM’lere Türkiye genelinde 21.068 olgu başvurmuştur. Vakaların %85’i kız, %15’i erkek çocuk.”

Bu karanlık istatistiklerin hepsi bir canı ifade ediyor, istismara uğrayan binlerce can…

AKP Yargı Reformu’nun 2. paketinde “cinsel istismar suçunun failleri için af” getirilsin derken, “istismar suçunu” bir kerelik bir olay olarak görüyor, failleri anlıyor ve affediyor…

Bizim ise Yargı Reformu’na karşı çıkanları bir araya getirmekten başka çaremiz yok…

“Yoksa dünyada başka şekilde yaşamak da mümkün mü?” diyen küçük kara balıkları, o güzel çocukları yaratmak ve korumak istiyorsak, solun değerlerini yaymaktan, Boyun Eğmeyen’leri ve güzel bir geleceğe İnanan’ları artırmaktan başka çaremiz yok.