WFDY’den 8 Mart açıklaması

Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu (WFDY) 8 Mart haftasını ve Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü selamlamak üzere bir açıklama yayımladı.

soL- Dış Haberler

Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu (WFDY), Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dönük bir açıklama yayımladı.

Kadın mücadelesinin aynı zamanda kadın emeği sömürüsüne karşı mücadele olduğunun altı çizilen açıklamada, dünyanın her yanında baskı ve eşitsizliğinin ana kaynağının bu düzen olduğu vurgulandı.

Açıklamanın tam hali şöyle:

8 Mart : Kadınların temel insan hakları için mücadeleye çağrı

8 Mart’a girerken dünya ve özellikle biz, kadınlar, kapitalizm koşulları altında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı yapılan protestoları selamlıyoruz.

Tüm dünyada egemen sınıf ve medyası, bu günü tüketimin ve günümüzdeki sistem altında ulaşıldığı varsayılan sözde eşitliğin kutlaması haline getirmeye çalışıyor. Bu aldatmacayı kınıyor ve dünyanın dört bir yanında kurtuluşumuz için çabalarımızın çoğaltılması gerektiğini yineliyoruz. Kadın hakları için verilen mücadeleler kesinlikle egemen sınıfa, onun ideolojisine ve ekonomik düzenine karşı mücadele olmuştur. Bu nedenle kapitalizm koşullarında yaşamanın nasıl bir şey olduğunu ve emperyalist baskı altındaki ülkelerin neler yaşadığını akılda tutmak gerekir.

Kapitalizm koşulları altında yaşamak tüm dünyadaki kadınlar için bir dizi sorunla da karşılaşmayı beraberinde getirir: Cinsiyete göre belirlenmiş roller, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı baskı, cinsiyetçilik, toplum içinde yaşanılan cinsel istismar, devlette ya da medyada dayatılan ataerkillik…  Ayrıca, egemen sınıf sürekli olarak kadınların kazanımlarını yok etmeye ve bunu meşrulaştırmaya çalışır. Türkiye’de sağcıların ve din adamlarının cinsel istismarcıların hayatta kalan mağdurlarla evlenmelerini öngören yasallaştırma girişimlerinden ve kürtajın hakkının yasallığına karşı tutumunda olduğu gibi.

Lübnan’a, Cezayir’e, Irak’a, Şili’ye, Fransa’ya ve 2019 yılının son aylarındaki ayaklanmalara daha yakından bakıldığında kadınların, baskıya, emperyalizme, savaşa, sömürüye ve kapitalizme karşı mücadele etmek için ülkelerindeki ayaklanmaların ön saflarında durduklarını görüyoruz. Filistin’de genç ilerici genç feministler Siyonizm’e, gericilere, baskıya ve kendi ülkelerinin politikalarına karşı savaşmaya çalışıyor. Bu küresel ayaklanma kadınlar olmadan anlaşılamaz.

Bununla birlikte, kadınların daha iyi yaşam koşullarına dönük mücadelemizde hala yapılması gereken bir çok şey var. Küresel olarak kadınlar erkeklerden daha az maaş alıyor. Avrupa Birliği’nde dahi kadınlar aynı iş ve nitelikler için erkeklerden %16 daha az kazanıyor. Aynı şekilde bütün dünyada da kadın için bir ‘’görev’’ olarak kabul edilen ev işleri de ödenmemiş emek anlamına geliyor. Kapitalizm koşulları altında kadınlar çifte sömürüyle yaşamak zorunda: Hamile kaldıklarında aynı zamanda evdeki her şeyi para harcamadan idare etmeye çalışıyorlar. Başka bir yaygın sorun ise cinsiyetçilikten dolayı kadınlara ne giyecekleri ve nasıl yaşayacaklarının söylenmesi. Medya ve reklam endüstrisi, kadın bedenini bir insan olarak değil, sadece bir zevk nesnesi olarak sunmak için cinsel stereotipler yaratıyor.

Her türlü cinsiyet eşitsizliğine, egemen sınıfın saldırılarına, ırkçılığa, cinsiyet ayrımcılığına, cinsel tacize karşı savaşmamız gerekiyor. Tüm toplumun ve tüm dünyanın kurtuluşu, kadınların çifte sömürüden ve kapitalist baskıdan kurtuluşu olmadan imkansızdır. LGBT mücadelelerini, kadınların mücadelelerini, dünya çapında milyonlarca insanın  protestolarını birleştirelim ve ezilen sınıfın birleşik gücünün mağlup edilemeyeceğini gösterelim. Kadınlar çiçeklere ya da egemen sınıfın nazik sözlerine ihtiyaç duymaz, onlar temel insan haklarını ve kapitalist baskının olmadığı onurlu bir yaşamı talep eder.

Taleplerimiz:

  • Özgürlük, barış, herkes için insanca ve herhangi bir ayrımcılık, cinsiyetçilik veya baskı olmayan bir yaşam.
  • Eşit ücretler, daha iyi yaşam koşulları ve emeklilik de dahil olmak üzere tüm dünyada kadınlar için temel insan hakları.
  • Dünyadaki tüm kadınların seçim kararlarının tanınması, güvenli ve özgür kürtaj hakkının tanınması, politikacıların ve din adamlarının kadın bedenindeki müdahalelerine derhal son verilmesi. * Emperyalizmin, Siyonizm’in ya da kapitalizmin baskılamadığı bir yaşam, özellikle de kadınların toplumdaki çifte sömürüsünün kaldırılması.