Urfa'da çocuk istismarları: Dehşet tablosu

Şanlıurfa Barosu'nun yaptığı bir çalışmaya göre 20 aylık bir zaman aralığında 1216 çocuk cinsel istismara veya saldırıya uğradı. Bu sayı, sadece mahkemelere yansıyan olayları içeriyor. Euronews'te yayımlanan bir haber röportajında avukatların anlattıkları daha da ürkütücü bir tabloyu ortaya seriyor.

soL - Haber Merkezi

Şanlıurfa Barosu tarafından geçen hafta yapılan bir basın açıklamasında cinsel istismara maruz kalan çocuklar hakkında kaygılandıran veriler açıklandı. 1 Ocak 2018 ile 21 Ağustos 2019 tarihleri arasındaki yaklaşık 20 aylık dönemde 1216 çocuğun cinsel istismara veya saldırıya uğradığı mahkeme kayıtlarına geçerken, bunların 272’sinin erkek, 944’ünün ise kız çocuğu olduğu belirlenmiş.

*/ /*-->*/

 

 

Euronews’te yayımlanan bir habere göre baro avukatları ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) mensupları gerçek tablonun adli kayıtlara yansıyandan çok daha ağır olduğunu söylüyor.

'ENSEST SONUCU HAMİLE KALAN ÇOCUKLAR VAR'

Baronun Çocuk Hakları Komisyonu’na başkanlık eden Esra Yurum Aktaş, istismarların çoğunlukla kırsal kesimde yaşandığını, genellikle istismar olarak bile görülmediğini söylüyor. Çocuk evliliklerinin bu nedenle çok fazla olduğuna işaret eden Aktaş, evlendirilen çocukların çoğunun hamile kaldığını söylüyor.

Avukat Bıra Dengtaf Özbadem ise, Siverek’te bir yılda 50-60 çocuğun cinsel istismara uğradığını söylüyor ve tabloyu şu şekilde anlatıyor:

Bu çocukların çoğu kırsal kesimlerde istismara uğruyor. Bu çocukların çoğu ensest istismarına maruz kalıyor. Ve ensest sonucu hamile kalan çocuklar var. Çocuklar durumu ailelerine anlatamıyor. Kırsalda psikolojik danışman ve rehber öğretmen bulmakta da zorlanıyor. Zaten çoğu köyde okul bile yok. Bu nedenle hamileliğin çok geç farkına varılıyor ve çoğunlukla da doğum oluyor. Bu kez töre cinayetleri gibi durumlar yaşanıyor. Olay çok boyutlu. Urfa genelinde bu durum her geçen gün artıyor. Çoğu doğum hastanede olduğunda çocuğun istismarı ortaya çıkıyor. Kayıt altında olmayan vakalar da var. Okul öncesi eğitim ya da ilkokula başlangıç zamanında kimlik çıkarıldığı için çoğu çocuk kayıt altına alınmıyor. Bu nedenle çoğu vaka bilinmiyor.

'ÖNÜNE İKİ YOL KONUYOR: İSTİSMARCIYLA EVLENMEK YA DA İNTİHAR ETMEK'

Euronews, Şanlıurfa barosunun yaptığı çalışma üzerine hazırladığı haber için SES Şanlıurfa Şubesi’nin Hukuk Sekreteri Müslüm Saraçoğlu ile de görüşmüş.

Saraçoğlu, sonuçları çocuk evlilikleri, ensest ve bazen intihar olan istismar olaylarının evlenmeye zorlanan çoccuklar açısından şöyle anlatıyor:

İstismara uğrayan erkek çocukları ile kız çocuklarının istismardan sonra yaşadığı süreç de farklılık gösteriyor. Kız çocuklarının önüne iki yol sunuluyor. Ya istismar edenle evlendiriliyor ya da intihara sürükleniyor. Hastaneye götürülmeyip evde doğum yaptırılan çocuklar var İstismara uğrayan çocuğun ailesi önce istismar edenle evlendirmek istiyor, evlenmezse bu kez çocuğu kendi akrabalarıyla evlendirmeye çalışıyor. Bu da olmazsa bu kez çocuğu intihara sürükleniyor. Urfa genelinde intihar verilerine ilişkin raporlaştırma yapamıyoruz. Resmi kayıtlara ‘kişinin düştüğü, yaralandığı, boğulduğu’ şeklinde yansıyor. Kişiler ‘Ben intihar ediyorum’ diye mektup bırakıp intihar etmiyor aslında. İntihara zorlanıyor. Özellikle kız çocukları istismar edenle evlenmek istemiyorsa buna zorlanıyor. Çoğu aile otopsi yapılmasına da izin vermiyor. Aile istemiyorsa kurumlar da otopsi yapmıyor. Oysa otopsi yapılsa çocuğun istismarı da ortaya çıkar. Erkek çocuklarının istismarı ise duyurulmuyor. Eğer duyurulmuşsa erkek çocukları ya il dışına gönderiliyor ya da sosyal hizmetlerin yurduna gönderiliyor.