Türkiye Ortadoğu Terör Çemberi'nde

AKP iktidarının fetihçi, mezhepçi politikaları Türkiye'yi artık Ortadoğu Terör Çemberi'nin içine sokmuş oldu. Bu nedenle Suruç saldırısı başlangıç sayılır.

Mustafa K. Erdemol

Başından beri beklenen oldu aslında. Hükümetin başta Suriye olmak üzere tüm Ortadoğu politikasının sonuçlarının Türkiye'ye terör olarak döneceğini söyleyenler haklı çıktılar. Terörü yönetenlerin bir gün onun da hedefi olabileceğinin değişmez bir yasa olduğu Suruç katliamı ile bir kez daha kanıtlanmış oldu.

Türkiye Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) doğrudan olmasa da dolaylı olarak yol vermenin, bu kanlı örgütü doyurmayacağını biliyor olmalıydı, bölgede karıştığı, içişlerine müdahale ettiği ülkeler kadar kırılgan bir yapısı olduğunu anlamalıydı. Ama olmadı, Türkiye büyümesinde dolaylı ya da doğrudan katkısı olduğu terör makinesinin hedefi oldu. Bu daha başlangıç. Muhtemelen gerisi de gelecek.

Katliamın IŞİD tarafından gerçekleştirildiği kesin gibi. Elbette arkasındaki güçler IŞİD'den çok daha önemli. Ancak bu tür bir saldırının gerçekleşeceği konusunda işaretler vardı. IŞİD daha bir hafta önce Türkiye'nin çeşitli illerinde militanlarına yönelik operasyonlar nedeniyle tehditlerde bulunmuştu. IŞİD'e ait bir internet sitesinin kapatılması nedeniyle IŞİD'den yapılan açıklamada "Tağut Türkiye devleti internet sitemizi kendi ülkesinde erişime kapatmıştır. Son zamanlarda Türkiye devletinin Müslümanlara yönelik yapmış olduğu baskılar açıkça hissedilir olmuştur. Gerek muhacir kardeşlerimizin yakalanması, gerekse Türkiye vatandaşı olan Müslümanların tutuklanması ve son olarak basın özgürlüğümüzü kısıtlanmaya çalışan Türkiye devleti muvahhid Müslümanlara düşmanlığını izhar etmiştir" denilerek tehditler savrulmuştu. İki gün önce de “IŞİD'in başkenti” olarak adlandırılan Rakka kentinde çekilen 5 bölümlük IŞİD belgeselinde “Allah’a mürted (dinden dönmüş) Türkiye hükümeti kararlarını gözden geçirsin. Aksi halde İstanbul’u özgürleştireceğiz” denmişti.

BİR TAŞLA BİR KAÇ KUŞ
Ancak IŞİD'in, gerçekleşeceği konusunda herkesin hemfikir olduğu eylemi Suruç'ta hayata geçirmiş olması, hem belirsizliğe giren “Kürt Çözüm Süreci” sonucunda Türkler ile Kürtler arasında baş gösteren güven sorununu gittikçe olumsuzlaştırmaya yönelik amaç taşıyor hem de Türkiye'nin yeterince güvenlik önlemi almadığı Suriye'ye yakın bölgelerde hareket serbestisine sahip olduğunu kanıtlamasına yol açıyor. IŞİD'in bu eylemi Türk hükümetinin “PYD IŞİD'den daha tehlikeli” yolundaki sözleri ile değerlendirilmeli.

BU SALDIRI NASIL OKUNMALI?
1) IŞİD kendisine karşı ABD ve müttefiklerince oluşturulan koalisyona katıldığı gerekçesiyle Türkiye'nin de hedef olduğunu açıklamıştı. Bunu pratikte de kanıtlamış oldu. (Oysa Türkiye bizzat ABD Başkanı Barack Obama tarafından IŞİD'e karşı mücadelede isteksiz olduğu gerekçesiyle eleştiriliyordu).
2) Urfa'nın Suruç ilçesinin hedef alınması, ilçenin Kobani'deki Kürt direnişine katılmak isteyenlerin önemli istasyonlarından biri olmasıyla ilgili. IŞİD, Kobani'de savaştığı Kürt güçlerinin ikmal merkezlerinden birini vurmakla savaşı Kobani dışına da taşımış olduğu gibi, Kobani'de Kürtlere açık tavır almadığını düşündüğü AKP iktidarına da gözdağı vermiş oldu.
3) IŞİD'in Bosna'da toprak satın alarak kurduğu eğitim kampındaki cihadçıların, Bosna'dan Türkiye'ye geçiş kolaylığından ötürü Suruç'u vurması, Türkiye'nin sadece Suriye değil, batı sınırlarının da güvenlik riskiyle dolu olduğunu gösterdi.
4) Suruç katliamı Türkiye'nin Suriye konusundaki herhangi bir politika değişikliğine terörle karşı çıkılacağının ilk uyarısı oldu. Türkiye'nin, daha sonra IŞİD'in içinde yer alan, Suriye'ye karşı savaşan cihadçılara yaptığı maddi destek ve silah yardımının kendisine karşı döndüğünü Suruç katliamı ortaya koydu.
5) İran'ın ABD ve batılı güçlerle yaptığı nükleer programa ilişkin anlaşmanın IŞİD'e karşı yoğunlaşacak yeni operasyonlara karşı IŞİD, Türkiye üzerinden yeni bir “cephe” açtı.
6) IŞİD saldırıları karşısında Suriye ile güvenlik konularında ortak tutum alması gereken Türkiye'nin böyle bir durumda IŞİD ve benzeri örgütlerin hedefi olmaya devam edeceği ilan edilmiş oldu.

AKP iktidarının fetihçi, mezhepçi politikaları Türkiye'yi artık Ortadoğu Terör Çemberi'nin içine sokmuş oldu.

Bu nedenle Suruç saldırısı başlangıç sayılır.