Türkiye Komünist Gençliği'nden Erdoğan'a yanıt: Bu ülkenin bedavacısı biz değiliz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Gençlik Zirvesi'nde öğrencilere yönelik 'Burs almayın, kredi alın, bedavacılığa alışmayın' şeklindeki sözlerine Türkiye Komünist Gençliği'nden yaıt geldi. 'Bu ülkenin bedavacısı bizi değiliz' başlıklı açıklamada, 'Asıl bedavacılar bizi bedavacılıkla suçlayan adamın partisine doluşan, mafya dizilerinden fırlamış…

Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta sonu Türkiye Gençlik Zirvesi'ndeki sözlerine Türkiye Komünist Gençliği'nden (TKG) yanıt geldi. 

Erdoğan Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen zirvede burs alan öğrencilere seslenerek, "Burs almayın, kredi alın, bedavacılığa alışmayın" önerisinde bulunmuştu. 

Türkiye Komünist Gençliği, Erdoğan'ın sözlerine üzerine bir açıklama yayımladı. TKG'den yapılan açıklamada, "Bizim için bedavacılık, alçaklıkların en büyüğüdür. Sizin aile devletinizde 'tekkeyi bekleyen çorbayı içer.' Bizim sosyalist devletimizde ise 'çalışmayan yemez.' O devleti kurmak da, bütün bedavacıları insanca çalışıp emeğiyle yaşamaya mecbur etmek de görevimiz, ülkemize borcumuzdur" denildi. 

TKG imzasıyla yayımlanan açıklamanın tamamı şöyle: 

BU ÜLKENİN BEDAVACISI BİZ DEĞİLİZ!

Kendi onuruna "Türkiye Gençlik Zirvesi" düzenleten Cumhurbaşkanı, biz gençlerin üniversite eğitimleri sırasında burs alamaması ve borçlanmak zorunda kalmasını, "bedavacılığa alışmamamız" açısından iyi olduğunu söylemiş.

Devleti bir aile şirketine çeviren kişiye modern devletin toplumsal görevlerinden birinin her vatandaşa yeteneği ölçüsünde kendisini geliştirebilme olanağı sunmak olduğunu anlatmayacağız, abes olur. Onun kendisini geliştirmekten anladığının yükseköğrenim görmek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Ama bize göre bedavacılık, alçaklıkların en büyüğüdür ve bu ülkenin bedavacılarının kim olduğunu söylemek boynumuzun borcudur.

Bu ülkenin bedavacıları, meslek lisesi öğrencilerini, meslek yüksekokulu öğrencilerini staj adı altında aylarca para vermeden çalıştıran, kanuni zorunluluğu olmasına ramen ücret vermemesine göz yumulan, hakkını arayan öğrencileri "stajını yakmakla" tehdit edenlerdir.

Bu ülkenin bedavacıları, bir yandan üniversitelerimize gelip kariyer günleri adı altında özgeçmiş toplayan, üniversite kürsülerinden sosyal sorumluluk masalları anlattıkları sabahın öğlenine sendikalara üye olan işçileri işten atanlar, fabrika kapılarında direnmeye mecbur bırakanlardır.

Bu ülkenin bedavacıları, bizi bedavacılıkla suçlayan adamın partisine doluşan, mafya dizilerinden fırlamış kılıklarla gençlik kollarında racon kesen, gazete basan, sağı solu tehdit edenlerdir. Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz diye yetiştirilen ve sırtları sıvazlanan asalaklardır.

Bu ülkenin bedavacıları, üretime tek bir kuruş katkısı olmadan devletten maaş alan ama yoksullara haline şükretmeyi öğütleyenlerdir. Bu güruhun bedavacılığının boyutu, aklı başında herkesin gördüğünde isyan ettiği Diyanet bütçesidir.

Bu ülkenin bedavacıları, devlet yurtları kapanırken devletten gelen paralarla yurt açan, o yurtlarda namaza kalkmayan gençleri yurttan atan, Orta Doğu'daki kanlı hesaplaşmalara cihadcı devşirenlerdir. Bunların bir kısmı, dün aynı halıya bağdaş kurup aynı siniden maklube yedikleriniz, sonra "ne istedikler de vermedik" dediklerinizdir.

Bizim için bedavacılık, alçaklıkların en büyüğüdür. Sizin aile devletinizde "tekkeyi bekleyen çorbayı içer." Bizim sosyalist devletimizde ise "çalışmayan yemez."

O devleti kurmak da, bütün bedavacıları insanca çalışıp emeğiyle yaşamaya mecbur etmek de görevimiz, ülkemize borcumuzdur!

Türkiye Komünist Gençliği