Tarihi eser kaçakçılığında köprü ülke Türkiye

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Emniyeti'ne bağlı Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ülke tarihinin en büyük tarihi eser kaçakçılığı operasyonlarından birine imza attı. 14 bin parça tarihi eserin ele geçirildiği operasyonun hedefi olan şebeke, içinde çeşitli devlet görevlilerin de olduğu bir organizasyonla Türkiye'deki tarihi eserleri yurtdışına kaçırıyordu. Bu operasyon tarihi…

Haber Merkezi

Türkiye’de müzecilik, neredeyse başladığı günden beri tarihî eser kaçakçılığıyla yana yana anılıyor. Milli varlıkların yağmalanması anlamı taşıyan kaçakçılık girişimleri, 1830’lardan beri yer yer yasal zemine de oturtulacak şekilde müzeciliğin en temel sorunlarından biri durumunda. Cumhuriyet döneminde, konunun ciddi bir şekilde ele alınıp gerekli yasal düzenlemelerin yapılması sonucunda, söz konusu kaçakçılık önemli ölçüde durduruldu.

Bugün Almanya, ABD, Danimarka, Rusya, Avusturya, İtalya ve Fransa’da Türkiye’den götürülmüş çok sayıda eser yer alıyor. Bu eserlerin bir kısmının yasa dışı yollarla kaçırıldığı, bir kısmın ise satın alındığı yıllar sonra yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. 

Kültür Bakanlığı verilerine göre yurt dışındaki müzelerde Türkiye’den taşınmış 80 bin eser yer sergileniyor. Özel koleksiyonlar ve müze depoları hesaba katıldığında bu sayının 150 bine ulaştığı söyleniyor. 

Türkiye'den Avrupa ülkeleri ve ABD'ye kaçırılan tarihi eser sayısı, 2003 yılında Irak'ın istila edilmesinden ve 2011 yılında Suriye'de savaş kışkırtıcılığından sonra daha da arttı. 2016'da Irak’ta “Koalisyon güçleri”nin himayesinde soyulan müzelerden ve Suriye’de cihatçıların el koyduğu bölgelerde bulduğu eserler Türkiye ve Mısır üzerinden Batılı ülkelere pazarlandı. 

UNESCO'nun Paris'teki Dünya Mirası merkezinden yapılan açıklamada, Ortadoğu'daki tarihi eserlerin tahribatının dramatik boyutlara vardığı kaydedildi. Irak ve Suriye'deki kaçak kazıların arttığını belirten UNESCO Dünya Mirası Direktörü Mechtild Rössler uyduyla çekilen resimlerde tarihi beldelerin “delikli İsviçre peynirine” benzediğini ve yağmalama yüzünden kültür mirası kadar tarihin de kaybolduğunu ifade etti. Rössler’e göre çalınan kültür mirası Türkiye ya da Lübnan üzerinden Batı Avrupa, Körfez ülkeleri ve Kuzey Amerika'ya kaçırılıyor. Batılı eser avcılarının yeni partneri IŞİD ve ÖSO. 

TÜRKİYE YERİNDE SAYIYOR

Bu ticarette Türkiye’nin kilit ülkelerden biri olması bu konudaki refleksini bir türlü geliştirememesi veya geliştirmek istememesi ile yakından ilgili. Ülkede hala müdürü tarafından soyulan müzeler var. Liyakatsizlik, adam kayırma, kayıtsızlık tarihi eser alanında da kaçakçılığı teşvik ediyor. TBMM Kaçakçılıkla Mücadele Komisyon raporuna göre, tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele çalışmaları kapsamında son 5 yılda yaşanan 12 bin 84 olayda 373 bin eser ele geçirildi. Kaçakçılıkta 577 olayla Antalya ilk sırada yer aldı. Eserlerin çoğunu sikkeler oluşturuyor.

Rapora göre 2012-2017 içerisinde Jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen kültür ve tabiat varlığı kaçakçılığı olaylarının yüzde 61’ini izinsiz kazılar, yüzde 19’unu ise sit koşullarına aykırı hareket suçları oluşturuyor. Raporda, Antalya’nın 577 olayla en çok kaçakçılık olayının yaşandığı il olduğu belirtildi. Antalya’yı 361 olayla İzmir, 359 olayla Konya, 346 olayla Muğla ve 281 olayla Manisa izledi.

Yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılan kültür varlıklarından, koordineli olarak yürütülen çalışmalar neticesinde, 2003-2017 yılları arasında Almanya, Avusturya, Avustralya, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Hırvatistan, Fransa, İsviçre, İngiltere ve Sırbistan’dan 4 bin 314 adet kültür varlığı Türkiye’ye iade edildi. 

Eski eser ticaretinin kârlılığı, bu ticareti önlemekle görevli kamu kurum ve kuruluşlarının organize olamaması, toplumsal bilincin geliştirilememesi ve yasal prosedürdeki boşluklar ülkedeki eski eser kaçakçılığının temel nedenlerinin arasında. Batılı ülkelerdeki talep bu eksiklikleri besliyor. Böylece müze ve vakıf binalarından çalınarak ya da kaçak kazılar yoluyla yapılan eski eserlerin Batıya akışı kesintisiz sürüyor. Bu karlı ticaret defineciler, kaçak kazıcılar, soyguncular, toplayıcılar ve pazarlamacılardan oluşan koca bir şebekenin varlığını destekliyor.  

Türkiye’nin bu organize ticareti engelleme çabası polisiye tedbirlerden ibaret. Ara sıra duyurulan “tarihi eser ele geçirildi” haberleri gerideki devasa ticareti örtmeye yetiyor sadece.