‘Sosyal medya’ ulusal güvenliğe tehditmiş!

Önümüzdeki 5 yıl boyunca geçerli sayılacak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde “halk ayaklanmaları” ve “sosyal medya” da ulusal güvenliğe yönelik tehditler arasında sayıldı.

 

Erdoğan’ın başkanlık  ettiği Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından alınan tavsiye kararları doğrultusunda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan 2015 yılı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde (MGSB) “sivil itaatsizlik ve halk ayaklanmaları” ve “sosyal medya” ulusal güvenliğe yönelik tehditler arasında sayıldı.

Önümüzdeki 5 yıllık dönemdeki “tehdit” başlıklarının sıralandığı 23 sayfalık belgede, “Kamu güvenliğini, halkın can ve mal güvenliğini zedelemeye yönelik; sivil itaatsizlik ve halk ayaklanmaları çıkarmaya yönelik girişimler, eylemler, kışkırtıcı faaliyetler” tehdit olarak tanımlandı.

SOSYAL MEDYA DA ‘TEHDİT’

Dün bir kez daha internete uygulanan sansürle gündeme gelen AKP rejimi, sosyal medyayı da MGSB’de “tehdit” olarak tanımladı. Belgede, “sosyal medyada halkı kışkırtmaya, manipüle etmeye, etkilemeye ve algı oluşturmaya yönelik tehditler” ifadesine yer verildi.

Devlete ait belgelerin ele geçirilerek yayımlanmasının da “ulusal güvenliğe yönelik tehditler” arasında sayılması, 17 Aralık operasyonunu akla getirdi. MSGB’de, Devlet kurumlarına ait bilgi ve belgeleri teknoloji yoluyla ele geçirmeye, manipüle etmeye yönelik girişimler, sanal terör eylemleri” tehdit olarak tanımlandı.

SERMAYE HAREKETLERİ, ‘PARALEL YAPILANMA’

Belgede “hükümetin yönetme gücünü etkilemeye yönelik sermaye hareketlerinin” de tehdit olarak tanımlanması bir başka dikkat çekici başlık oldu. Hükümetin izlediği ekonomi politikalarının spekülatif sermaye hareketlerine izin vermesi ise “tehdit” olarak tanımlanmadı.

Belgede, beklendiği üzere, “paralel devlet yapılanmaları” da tehdit kapsamına alındı. Bu bağlamda “milli iradenin tecellisini engellemeye yönelik her türlü faaliyet”, “gücünü milletten almayan, devleti kullanan illegal oluşumlar” gibi ifadelere yer verilmesi dikkat çekti.