Öğrencilerden tecavüzle suçlanan profesör hakkında açıklama

Türkiye Komünist Gençliği, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Hasan Bilgili'nin sahibi olduğu özel hastanede çalışan Veteriner Hekim Ç.B.’ye tecavüz edip tutuksuz yargılandığı dava öncesi adliye önünde bir açıklamada bulundu.

soL - Ankara

Ankara'da Prof. Dr. Hasan Bilgili'nin, sahibi olduğu hayvan hastanesinde çalışan veteriner hekim Ç.B.'ye (23) tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davanın bugünkü duruşması Ankara Adliyesi'nde görülüyor.

Dava öncesi adliye önünde buluşan ve bir açıklama yapan Türkiye Komünist Gençliği, "Şule Çet davasında olduğu gibi adalet arayışımızı bu davada da sürdürürken şunu söylemeye devam edeceğiz: Gerçek adalet ancak işçileri, kadınları, gençleri sömüren bu gerici düzeni yıkıp yerine kimsenin kimseyi sömürmediği sosyalist düzeni inşa edince gelecek" ifadesini kullandı.

Açıklama şu şekilde:

Geçtiğimiz yıl Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan ve Vcom Hayvan Hastanesi’nin patronu olan Hasan Bilgili, hastanesinde çalışan Veteriner Hekim Ç.B.’ye tecavüz etti. Üniversite yönetimi ise Hasan Bilgili hakkında işlem yapmak yerine kaçamak açıklamalar yapmakla yetindi.

Görüyoruz ki her yerinden çürüyen düzenin üzerinden akan kir üniversitelere de bulaşmıştır. Öğrencisi tarafından öldürülen Ceren Damar’ın geçtiğimiz hafta sonlanan davası boyunca yapılan akıl almaz yorum ve savunmaların üzerine bu davaya da benzerlerinin eklendiğine tanık oluyoruz.   

Örneğin daha ilk duruşmada, tecavüze uğrayan kadın hekime mahkeme tarafından yöneltilen ‘Mücadele edemedin mi?’ sorusu, tüm sorumluluğu kadına yüklerken bu adaletsiz düzenin patronları nasıl korumaya çalıştığını da gözler önüne seriyor.

Kapitalizm her geçen gün emekçilere ve kadınlara yönelik baskısını arttırıyor. Patronlar ve emekçiler arasındaki kavga emekçi kadınlar için katmerli hal alıyor, geçim sıkıntısı başta olmak üzere emekçi kadınları her yönden sıkıştırıyor. 

Ancak emekçiler bu karanlık düzene mahkum değil! Bu köhnemiş düzenin yıkılması ve emekçiler lehine bir düzen kurulması mümkün. Yeter ki aydınlık yarınlarımız için verdiğimiz kavgadan umudumuzu kesmeyelim. Şule Çet davasında olduğu gibi adalet arayışımızı bu davada da sürdürürken şunu söylemeye devam edeceğiz: Gerçek adalet ancak işçileri, kadınları, gençleri sömüren bu gerici düzeni yıkıp yerine kimsenin kimseyi sömürmediği sosyalist düzeni inşa edince gelecek.

Türkiye Komünist Gençliği olarak üniversitelerde gerici profesörlere karşı verdiğimiz kavga, sadece üniversite sıralarında ya da adliye salonlarında değil, memleketin her yanında devam edecek. Tüm emekçi kadınları, gençleri bu mücadelenin bir parçası olmaya ve sosyalizm saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz!