Nazi sempatizanı futbolcuya 'nazi' demek 'ırkçılık' sayıldı

Nazi sempatizanı Ukraynalı futbolcu Roman Zozulya'ya solcu taraftarların 'Zozulya bir Nazisin' diye bağırması nedeniyle maç hakem tarafından yarıda kesildi. Tezahürat medyada 'ırkçı ve hakaret içeren sözler' olarak nitelendirildi.

soL - Haber Merkezi

İspanya 2. futbol liginde oynanan Rayo Vallecano-Albacete karşılaşması yarıda kesildi.

Albacete'de forma giyen ve Nazi sempatizanı 30 yaşındaki Ukraynalı futbolcu Roman Zozulya'ya, Rayo Vallecanolu solcu taraftarlar, "Zozulya bir Nazisin" diye bağırdı.

Hakem Jose Luis Lopez Toca stadyumda anons yaparak iki kez Rayo Vallecanolu taraftarları uyardı. Toca ayrıca ikinci yarı sahaya çıkmak istemeyen Albacete takımının kararını da dikkate alarak son 45 dakikayı oynatmadı.

Zozulya'ya yapılan tezahürat medyada "ırkçı ve hakaret içeren" sözler olarak nitelendirilirken, kulübü ise futbolcunun aşırı sağcı, Nazi taraftarı paylaşımlarına ses çıkarmıyor.

Ukraynalı futbolcu Zozulya, 2016-2017 sezonunun ortasında Real Betis'ten kiralık olarak Rayo Vallecano'ya transfer olmuş ancak taraftarların tepkisinden dolayı bu takımda forma giyemeden sözleşmesini feshederek ayrılmak zorunda kalmıştı.

İmza atmaya giden Zozulya'nın havalimanında giydiği tişörtte Nazi rozeti olduğu belirtilmişti.

Medyanın ırkçı futbolcuya "ırkçı" diyen taraftarları "ırkçılıkla" suçlaması, Avrupa Parlamentosu’nda 18 Eylül tarihinde kabul edilen antikomünist önergeyi hatırlattı.

AB parlamentosunda 18 Eylül tarihinde kabul edilen ortak önergede Avrupa’yı faşizmin karanlığından kurtaran komünizm, totaliterlik adı altında Nazizm’le eşitlenmişti. SSCB’nin Avrupa’yı özgürleştirmesine ve faşizme karşı hayatını kaybetmiş yurtseverlere adanmış anıtlar “Tarihi değiştirmek amaçlı totaliter rejim propagandası” diye nitelenerek kaldırılmaları talep edilmişti.

FAŞİST BANDERA İLE FOTOĞRAF

Öte yandan Zozulya'nın Nazi sempatizanlığını hiçbir zaman gizlemediği sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan biliniyor.

Zozulya'nın ile aynı karede fotoğrafları görünen Batı Ukrayna'da doğan Stepan Bandera da, gençliğinden itibaren Ukrayna milliyetçisi faaliyetlere katılmıştı. Polonya’da hükümetinin SSCB'yle görüşmelerinin başlaması üzerine İçişleri Bakanı’nı öldüren Bandera, 1936’da yakalanıp hapse atıldı. 1939'da Nazilerin Polonya'yı işgalini takiben SS subayları Stepan’ı hapisten çıkardı.

Almanya'nın işgali altındaki Polonya'da Bandera, faşist paramiliter grup Ukrayna Milliyetçileri Örgütü'nü (OUN) Alman işgalcilerin servisine sundu. Almanya'nın SSCB'yi işgal harekatını başlatmasıyla beraber Ukrayna'daki bir numaralı işbirliği örgütü haline gelen faşist silahlı çete OUN, 6 binin üzerinde insanın kent meydanında öldürüldüğü Lviv Katliamı da dahil olmak üzere pek çok Nazi destekli katliama imza attı.

Nazilerin işgal toprakları altında yayımladığı bildiride, “Ukrayna, Avrupa ve dünyada yeni bir düzen kurmakta olan ve Ukrayna halkının Moskovit işgalinden kurtulmasını sağlayan Adolf Hitler’in liderliği altındaki Nazi Almanyası’yla yakın ilişkiler geliştirecektir" ifadesinin kullanılmasını takiben Alman kolluk kuvvetlerince tutuklanan Bandera, savaşın Almanya'nın aleyhinde dönmesi üzerine SS'ler tarafından hapisten çıkartılarak tekrar işbirlikçi çetelerin başına geçirildi.

Savaş sonunda Batı Almanya'ya kaçan Stepan Bandera, ABD desteğiyle Ukrayna'ya yönelik sabotaj faaliyetlerini sürdürdü. 1959’da Münih’te KGB tarafından tarafından düzenlenen operasyonda öldürüldü.

OUN'un silahlı kanadı Ukrayna İsyan Ordusu (UPA), Volhynia'da 60 bin ve Doğu Galiçya'da 40 bin sivilin öldürüldüğü katliamlar gerçekleştirdi. Savaşın bitmesini takiben 1956 yılına kadar SSCB'ye yönelik terör faaliyeterini ABD desteğiyle yürütmeye devam etti.

Bandera'nın resimleri ve OUN'la UPA bayrakları Maidan sırasında ve onu takiben süreçte (2014-günümüz) devlet destekli faşist çetelerce sürekli kullanıldı.