Yeni koronavirüs salgını cezaevlerinde de büyük paniğe neden olurken, ilk korona tahliye haberi de geldi. Mardin Mazıdağı Belediye Eşbaşkanı Nalan Özaydın, koronavirüs testi pozitif çıkınca önceki gün tahliye edildi.
Özaydın'ın koronavirüse yakalanması, cezaevindeki koşulları ve buralardaki olası salgın riskini yeniden gündeme getirdi.
218 BİN KAPASİTELİ CEZAEVLERİNDE, 270 BİNDEN FAZLA KİŞİ VAR
TÜİK verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye’deki cezaevlerinde toplam 59 bin 512 kişi bulunuyordu. Her yıl düzenli olarak artan tutuklu ve hükümlü sayısı 2010 yılında gelindiğinde 120 bine, 2018’e gelindiğinde ise 264 bine kadar tırmandı.
Bu sayı her geçen yıl daha da artarken, en son geçtiğimiz yıl yapılan açıklamada sayının 270 bini geçtiği ifade edilmişti.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Temmuz 2019 itibariyle 353 cezaevi bulunduğunu ve bunların toplam kapasitesinin 218 bin 950 olduğunu, 88 bin kapasiteli yeni cezaevleri için çalışmalar yapıldığını duyurmuştu.
Yani koronavirüs şartlarında kapasitesinin çok üzerinde insan cezaevlerinde tutulurken, bu durum riski her geçen gün arttırıyor. Şu ana kadar görüş ve nakil işlemleri dışında cezaevlerinde virüs salgınına karşı yeterli önlemler alınmazken, son yaşanan örnek riskin boyutlarını da gözler önüne seriyor.
’15-20 KADIN KÜÇÜCÜK KOĞUŞTA KALIYORUZ’
HDP’li Mardin Mazıdağı Belediye Eşbaşkanı Nalan Özaydın, 15 Kasım’dan itibaren tutuklu bulunuyordu. Geçtiğimiz gün yapılan koronavirüs testinin pozitif çıkmasının ardından tahliye edilen ve tedavi altına alınan Özaydın, cezaevlerindeki risk tablosuna ilişkin soL’a açıklamada bulundu.
Sözlerine şu anda hastanede karantina altında olduğunu ve tedavisinin devam ettiğini belirterek başlayan Özaydın, “15 Kasım’daki hukuksuz tutuklamanın ardından Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi’ne gönderildim. Çok sayıda kadın belediye başkanımızın benzer şekilde hukuksuz olarak tutuklandığını da hatırlatmak istiyorum, bu isimlerin hepsi cezaevlerinde çok kötü koşullarda kalıyor. Alındığımız küçücük koğuşlarda, sağlıksız bir şekilde 15-20 kadın bir arada yaşamak zorunda bırakılıyoruz” dedi.
‘CEZAEVLERİNDE BÜYÜK RİSK VAR’
Bunun dışında cezaevlerinde yemeklerin de mahkumlar tarafından yapıldığını, ne şekilde yapıldığı, sağlık şartları konusunda hiçbir bilgilerinin olmadığını söyleyen Özaydın, “Cezaevlerinde insan sağlığı adına tüm şartların kötü olduğunu söyleyebilirim. Ben panik atak hastasıyım, bu nedenle sık sık hastaneye gittim. Salgın sonrası hastane dönüşlerinde beni koğuşa değil hücreye aldılar. Bu sırada sevkimi istemiştim, o arada sevk talebim karşılık buldu ve Mardin’e sevk edildim. Ancak bu sefer de burada beni başka kentten geldiğim için salgın riski nedeniyle koğuşa almak istemediler ve burada hücre de yoktu. Bu nedenle Mardin Devlet Hastanesi’nde mahkumlar için hazırlanan bir alana alındım. Burada yapılan test sonucunda koronavirüse yakalandığım tespit edildi. Hastaneye gidiş-gelişmelerim sırasında yakalanlandığımı tahmin ediyorum. Önceki gün yapılan başvuru sonrası ise tahliyeme karar verildi. Cezaevlerinin salgın koşullarına hiç uygun olmadığını, riskin büyük olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.