KCK yöneticisi Bese Hozat: Silah bırakma için Öcalan'ı işaret etmek apolitik

KCK yöneticelerin Bese Hozat bugünkü yazısında HDP'ye yönelik, "Silah bırakma konusunda Öcalan'ı işaret etmek apolitik ve yanlış bir yaklaşımdır" ifadelerini kullandı.

KCK Yürütme Konseyi Eş Genel Başkanı Beses Hozat bugün Özgür Gündem'deki yazısında 'çözüm süreci'nin devamı içim hükümetin 'silah bırakma' şartı ve HDP'nin "Silah bırakmanın adresi Öcalan'dır" görüşünü eleştirdi.

Hozat yazısında, “HDP’den bazı kişilerin AKP’nin oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak Apo’yu göstermeleri büyük bir yanlıştır. Bu yaklaşım son derece apolitik ve yanlış“ ifadelerini kullandı.

Suruç'ta meydana gelen ve 31 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı hakkında ise Hozat,  “Sorumluyu farklı yerde aramaya gerek yok, Pirsûs katliamının sorumlusu-katili AKP’dir, MİT’tir. IŞİD AKP’nin, MİT’in Kürtlere ve devrimci-demokratik güçlere karşı beslediği-büyüttüğü iki yıldır da tetikçi olarak kullandığı bir güçtür. Türk devletinin-AKP’nin yeni kontr-gerillasıdır, yeniden yapılandırdığı yeşil Gladyosudur“ dedi.

Hozat'ın yazısında ilgili bölüm şöyle: 

Şimdi AKP bu planı esas olarak IŞİD ve Hizbul-kontra yoluyla yürütüyor. PKK’nin silah bırakması üzerinden Erdoğan ve AKP’nin oluşturduğu gündem bir özel savaş gündemidir, PKK’yi tasfiye planıdır. Bu gündem Kürt sorununu çözmeme, inkar-imhayı sürdürme tutumudur. Topyekün savaş tutumudur. HDP’den bazı kişilerin AKP’nin bu oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak Önder Apo’yu göstermeleri büyük bir yanlıştır. Bu, AKP’ye, “Önder Apo’ya baskı uygula” demekle eşdeğer bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez. Önder Apo böyle bir şeye zorlanamaz. Önder Apo’nun misyonu ve rolü müzakere yapmaktır. Silah meselesi Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürt sorununun Demokratik Özerklik çözümüyle paralel, PKK’nin gündemine alacağı bir konudur. Gündeme girdiğinde de Önder Apo’nun bizzat gelip gerillalar ile yüzlerce ikna toplantısı yapması gerekiyor. Yani demem o ki silah meselesi çok ciddi bir iştir, hakikatle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bu tür konuşma ve açıklamaları artık terk etmek gerekiyor. Onlarca defa aynı şeyi tekrarladık, Önder Apo özgürleşir, Kürtlere kendini yönetme hakkı Demokratik Özerklik çözümüyle tanınırsa ve  bunu tanıyan demokratik-özgürlükçü yeni bir Anayasa yapılırsa PKK Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi gündemine alarak değerlendirebilir. Aksi durumda artık ateşkes dahi sözkonusu olamaz. Zaten mevcut durum topyekün bir savaş durumudur. Pirsûs katliamı AKP’nin bu savaşı ne biçimde yürüteceğinin de ispatıdır. Pirsûs katliamı Kürtler başta olmak üzere tüm Türkiye halklarının öz savunma ihtiyacını çok yakıcı biçimde gösterdi. Katliam yapan bir devletten savunma-koruma beklemek büyük bir saflıktır, gaflettir. Koruma-korunma halkların kendi öz savunmasıyla olur. Pirsûs katliamı da bir kez daha herkese gösterdi ki tehlike çok büyüktür, öz savunma en zaruri ihtiyaçtır. Bu vahşi katliam Türkiye toplumuna şu gerçeği de çok yakıcı hissettirdi; PKK silahlı gücüyle Türkiye’de barışı, demokrasiyi ve özgürlüğü savunuyor. PKK’nin silahları, Kürdistan, Türkiye ve bölge halkları açısından yaşam güvencesidir. Bu açıdan PKK ve tüm demokratik güçler, güçlerini daha fazla birleştirmeli ve büyütmelidir.