Kayyum kararını 'siyasi değil hukuki' diye savunan Soylu'dan yeni çözüm süreci sorusuna yanıt

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu HDP’li belediyelere kayyum atanması kararını ‘siyasi değil hukuki’ diye savundu. Soylu yeni bir çözüm sürecinin başlayıp başlamayacağına dair soruya da yanıt verdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını “siyasi değil hukuki bir karar” diye savundu.

Habertürk’te katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan Soylu “Alınan karar siyasi değildir. Alınan karar hukuk çerçevesi içerisinde bir idari karardır. Anayasa'nın 127. maddesi İçişleri Bakanlığı'na yetki veriyor” dedi.

YSK'nin aday belirleme kanunu ile belediye başkanı kanununun ayrı olduğunu söyleyen Soylu “Bana diyor ki sen tehdit görüyorsan bunu şu çerçeve içinde açığa alabilirsin. Ben bir muhtar açığa aldım. Köyündeki birkaç kişinin koyunlarını çaldı. Ben mahkeme kararı mı beklemeliydim? Kardeşini öldüren belediye başkanını açığa aldım” diye konuştu. 

Ahmet Türk’ün cezaevinden sağlık sebepleriyle çıktıktan sonra aday olduğunu söyleyen Soylu “İçeriden aldatarak çıktı Ahmet Türk” dedi.

HDP’nin kapatılmasını isteyip istemediğinin sorulması üzerine Soylu “Kapatılıp, kapatılmaması yargının kararıdır” diye yanıt verdi.

Yeni bir çözüm sürecinin başlayıp başlamayacağına dair soruya ise "Bunların ileri değerlendirmeler olduğunu düşünüyorum" diye yanıt veren Soylu şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümet, Sayın Cumhurbaşkanımız da hiçbir bedel karşılığında böyle bir uğraş içine girmez".

Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"-  Alınan karar siyasi değildir. Alınan karar hukuk çerçevesi içerisinde bir idari karardır. Anayasa'nın 127. maddesi İçişleri Bakanlığı'na yetki veriyor.

- Burada bir taraftan terör örgütü tutacak belediyeleri kendine ait merkez haline getirecek, adayları belirleyecek, oradan kendine finansman, insani kaynak, moral, lojistik, kültürel birikimi gerçekleştirmeye çalışacak, devlet bunları görecek. Mahkemeler bu konuda dava açacaklar. Geçen dönemde görevden aldıklarımızla ilgili birçok tutuklamalar var.

'BANA FETÖ ÜYESİ DESENİZ...'

- Size şöyle söylesem, siz FETÖ'nün üyesisiniz desem veya bana deseniz dünyayı koparmaz mıyız? Hiçbirinden bir ses çıkmadı, çıkamaz da! 

- Anayasa'nın 127. maddesi ve Büyükşehir Belediye Kanunu'nun 47. maddesinin bize verdiği yetkiyle... Seçimden önce, sonra bu bir mugalata. Göreviyle ilgili olan hadiseyi gördüğümüz andan itibaren gerçekleştirme fırsatına sahibiz. Bizim elimizde kolluk kuvvetlerimiz var, bir taraftan yargı var. Müfettişler girer suç duyurusu yapar.

- YSK'nın aday belirleme kanunu ile belediye başkanı kanunun ikisi ayrı. Bana diyor ki sen tehdit görüyorsan bunu şu çerçeve içinde açığa alabilirsin. Ben bir muhtar açığa aldım. Köyündeki birkaç kişinin koyunlarını çaldı. Ben mahkeme kararı mı beklemeliydim. Kardeşini öldüren belediye başkanını açığa aldım.

- Kanun net. Kardeşini öldüren belediye başkanıyla ilgili süreç yaşanıyorsa, burada yolsuzluk, ihmal, görevi kötüye kullanmayla ilgili birisi görevden alınıyorsa, bu yargılanmanın sona erene kadar bizim açımızdan bir tedbirdir. Terörle ilgisini, iltisakını bulduğunuz anda oradaki yapı tamamen sizin geçici bir başkan vekili atamanızı getiriyor, siz atıyorsunuz. Bir devlet memuru, vali, kaymakam, vali yardımcısı, dışarıdan herhangi birisini atayabilirsiniz. Bu hakkı size kanun veriyor. Diğerinde ise suistimal, görevi kötüye kullanma gibi burada belediye meclisi toplanır, başkanvekili seçer.

- Mahkemeler biterse sizin dediğiniz iş olur (Meclislerin yeni belediye başkanı seçmesi) Ceza alırsa, ceza aldıktan sonra orada tekrar seçim olur. Meclis'te tekrar seçim olur. Yeniden iade edilmesi söz konusu. Mahkeme bitmişse bizim görevimiz iade etmektir. Yukarıdan aşağıya teröre batmış olanlar. Şurada bir fotoğraf var. Batasuna kararını, AİHM'in bu konuda kararını hepiniz biliyorsunuz.

- Ahmet Türk içeriden niçin çıktı? Bütün Türkiye biliyor. Sağlık sebepleridir. Sağlık sebebiyle çıkan bir kişi adalet yürüyüşüne katıldı, sonra döndü partisinin belediye başkanı oldu. Bu dava yürürken, terörle iltisakı, irtibatı olan bu dava hatta görevi kötüye kullanma davası devam ederken biz göz mü yummalıyız? İçeriden aldatarak çıktı Ahmet Türk.

'BEN BİR DEMOKRASİ TEORİSYENİYİM'

- Yılbaşından bu yana 160 olay önledi bizimkiler. Bunlardan bir tanesi gerçekleşmiş olsaydı uluslararası problem haline gelecekti. Ben bir demokrasi teorisyeniyim, herkesle bu konuda yarışırım. Demokrasi bizim bebeğimiz gibi bunu muhafaza etmeliyiz.

- Ben uzayda yaşamıyorum. Diyarbakır, Mardin ve Vanlı dostlarımız, hemşehrilerimiz var. Seçim öncesi dahil 'Bunların biz ne halt ettiklerini biliyoruz' diyor oradakiler. 'Biz ilk kez hizmeti bu kayyımlarla yaşadık' diyorlar. Bunu oradaki vatandaşlar söylüyor. Biz orada teröre belediyeleri kullandıracak hali 1 saniye bile tutmamız devlete, millete halel getirmektir.

'EŞ BAŞKAN DEVLETE KAFA TUTMAK DEMEKTİR'

- Hepsi mahkemelere sevk edildi. Kandil'i niye eleştirmiyoruz. Bakın bakalım Van'daki belediye başkanı kaç gün yerinde durmuş. Hepsini eş başkan yapıyor. Eş Başkan devlete kafa tutmak demektir. Devleti tanımıyorum demektir. Bunları PKK'yla iltisaklı olduğunu söylüyorum. Benim görevim İçişleri Bakanı olarak bunu ortaya koyabilmektir.

'ALLAH BİZİ ÇARPAR'

- Diyarbakır Belediye Başkanı'nın dosyası var. Gizlilik kararı var. Bu adamı nasıl tutarız, Allah bizi çarpar. kayyımların olduğu yerin yüzde 50'sinden fazlasını biz kazandık. Hakkari, Yüksekova merkez kaybetti. Diğer tarafta Şırnak'ın neredeyse Uludere'den tutun da Mardin'in Dargeçit'ine kadar biz kazandık.

KATALAN VEKİLLERİN TUTUKLANMASI

- Katalonya milletvekilleri ilk defa mı seçilmişlerdi? Avrupa'nın göbeğinde tutuklandılar. Aynısı Batasuna'da da var.

- 2 günden beri biz 'Siz PKK'yla berabersiniz' diyoruz. Bir tane HDP'li çıkıp da 'Hayır' demiyor.

HDP'NİN KAPATILIP KAPATILMAMASI

- HDP bugün PKK'nın söylediğinin 1 milim dışına çıkamayacak durumdadır. Kapatılıp, kapatılmaması yargının kararıdır. Bulunduğum makam birtakım şeylerin ihsas edilmesini bir şekilde durduran bir makamdır.

- Avrupa mı demokrasiyi iyi işletiyor yoksa Türkiye mi? Avrupa mış gibi mi yapıyor? Hangi demokrasi standartı onlara uyuyor. Bu ülkenin yöneticilerine sabahtan akşama kadar hakaret edilen, hakimliğe, savcılığa gidilip de her birinin serbest kaldığı Türkiye'de yaşıyoruz. Türkiye bu konularda en serbest ülke. Kaç tane seçim yaşadık hep birlikte? Bu seçimlerde hükümetin, elinde iktidar gücü olanların karşı tarafta olanların ortadan kaldırabilmek için, bunu gerçekleştirse ilk defa HDP'ye, PKK'ya yapar. En son İstanbul'da seçim itirazı yapıldı, tekrarlandı. Türkiye'de işleyen demokrasi var. Avrupa'dan kat be kat üstün. Ben demokrasi çocuğuyum. Seçimlere girmişim, Tayyip Erdoğan da öyle. Yoksa ayakta duramayız, yerler bizi, adım attırmazlar.

'ABD İLE MLKP'LİLER GÖRÜŞTÜ'

- Her döneminin kendine ait iklimi, şartı vardır. Biz S-400'ü bundan 10 sene önce alabilir miydik, zinhar alamazdık. Nelerle ilgilendiğimizi hangi imkanlarla size anlatsam. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün güçlüdür. ABD niçin orada? Çok yakın bir zamanda, bundan 14 gün önce, iki hafta önce Suriye'nin bir tarafında bizim kırsalda bitirdiğimiz MLKP ile Amerikalılar görüştüler.

YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ

- (Yeni bir çözüm süreci başlayabileceği iddialarının doğru olup olmadığının sorusu üzerine) Bunların ileri değerlendirmeler olduğunu düşünüyorum. Türkiye çok maliyetler ödedi. Binlerce insan şehit oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümet, Sayın Cumhurbaşkanımız da hiçbir bedel karşılığında böyle bir uğraş içine girmez. Türkiye o dönem her zaman olduğu gibi büyük devlet olmanın asaletini göstermiştir. Silah bırakacağız diyenlere bırakın da görelim demiştir. Aynısını Kıbrıs’ta Annan Planı’nda yaptık. Türkiye hakkaniyetli ve adaletli bir devlettir."

'İSTANBUL'DA KAYITLI OLMAYAN SURİYELİLERE VERİLEN SÜREYİ UZATTIK'

- (AKP'nin Suriyelilere ilişkin politikası üzerine) Güvenli bölgeler oluştukça gönüllü geri dönenler olacaktır. Suriyeliler özelinde söylüyorum. Bizim bunları sınırdışı etmemiz mümkün değildir. Kayıtsız hiçbir Suriyeliyi sınırdışı etmemiz mümkün değil. Kayıtsız Suriyelileri kamplara alıyor, kayıtlarını yapıp arzu ettikleri vilayetlere gönderiyoruz. Gönüllü geri dönüşler var. 100'ün üzerindeki ülke insanlarının aktığı bir yerden bahsediyoruz. Şimdi biz İstanbul'da ne yapıyoruz? 20'sine kadar sayın valimiz İstanbul'da kayıtlı olmayan Suriyeli kardeşlerimizin bulundukları illere kayıtlı bir şekilde gitmeleri gerektiğini söylemişti. Süre bitti ve biz bunu 30 Ekim'e kadar uzattık."