İstanbul'da etkileyici buluşma: Fidel'in vatanından selam getirdik

İstanbul'da José Martí Küba Dostluk Derneği'nin 'Büyük İnsanlık 60 Yaşında: Kübalılar Devrimi Anlatıyor' temasıyla başlattığı etkinlik TKP ve Küba Komünist Partisi'nden temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

soL - İstanbul

José Martí Küba Dostluk Derneği'nin "Büyük İnsanlık 60 Yaşında: Kübalılar Devrimi Anlatıyor" başlığıyla gerçekleştirdiği Küba Devrimi'nin 60. yılı etkinliklerinin İstanbul kolu Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Etkinliğe yoğun katılım olurken, misafirler salonun dışına kadar taştı. 

Etkinlik Küba Komünist Partisi Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Juan Carlos Marsan Aguilera ve Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ın katılımıyla gerçekleşti.

Piyanist Dengin Ceyhan'ın performansıyla başlayan etkinlik, Küba'nın tarihsel lideri Fidel Castro'nun anıldığı video gösterimiyle devam etti.

'KÜBA HALKI ÖRGÜTLÜLÜĞÜ SAYESİNDE DİRENDİ'

Video gösteriminin ardından JMKDD Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Günay açılış konuşması için söz alarak şunları söyledi:

"Bu yıl Küba Devrimi'nin 60. yılı. 2 yıl önceyse Fidel aramızdan ayrıldı. Arada 58 yıl olabilir, ancak bu iki tarih bize çok şey söylüyor. Fidel, aklımızda hep genç haliyle kalmış olabilir ancak o devrimden sonra 58 yıl boyunca ülkesinde sosyalizmin kurulması için mücadele etti. Fidel çok özel bir insandı, fakat Fidel aynı zamanda halktı. Fidel'in halk olabilmesinin tek bir koşulu vardı, bu da Küba halkının örgütlülüğüydü. Yanı başında emperyalist güçlerin en saldırganı ABD devrimin başlangıcından beri süregelen ablukayla devrimi boğmaya çalışırken, Kübalılar açlıkla sınandıkları zamanlarda bile mücadele etmeye, sosyalizmin kazanımları için kavga etmeye devam ettiyse, bu örgütlülükleri sayesinde oldu. Kübalılar 60 yıllık bir direnişi örgütlüyorlar."

Küba haftasında düzenlenen etkinliklerle amaçlarının sadece Küba'yı anlamak ve anlatmak olmadığı söyleyen Günay "Bu hafta boyunca yapılanlar Türkiye'de de bir şeyleri değiştirmeyi amaçlıyor" dedi ve direnişteki Flormar, Gül-San Cam Profil ve Madam Coco çalışanlarının da salonda olduğunu belirterek dayanışmalarını iletti.

'SOSYALİST KÜBA'DAN DAYANIŞMA SELAMI GETİRDİK'

Günay'dan sonra söz alan Küba Komünist Partisi Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Juan Carlos Marsan Aguilera konuşmasına "Sizlere sosyalist Küba'dan dayanışma selamı getirdik. Fidel'in vatanından hepinize selamlar. Bu etkinliği düzenleyen Türkiye Komünist Partisi ve Jose Marti Küba Dostluk Derneği'ne teşekkür ediyoruz. Etkinliği örgütleyen herkese, salonda şu anda gördüğüm çok sayıda gence çok teşekkürler." diyerek başladı. Salonda heyecan yaratan bu selamlanın ardından konuşmasına devam eden Aguilera şöyle dedi:

"Gördüğünüz gibi Küba ufak bir Karayip adası ve ABD'nin hemen 90 mil uzağında olan bu ada çok büyük zorluklara göğüs gerip, sosyalist devrimi gerçekleştirdi. Sıradan insanların, sıradan insanlar için ve sıradan insanlarla beraber yaptığı bu devrim, ülkemizde ABD egemenliğini bitirmek için yapılmış bir devrimdir.

Küba'yı uluslararası alanda izole etmeye çalıştılar, halkımıza karşı vahşi bir ekonomik savaş yürütüyorlar ve bir çok yıkıcı faaliyet üzerinden Küba halkını bölmeye, parçalamaya çalışıyorlar. Ancak bunları başaramadılar. Küba yaşıyor, Fidel'in kurduğu sosyalist Küba yaşıyor ve çok yakında devrimimizin 60. yılını dolduracağız.

'DÜZENİN SOSYALİST KARAKTERİNİ KORUMAK...'

"Sevgili dostlar son yıllarda ABD'nin yürüttüğü abluka politikasının yarattığı zorluklar nedeniyle, bütün dünyayı ve Küba ekonomisini etkileyen iklim değişikliğinin yarattığı zorluklar ve sosyalist blokun ortadan kalkmasıyla birlikte doğan zorluklar birleşince Küba'da bütün sanayi altyapısını yenileme ihtiyacı doğdu. Ülkemizdeki ekonomik durumu gözden geçirme sürecindeyiz. Bu süreçte bir çok adım attık. Ülkemizin ekonomik modelinin temellerine dair bir belge çıkardık, 2030 yılına kadar süren bir planlama yaptık.

Yakın zaman içerisindeyse anayasamızı yenileme sürecindeyiz. Katılımcı bir demokrasinin nasıl olacağını bunlarda görebilirsiniz çünkü bunların tamamı halk kitleleriyle karşılıklı işbirliğiyle yapıldı. Milyonlarca Küba vatandaşı bunların parçası oldu. Herkes kendi önerilerini, itirazlarını dile getirdi. Halkımızın büyük çoğunluğunun aynı düşündüğü bir şey varsa o da düzenin sosyalist karakterini korumak, bağımsız ve egemen bir ulus olarak kalmak, sosyalist ve demokratik bir ulus olarak kalmak, müreffeh ve sürdürülebilir bir toplum olarak kalmaktır.

'FİDEL BÜTÜN KÜBALILARIN KALBİNDEDİR'

"Aramızdan fiziken ayrılışından ikinci yılında bir kez daha Fidel'i hatırlıyoruz. Fidel aramızdan ayrıldığında halkın duygularını biraz önceki videolarda gördük. Devrimin düşmanları 'Küba sosyalist kalmaya Fidel'siz bir gün bile devam edemez' diyorlardı, ancak o gün Fidel aramızdan ayrıldığında 1 milyondan fazla Kübalı Havana'da, o meydanda buluşup o cümleyi söylüyorlardı; 'Yo soy Fidel!', 'Ben Fidel'im'.

Fidel bütün Kübalıların kalbindedir. Fidel, devrimi sonuna kadar savunma irademizde bizimle birliktedir. Fidel, halkın harekete geçmesini sağlayan ideallerde, ilkelerdedir. Bu sebeple Fidel bu büyük mücadelemizde her gün yanımızda olmayı sürdürüyor. O yüzden bugün her zamandan daha güçlü bir şekilde şunu söyleyebiliriz; Yaşasın Küba Devrimi!"

'KÜBA TEK BAŞINA DİRENDİ'

Juan Carlos Marsan'dan sonra konuşan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan sözlerine "Öncelikle şunu söylemek istiyorum, sadece bizim değil, bütün insanlığın Küba'ya olan borcu her yıl artıyor" diyerek başladı. Okuyan Küba'nın Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından tek başına büyük güçlüklerle mücadele etmek zorunda kaldığını hatırlatarak şöyle konuştu: 

"Küba tek bir gün bile yalnız kalmadı, ancak Sovyetler Birliği yıkıldığından beri tek başına direndi. Küba'ya Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra gittiğimde hepimizin aklında o soru vardı; Küba direnebilecek mi? O zamanları 'özel dönem' diye adlandırıyorlardı, Sovyetler Birliği'nin yardımlarının kesilmesiyle beraber Küba ekonomisi durma noktasına gelmişti. Petrol yoktu, yedek parça yoktu. Orada Küba'nın yaşayacağını fark ettim. Nükleer silahlarıyla, nüfusuyla, yeraltı kaynaklarıyla Sovyetler Birliği yıkıldı, ancak Küba ayakta kaldı, bunun sebebini anlayabilmemiz gerekiyor çünkü biz de bu yola gireceğiz.

'KÜBALILAR EN ZOR ANLARINDA GÜLMEYİ BİLİYORLARDI'

"Kübalılar en zor anlarında bile hayata mizahla bakabiliyorlardı, gülmeyi biliyorlardı. Mizahla yan yana gelen mücadele, bir halkın kendi zorluklarına gülebilmesi inanılmaz bir güç verir. ABD'de 'Sovyetler Birliği yıkıldı, Küba'yı rahat rahat yıkarız' diye düşünüyorlardı, ablukayı sıkılaştırdılar. Küba'ya ilaç verilmiyordu. Dünyanın her yerinde Küba'ya ilaç toplama kampanyaları yapıldı. Biz de yaptık, bir yolunu bulduk oraya gönderdik ilaçları, Küba halkının ihtiyaçlarının çok küçük bir bölümünü karşıladık. Küba'ya gittiğimde beni çok küçük bir hastaneye götürdüler. Çernobil'de radyasyona maruz kalan çok sayıda kişi o hastanede tedavi ediliyordu. Sovyetler Birliği yıkıldı, Küba kendi olanaklarını orada yaralananlara ayırdı. Hastanede bana nereden geldiğimi sordular, Türkiye'den geldiğimi söyledim. 'Bir dakika' diyerek içeriden bir ilaç getirdi. Kübalılar o kadar vefalıydılar ki her kutu ilacın üzerine o ilacın nereden gönderildiğini yazıyorlardı. Küba Devrimi yıkılmaz, çünkü Kübalılar emeğe değer veriyorlar.

Küba, halkına güvenmeyi, dostlarına güvenmeyi, kendisine güvenmeyi öğrenmiş durumda. Küba Komünist Partisi kendi halkına güvendiği için cesur adımlar atabiliyor. Küba Devrimi asla ve asla sosyalizm yolundan sapmayacak, bütün zorluklara rağmen ayakta kalmaya devam edecek. 

Küba Komünist Partisi kendi halkına parasız sağlık, parasız eğitim verdi, pek çok sosyal haklar verdi. Ancak kendi halkına başka şeyler de vermek zorunda. Küba Komünist Partisi bu dünya sisteminde kimi hava boşlukları açmak zorunda. Sürekli olarak 'Küba kapitalist mi olacak' diye endişelenemeyiz. Küba'da Türkiye'de olan olanakların büyük kısmı yok. Neden devrim burada da olmasın, neden uluslararası tekellerin tabelaları burada da indirilmesin, neden biz de bu kadar sömürdüğünüz yeter demeyelim? Bizim eskiden beri bir sloganımız vardı, 'Küba Si, Yanki No!'"

Etkinlik Küba'dan ve Türkiye'den müzisyenlerin şarkılarıyla sona erdi.