İmamoğlu Menderes'i akladı: Demokrasi kahramanıymış

27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde Ekrem İmamoğlu da bir video mesaj yayımladı. İmamoğlu, Menderes ve arkadaşlarının sudan gerekçelerle asıldığını belirtirken, Menderes'in demokrasi kahramanı olduğunu söyledi.

soL - Haber Merkezi

23 Haziran seçimlerinde CHP'nin İstanbul adayı olan Ekrem İmamoğlu, 27 Mayıs darbesinin yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.

"Halkın iradesini yok sayan hiçbir müdahale kabul edilemez ve eninde sonunda tarih önünde yargılanır. Aslolan seçimle gelenin seçimle gitmesidir. 27Mayıs darbesinin yıl dönümü vesilesiyle Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum" diyen İmamoğlu, Menderes ve arkadaşlarının sudan gerekçelerle asıldığını, Menderes'in demokrasi kahramanı olduğunu söyledi.


İMAMOĞLU'NUN 'SUDAN GEREKÇELER' DEDİĞİ NELER?

İktidarının son yıllarında muhalefet partisi lideri İnönü'ye linç girişimi, siyasi rakipleri üzerinde yoğun yargı baskısı, çok sert basın sansürü uygulamaları, sokak gösterilerinde orantısız ve ölçüsüz polis şiddeti gibi eylemlerin yaşandığı Menderes'in, ayrılmamak için her yolu denediği iktidardan bir askeri darbe ile indirilmesi son yıllarda demokrasi kahramanı ilan edilmesi için yeterli görülüyor.

Menderes'in bütünüyle suçsuz ilan edilip aklanması ise her zaman cesaret edilen bir adım değil.

İmamoğlu'nun "sudan gerekçeler" olarak nitelediği liste ise, iddianameye girmemiş ve halka karşı işlenmiş olanları da dahil ettiğimizde, bir hayli kabarık... 

İşte Menderes'in suçlarının kısa listesi: 

  • İktidara gelişinin ikinci ayında Menderes hükümeti, tartışmalı bir kararla Kore savaşına asker yolladı. Türk askerlerinin, ulusal bağımsızlık ve çıkarlarla hiçbir ilişkisi bulunmayan bir savaşta ABD askerlerinin yanında savaştırıldığı Kore'de çok sayıda asker can verdi. 
  • 1951’de Ceza Kanunu değiştirildi. Ünlü 141-142. maddeler, komünist liderler için idam komünizm propagandası için ağır cezalar içererek ağırlaştırıldı. Sonraki on yıl boyunca eğitim, sanat, edebiyat, basın dünyaları saçma-sapan “komünist avları” ile renklenecekti. 6-7 Eylül olaylarının bir “komünist tertibi” olduğu Fuat Köprülü tarafından Meclis’te ileri sürüldü çok sayıda sicilli komünist (örneğin Aziz Nesin, Kemal Tahir) derdest edildi aylarca yargılanmadan gözaltında tutuldu.
  • Memurların, yargıçların, üniversite öğretim üyelerinin yasal güvenceleri kaldırıldı “aykırı” gidenler görevden alındı emekliye sevk edildi. Ünlü ve muhalif çok sayıda öğretim üyesi üniversitelerinden uzaklaştırıldı. Basın kanunu değişti cezaevlerini tanıyan gazetecilerin sayısı hızla arttı.
  • Parlamenter muhalefetin hareket alanı giderek daraltıldı. Millet Partisi mahkeme kararıyla kapatıldı dokunulmazlıkları kaldırılan muhalif milletvekilleri, CHP Genel Sekreteri tutuklandı yargılandı kimileri hüküm yedi. 
  • Seçimle iktidara gelişi sırasında halktan aldığı desteğin neredeyse efsaneleştirilip tarihin orada durdurulmaya çalışıldığı DP döneminde, "demokrasi"nin hızla halk karşıtı baskıcı bir iktidara dönüşmesine tanık olunmuştu. Yine de, DP, kuruluşundan sonra kendi sınıfsal tabanı sayılamayacak emekçi sınıflar ve aydınlardan destek görmesine rağmen, aynı toplumsal kesimlerce on yıllık DP iktidarı döneminin ikinci yarısında yükseltilmeye başlayan muhalefetin görmezden gelindiği bir tarih yazımına soyunuldu.
  • Örneğin, Türkiye'deki siyasi tartışmalarda hiç eksik olmayan "örtülü ödenek"ten zimmetine para geçirme, Adnan Menderes'in Yassıada'daki yargılamalarda mahkum edilmesine neden olan "düzen içi suç"larından sadece birisiydi. "Cımbız Davası" olarak da adlandırılan yargılamada, Menderes bu suçtan 11 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı.
  • DP iktidarının yine ilk yılında, sola yönelik ciddi bir saldırıya girişildi. 1951'de başladığı için "'51 Tevkifatı" olarak bilinen, dönemin TKP'sine yönelik büyük tutuklama dalgası 1952 yılında da sürdü. Zeki Baştımar, Şefik Hüsnü Değmer, Mihri Belli, Sevim Belli, Enver Gökçe, Mübeccel Kıray, Arif Damar, Ruhi Su, Orhan Suda, İlhan Başgöz, Ulvi Uraz, Yılmaz Çolpan, Nejat Özon, Şükran Kurdakul, Behice Boran ve Aclan Sayılgan gibi isimlerin de yer aldığı toplam 187 kişinin tutuklandığı dava, Ankara Askeri Mahkemesi'nde görüldü.
  • Türk Ceza Kanunu'nun ünlü 141 ve 142'nci maddelerinde yapılan ağırlaştırıcı değişiklikler de DP iktidarının eseriydi.
  • Türkiye kapitalizminin ekonomi, siyaset bölmelerinde, kurumlara ve toplumsal sınıflara yayılan ciddi bir krize doğru ilerlediği 1950'li yıllar, önce yüksek bir oy desteğiyle iktidara gelen DP'nin de yükseliş ve düşüşüne tanıklık etti. Sonuç, krizin ortaya çıkışında pay sahibi olmakla birlikte kontrol altına almada başarısız olan DP hükümetinin tasfiyesini getiren 27 Mayıs 1960 darbesi oldu.
  • 1950’lerin sonunda Demokrat Parti iktidarı muhalefete karşı tutumunu sertleştirerek baskıcı tedbirlerini ve saldırgan politikalarını arttırdı.
  • 1958’de DP kendi cephesini sağlamlaştırmak üzere bir Vatan Cephesi kurdu ve Cephe’ye üye olanların adları her gün radyodan yayınlanmaya başlandı. 27 Nisan 1960’da DP milletvekillerinin vermiş olduğu öneri doğrultusunda temel işlevi muhalefet ve basın hakkında soruşturma yapmak olan bir Tahkikat Komisyonu kuruldu ve gazete kapatmak da dahil geniş yetkilerle donatıldı. Bu dönemde pek çok gazete ve dergi kapatıldı, gazeteci tutuklandı. 
  • 28 Nisan’da Beyazıt Meydanı’nda hükümeti protesto etmek için toplanan üniversite öğrencilerine polis saldırdı. Üniversite öğrencisi Turan Emeksiz vurularak öldürüldü. 30 Nisan’da İstanbul’da bir öğrenci daha öldürüldü. 29 Nisan’da öğrenci eylemi Ankara’ya yayıldı, eylemler 27 Mayıs’a dek sürdü. Hükümet eylemlere 29 Nisan’da üniversiteleri kapatarak yanıt verdi.