Havuzda gözler dışarıda: Muhalefet endişelendiriyor

23 Haziran seçimlerinden sonra siyasetteki çalkanlanma devam ediyor. AKP'nin çıkış araması, muhalefetin dil değişikliği ve her şeyi müzakereye açık olması havuz yazarlarını, muhalefetin nasıl bir taktik izlediği sorusu meşgul ediyor. Yeni parti girişimi AKP'li yazarlarda gözlerin Babacan'a çevrildiğini gösteriyor. İşte günün havuz medyası özeti...

soL - Yavuz Karamahmutoğlu

23 Haziran seçimlerinden sonra siyasetteki çalkalanma devam ediyor. AKP'nin çıkış araması, muhalefetin dil değişikliği ve her şeyi müzakereye açık olması havuz yazarlarını, muhalefetin nasıl bir taktik izlediği sorusu meşgul ediyor.  Yeni parti girişimi AKP'li yazarlarda gözlerin Babacan'a çevrildiğini gösteriyor. İşte günün havuz medyası özeti...

DİL DEĞİŞİYOR

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yakın isimlerden olan Fehmi Koru, kişisel blogunda kaleme aldığı yazısında iktidar ve muhalefetin dilinin değişeceğinin işaretleri veriliyor dedi.

Koru'nun "Yeni oluşum arayışı etkisini şimdiden göstermeye başladı; baksanıza muhalefetin dili değişiyor…" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şu şekilde;

Siyaset böyle bir şey işte; milletin farklıları buluşturup birleştirdiği zemin bile uzun süreli olamıyor. Siyasi hayat içerisinde yer alan kişiler ve partiler birbirlerinden ayrıştıkları noktaları vurgulayarak halktan oy almayı kendileri açısından daha uygun görüyorlar. Liderler tabanlarının ayrıştırma yoluyla sağlamlaşacağı, hatta daha genişleyeceği inancıyla bunu yapıyorlar.

AK Parti’nin her seçimde oyunu artırdığı dönemde tercih ettiği suçlayıcı, karşısındakini küçümseyici ve rezil etme amaçlı dil ile aynı dönemde muhalefetin ona aynı dille karşı çıkışını hatırlayalım.

O dil bugünlerde değişeceği işaretlerini veriyor. Yeni oluşum için kolları sıvadığı bilinen kadronun çekirdeğinde vaktiyle AK Parti içerisinde siyaset yapmış isimlerin bulunması, bazı yorumcuları ve bu arada iktidar partisi ile destekçilerini, rahatsız etti. Hatta bunlar arasında, bazıları, yeni oluşumun CHP’nin işine yarayacağını ileri sürdüler. [Benzer yorumlar benim yeni oluşumla ilgili yazılarımı okuyup altına kendi görüşlerini yazan bazı okurlar tarafından da yapıldı, yapılıyor.]

CARİ DİL HALİNE DÖNÜŞECEK

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü köşesinde, muhalefetin AKP'ye dönük dilini farklılaştırdığına dikkat çekti.

Sarıkaya'nın "S-400 ittifakı" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şu şekilde;

… Tek başına CHP de değil, İYİ Parti de son dönem AK Parti’ye yönelik dilini farklılaştırdı.

CHP kurmayları ile sohbetimden anlıyorum ki yeni politik tutum, bundan böyle cari dil haline dönüşecek.

Neden de İstanbul seçimi ve sonrasında ortaya çıkan yeni durum ve gelecekte karşılaşılması muhtemel gelişmeler…

Yani sandık…

Dolayısıyla ileride oluşabilecek ittifakların veya farklılıkların taban dilini bugünden oluşturmakta kararlılar.

Ama ne denirse denilsin, bundan sonraki süreçte ittifaklar partilere pozisyonlarını sürekli olarak gözden geçirme zorunluluğu getirdi.

Propagandasının dilini ve duruşunu yeniden tasarımlamayanlar sıkıntıya girecek.

BABACAN'A DİKKAT

Eski AKP Tokat Milletvekili ve Star gazetesi yazarı Resul Tosun bugünkü köşe yazısında Babacan'ın kararlı olduğunu, Davutoğlu'nun ise parti kurmaktan vazgeçebileceğini yazdı.

Tosun'un "Babacan'a dikkat!" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şu şekilde;

Davudoğlu “parti kuracağım” demiyor “kurmayacağım” da demiyor, ayrıca AK Parti ile ipleri koparmış da değil!

Aynı tabana hitap etikleri için Babacan’ın parti kurması halinde Davudoğlu parti kurmaktan bile vazgeçebilir. Bence Babacan’ın yanında ikinci adam olmayı da kabul etmez, çalışması fikri bir hareket olarak kalabilir.

Bu itibarla da her şeye rağmen(!) Davudoğlu’nun AK Parti tarafından kazanılma ihtimali hâlâ vardır! Babacan öyle değil. Resmen kararlı bir şekilde istifa ettiğine göre, ne pahasına olursa olsun bir parti kuracak ve 2023 seçimlerine hazırlık yapacak.

CHP'NİN BİLİNÇLİ TAKTİĞİ

Sabah Gazetesi yazarı Burhanettin Duran bugünkü köşe yazısında muhalefetin dilindeki değişikliğe dair değerlendirmelerde bulundu. Duran, CHP'nin taktiksel bir süreç izlediğini belirtti.

Duran'ın "15 Temmuz ruhu ve CHP taktiği" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şu şekilde;

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Yenikapı ruhundan kısa sürede vazgeçmesini siyasetimizin en talihsiz tepkisi olarak görüyorum.
Kılıçdaroğlu, "kontrollü darbe" tanımlamasıyla, bu girişimin üstünü örtmeye çalışanlarla (tiyatro diyenlerle) benzer yere düştü.
"20 Temmuz'da sivil darbe" yapıldığı iddiasıyla da darbecilerle mücadele edilmesine karşı koyanlarla aynı safta yer aldı.
Geçtiğimiz günlerde Özgür Özel'in "15 Temmuz tiyatro miyatro değil, bal gibi kanlı bir darbe girişimiydi.
Rejime, Meclis'e, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye kast ediyordu" cümlesinden sonra CHP'nin bu vahim hatasından dönmekte olduğu düşünüldü.
"Amerikan tipi başkanlık sistemini de müzakere edebiliriz" diyen Kılıçdaroğlu'nun yeni bir siyasi arayışta olduğu zannedildi, hatta "bilgelik" atfeden bile oldu.

Özel ve İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz yaklaşımları arasındaki farkı nasıl okuyabiliriz?
CHP ikili söylem kullanarak bilinçli bir taktik izliyor.

Bir yandan toplumun tüm kesimlerine ve özellikle muhafazakar kesimlere şirin görünmek için 15 Temmuz'u sahipleniyor gibi açıklamalar yapıyor.