Erdoğan'dan Varna öncesi 'mutedil' açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Varna zirvesi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Varna zirvesi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, ABD'nin birden fazla yetkilisi tarafından yapılan "Menbiç'ten çıkmayız" açıklamalarıyla ilgili olarak "Trump'ın iradesi değildir gibi düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, "Türkiye olarak biz kesinlikle buralarda işgal kuvveti olarak bulunamayız" ifadesini de kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

"Biraz sonra beraberimizdeki bakan arkadaşlarımız ve bürokratlarımızla Varna'ya gideceğiz.. Juncker ve Tusk'un davetlerine icabetle gerçekleştiriyoruz. Borisov'ın ev sahipliğinde yapacağımız toplantının hayırlı olması temennimizdir. Bu zirve Türkiye olarak AB ile Kasım 2015'ten beri 5. kez bir araya gelmemizi sağlayacak. Ayrıca, dostumuz, komşumuz Bulgaristan'ı da yeniden ziyaret edecek olmaktan memnuniyet duyuyorum.

CİĞERİNİ ÇOK İYİ BİLDİĞİMİZ ÇEVRELER...

AB ile köklü ilişkilerimiz var. Hükümetimiz döneminde bu ilişkiler hiç olmadığı kadar ilerlemiştir. Zaman zaman gerilimin arttığı, tıkanıkların yaşandığı dönemleri de hep birlikte gördük. Türkiye olarak yolumuza döşenen mayınlara aldırmadan tam üyelik yolculuğumuzu sürdürdük. Niyetini, gayesini ve ciğerini çok iyi bildiğimiz çevrelerin Türkiye'nin hak ettiği yeri almasına engel olmasına asla izin vermeyeceğiz. Muhataplarımıza Türkiye'nin çifte standartlara tahammülü olmadığını bir kez daha hatırlatacağız. Birçok konuda yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarımız var. Ne denli verimli sonuçlar çıktığını 2016'daki göç mutabakatı gözler önüne sermiştir. Ege'deki insani kriz böylece dinmiştir. AB kendi yükümlülüklerini yerine getirme konusunda bizim sergilediğimiz samimiyeti göstermedi, göstermiyor. Mali katkılarının halen çok cüzi bir kısmı ülkemize ulaştı. Bugün bu konuları ayrıntıları ile masaya yatıracağız.

TÜRKİYE OLARAK İKAZIMIZI YAPACAĞIZ

Bu konuda AB'den bizzat kendi ilkeleri ile çelişen açıklamaları duyuyoruz. Avrupa'da PKK'ya yönelik bazı adımlar önemlidir ancak beklentilerimizi karşılamaktan çok uzaktır. Afrin operasyonu dolayısıyla bölücü yandaşlarının sergiledikleri şiddet ve barbarlık inanıyorum ki, Avrupalı dostlarımızın da gözünü açmıştır. Avrupa'nın emniyeti için de çok büyük bir tehdittir. Şayet şimdiden önlem alınmazsa, üstüne gidilmezse bölücü terör örgütü yandaşları daha çok pervasız hale gelecektir. Türkiye olarak ikazlarımızı yapacak, ibadet hürriyetinin tesisi noktasında meselenin takipçisi olacağız. 

SİNCAR'A OPERASYON

Dün akşam itibariyle Irak Merkezi Yönetimi’nin Sincar’a yönelik bazı hareketleri olduğu bilgisini ben de istihbarat örgütlerimizden aldım. Bugün de Irak’tan bu konularla ilgili bir yetkili Türkiye’ye gelecek. MİT müsteşarının görüşmesi olacak. Temennimiz odur ki Irak Merkezi Yönetimi Sincar’da bu operasyonu hakkıyla versin. Bunu başarmakta bir sıkıntı varsa burada ikili görüşmelerimizi yapalım. Gereğini de Sincar’da biz yaparız. Çünkü Sincar’a bizim öyle çok fazla tahammülümüz yok. 60-70 km mesafede, bu kadar yakın olup terör örgütlerinin girip çıkmalarının olduğu bir bölge… Bütün mesele o bölgeden bize yapılabilecek her türlü tacize karşı Türkiye gereğini her an yapacaktır.

ABD'YE MENBİÇ ÇAĞRISI

Münbiç bizim için yeni bir şey değil. Sayın Obama döneminden beri üzerinde durduğumuz bir konuydu. Devletlerin devamlılığı esastır ilkesinden olaya bakacaksak Obama’nın bize söylediği PYD-YPG buralarda duramaz. Obama’dan sonra yeni yönetim bize yine benzer sözler verdiler. Biz dedik ki buralar ne PYD’nin ne YPG’nin. Buraların yüzde 90’ı oradaki Arap nüfusa aittir. Size de bize de düşen buraları sahiplerine teslim etmektir.

TRUMP'IN KENDİ İRADESİ DEĞİLDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Daha sonra Sayın Tillerson bize buraların güvenliğini beraber sağlayalım teklifiyle geldi. Bundan ne anlaşılır. Buralardan teröristleri çıkaralım. Biz çıkmayız, buradayız gibi yaklaşımlar bana göre Sayın Trump’un kendi iradesi değildir diye düşünüyorum. Ben tabii Tillerson ile yaptığımız görüşmeyi şu anda dile getiriyorum ve onu da tabii ABD’nin bir teklifi olarak değerlendiriyorum. Bizim bu konudaki tavrımız belli. Türkiye olarak biz buralarda bir işgal kuvveti olarak bulunamayız. Sahipleri kimlerse onlara teslim edelim, biz yardımcı olalım. ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın üzerine düşen görev budur. Hep birlikte bunu yapmalıyız.