Erdoğan'dan İmamoğlu açıklaması: Devletin valisine ne diyor, it diyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'na ilişkin, 'Ordu'da bu milletin, bu devletin valisine ne diyor, it diyor. Bu nasıl kucaklama yahu. Sen her şeyden önce bu milletin valisine tahammül edemiyorsun. Sen İstanbul gibi bir şehre belediye başkanı olmak için yola çıkıyorsun' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kadim Dostlar Buluşması programında İstanbul seçimlerine ilişkin açıklamada bulundu.

'FAŞİST ZİHNİYETTEN KURTULDU'

"1994 senesiyle beraber belediyelerin iradesine, belediyecilik hizmetlerinde hamdolsun ülkemizde yepyeni bir dönemi başlattık. İstanbul böylece faşist CHP zihniyetinden kurtuldu. Milletimiz ilk kez 24 saat kapısını kendine açık tutan, derdiyle dertlenen, sevincine ortak olan farklı bir zihniyetle buluştu" diyen Erdoğan, "Şimdi herkesi kucaklamak için geliyorum diyen kişi, Ordu'da bu milletin, bu devletin valisine ne diyor, it diyor. Bu nasıl kucaklama yahu. Sen her şeyden önce bu milletin valisine tahammül edemiyorsun. Sen İstanbul gibi bir şehre belediye başkanı olmak için yola çıkıyorsun" ifadesini kullandı.

Erdoğan konuşmasına şu şekilde devam etti:

'VALİMİZ BUNU YANINDA BIRAKMAYACAKTIR'

Böyle bir kişi benim milletimden başta Ordu valimizden özür dilemedikçe böyle bir makama gelemez. Bu makamda bulunanların her şeyden önce edeple bu makama gelmesi lazım. Ondan sonra bu milletin polislerine şerefsizler ifadesini kullanan bir güruhun da yanında olduğunu düşünün. Şu anda seçim sathı mailindeyiz. Valimiz tabii ki bunu yanıda bırakmayacaktır. Davasını açmak suretiyle süreci devam ettirecektir. Susuz bir İstanbul'u suya kavuşturan biz olmadık mı? Dağları delerek İstanbul'a suyu getiren biz olmadık mı? Melen'den 230 kilometreden suyu getiren biz olmadık mı? Boğazdan suyu geçiren biz olmadık mı? Şu anda İstanbul'da bütün kavşaklar, bizden önce kavşak sözkonusu değildi. Bunların hepsini biz yaptık. Metrobüs, Söğütlüçeşme'den al ta kendisinin belediye başkanlığı Beylikdüzü'ne kadar metrobüsü getiren biz olmadık mı?

Bütün bu süreç şu anda İstanbul'a belediye başkan adayı olarak sunduğumuz Binali Yıldırım Bey kardeşimizle yürüdü. Marmaray'ı yaptık. Şu ana kadar 350 milyonu buldu. Kendisi oradan geçtiğini söylüyor. İyi ki geçtin. Ama kadir kıymet bilmek çok önemli. Bütün bunların yanında değerli kardeşlerim İstanbul'un o kirli havasını ortadan kaldıran biz olduk. Şimdi yatıyor, kalkıyor bütçe diyor. Göreve geldin bizim 2,5 milyar dolar borcumuz vardı. Teslim ederken 1 milyar 250 milyon dolarla devrettim. Şimdi rakam o günden bugüne İstanbul büyüyor. Yatırımlar sürekli artıyor. Şimdi tabii ki rakam çok daha ilerde. Önce bunu bir gör, bak nereden nereye geldi?

18 günde neler yaptım diyor. Ben söyleyeyim neler yaptığını, 18 günde başkanvekillerinin ofislerinin, odalarının kilitlerini sökmekle meşgul oldu. Veri kopyalama diye bir olayın içerisine girdi. Madem seçildin bu işlerle niye uğraşıyorsun. Bu FETÖ sanatıdır.

ORDU'DA NE OLMUŞTU?

CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz'de yaptığı mitingler sırasında Trabzon'da VIP bölününü kullanmış ancak Ordu'da vali talimatıyla bu bölümü kullanması engellenmişti.

Burada valinin tutumuna tepki gösteren İmamoğlu, valinin "basitlik" yaptığını söylediğini belirtirken, görüntülerin montajlandığını dile getirmişti.

İmamoğlu, dünkü canlı yayında da konuya ilişkin soru üzerine, "Benim ordaki tavırlarım net, belli. Annemin orada düştüğü durum belli. VIP diye bir derdim yok. VIP'den geçenlerin haddi hesabı yok. Beni karşılayanlar bir şey organize ediyor, yollayanlar bir şey organize ediyor. Trabzon VIP'den geçtim neden Ordu'dan geçirmediler bilmiyorum. Ben ne söylediğimi biliyorum. Bu konu İstanbullunun konusu değil, İstanbullunun konusu 31 Mart seçimi. Hakaret etmedim Vali'ye. Bu süreç çok nettir" demişti.


ERDOĞAN'DA 'KÜSKÜNLERE' MESAJ

Bizler tesadüflerin, çıkarların biraraya getirdiği değil ortak hedeflerin, ideallerin buluşturduğu insanlarız. Bizler birlik olmadan dirlik olmayacağına inanan aynı davaya, aynı sevdaya gönül vermiş olan insanlarız. Bizler toplu vuran yürekleri sindirecek hiçbir gücün olmadığını bilen hareketiz. Elbette eleştirilerimizi yapacak, hatalarımızı, yanlışlarımızı birbirimizin yüzüne cesaretle söylemekten çekinmeyeceğiz. Şunu da üzülerek söylüyorum, kırgınlar, kırgınlıklar var. Kişinin kişiye kırgınlığı olabilir ama davaya kırgınlık asla olamaz.  Hepimiz bir hizmetin içerisindeyiz öyleyse bu davada kırgınlık diye bir şey asla olamaz. Kibri, tekebbürü hiçbir zaman kapımıza yaklaştırmayacağız. Zorluklar karşısında yılmadık, saldırılar karşısında sinmedik, 12 Eylül ve 28 Şubat'ın üzerimize abandığı o meşum günlerde bir an olsun yeise  düşmedik. İstanbul'un anahtarını bu şehrin kıymetini bilecek, bu şehre hizmet etmeyi görev bilecek emin ve ehil olan Binali Bey kardeşimize teslim edeceğiz.

Dönem ülkenin bekasını, milletin bekasını her türlü küskünlüğün, kızgınlığın önüne koyma dönemidir. Gün fitneyi büyütme, kırgınlıkları derinleştirme değil bir olma, beraber olma, kenetlenme, safları sıklaştırma günüdür. İstanbul'un istibali karşımdaki bu kadronun omuzlarındadır. Türkiye'nin aydınlık geleceği her birinizin vereceği mücadeleye bağlıdır. Keşke dememek, eyvah dememek, ömür boyu yüreğimizi yakacak nedamet yaşamamak için önümüzde sadece 5 gün var.