Erdoğan: Kadına şiddet olgusunu bahane ederek aile kurumuna saldıran bir zihniyet var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni’nde yaptığı konuşmada, 'Kadına şiddet olgusunu bahane ederek aile kurumuna saldıran bir zihniyet var. Bu zihniyetin amacı kadını korumak değil, aileyi dağıtmaktır' dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray'da düzenlenen "Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni"nde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

  • 2002'den bugüne kadar kamuya yerleştirdiklerimizin sayısı 29 bine ulaştı. Hiçbir zaman engelli kardeşlerimize duyarsız olmadık. Engellilere sahip çıkıyor, kendilerini en iyi geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz. Devlet ve millet arasındaki ilişkiler tek parti döneminde, insanına tepeden bakan bir anlayış hakim oldu. Engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre 10 kat artarak 56 bin 500'e ulaştı. 
  • AK Parti'nin en büyük başarısı hem demokrasiyi geliştirmesi hem de kalkınmayı sağlamıştır. Tabii ki kalkınma bu ülkenin vatandaşlarını her birini kapsayınca anlamlı hale gelir. İmkânlar sadece bir avuç mutlu azınlığın eline verilince yapılan işin adı kalkınma değil adaletsizlik olur. 
  • Milli gelirimizi 3 kattan fazla yükseltirken tüm vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Yıllık bütçeyi 2 milyardan 55 milyar liraya çıkardık. Son 17 yılda tam 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk. Sosyal yardımların payını yüzde 0,3'ten, 1,2 seviyesine yükselttik. 
  • Engellilerin yanı sıra kadınlara, çocuklara, dul ve yetimlere, şehit yakınlarına imkanlar sunduk. Engellilerimizin toplumsal hayatın her alanında olması için öncelikle erişebilirlik çok önemli. Bina girişi, toplu taşıma aracına kadar her alanda kolayca yaşayabileceği alanlara sahip olmalıdır. 
  • 3 kişiye bir bilgisayar değil, hepsine bilgisayar vermeliyiz. Biz bunu başardık. Engelli ve yaşlılarımız için tüm hizmetlerin doğru tasarlanmasından geçiyor. 
  • Gençlerimizin evlilik yaşı giderek yukarı çıkıyor.
  • Devlet babadan bahsediyor muyuz? Onun da başında Erdoğan var mı? Var. Ben de şu anda tavsiye ediyorum. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığıyla meşrulaştırılmaya daha defa vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Televizyonların çoğu bunun kampanyasını yapıyor. Aile kurumlarını kökünden kurutmaya amaçlayan sembollerin önü bilinçli bir şekilde açılırken aile kurumuna sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız
  • Aile içindeki değerlere sahip çıkmanın yücelten bir durum olduğunu anlatınız. Rabbimiz ne diyor nikahlanınız, çoğalınız, nikah dışı bizim değerlerimizde yok. Kıyamet gününde diğer topluluklara karşı ümmetimin çokluğu ile övüneceğim diyor. Yeni nesil okumak, duymaktan ziyade gözlemden etkileniyor. Biz ne kadar örnek aile hayatı sunarsak, çocuklara örnek olur. 
  • Kadına şiddet olgusunu bahane ederek aile kurumuna saldıran bir zihniyet var. Vicdan yok, acıma duygusu söz konusu değil. Bu zihniyetin amacı kadını korumak değil, aileyi dağıtmaktır. Bunun için önümüze hakikatle ilgisi olmayan bir dehşet tablosu koyuyorlar.
  • Ülkemizi her an kadınların katledildiği bir yer gibi gösterme çabalarına şahit oluyoruz.
  • "Bir namussuz bir alçak meşru olmayan bir yaşamla maalesef bir kıza onunla beraber yaşıyor neyse ait veya kezzap yüzüne atıyor ve tabii bir göz gidiyor. Mahkemenin verdiği ceza ortalama 13 yıl. Ben soruşturuyorum, bana verilen cevap şu; kanunun diyorlar en yüksek oranı bu. şimdi ben de diyorum ki bunu da bizim getirdiğimizi söylüyorlar. Ben de diyorum ki arkadaşlar siz niye kanun diyerek bize böyle bir cevap yolunu buluyorsunuz. Ben kanundan bahsetmiyorum ben haktan bahsediyorum hukuktan adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı hukuku arayacaksınız. Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Yoksa böyle bir hak olur mu böyle bir adalet olur mu buna bakacaksın. Buradan tüm yargı dünyasına sesleniyorum; bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin. Her zaman söylüyorum benim yolum kanun hukuk yolu değil hukuk yoludur."
  • Askerimizi Libya çöllerine göndermeyin’ diyenlerin kendi zihinleri çölleşmiştir.
  • Akdeniz’de ülkemizi kendi sahillerine hapsetmeye yönelik bir senaryoyu hayata geçirmeye çalıştılar, bu oyunu da bozduk.