CHP’li başkanın adaylığı 'Erdoğan’a hakaret' nedeniyle düşürüldü

CHP’nin İzmir’in Balçova ilçesinde yeniden aday gösterdiği Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’nın adaylığı, İlçe Seçim Kurulu tarafından düşürüldü. Çalkaya’nın adaylığı, Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle verilen para cezası nedeniyle düşürüldü.

CHP’nin İzmir Balçova’da yeniden aday gösterdiği mevcut Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya'nın adaylığı İlçe Seçim Kurulu tarafından düşürüldü. Adaylığı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada aldığı para cezası nedeniyle düşürüldüğü belirtilen Çalkaya için belediye binası önünde destek mitingi düzenlendi.

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel,Çalkaya'nın adaylığının engellendiğini belirtirken, "İsmi Balçova ile özdeşleşmiş Mehmet Ali Çalkaya'nın AKP'nin YSK'sı tarafından adaylığı engelleniyor. Neymiş Cumhurbaşkanı'na hakaret etmiş. Bu olay nedir anlatayım; CHP İzmir İl Başkanlığı'nın katıldığı bir eylem, sendikaların katıldığı bir eylemde, slogan atılmış Cumhurbaşkanı'na hakaret teşkil eden. Belediye başkanımız boylu poslu, endamlı, yürüyüşün en önünde, pankart taşımış. Bu yüzden Mehmet Ali Çalkaya'ya 11 ay 20 gün ceza verilmiş. Seçilme hakkını kaybetmesi için aldığı cezanın 1 yılın üzerinde olması gerekiyor. Anayasanın 76. maddesine göre seçilme hakkına sahiptir belediye başkanımız. Burada bir oyun oynanıyor. AKP'nin YSK'sı, 15 senedir kente hizmet eden başkanımızın adaylığını kanunlara aykırı şekilde engelliyor. Hem bunu yapıyorlar, hem de demokrasiden, hukuk devletinden bahsediyorlar. İnsan haklarından bahsediyorlar. Çalkaya'yı AKP düzenine yedirecek miyiz? Hukuki süreç devam ediyor. Demokrasiye darbe vurulmaya çalışılıyor. Halkın iradesine darbe vurulmaya çalışılıyor. 'Mutsuzuz, üzgünüz, içimiz buruk' dedim ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözü var; 'umutsuz durum yok umutsuz insan vardır.' Biz umudumuzu yitirmeyeceğiz. Başkanımızı kimseye yedirmeyeceğiz."

Balçova Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Çalkaya, 15 yıldır başkanlık yaptığını vurgulayarak, şöyle dedi: "Onlarca özel müfettiş geldi, gitti. Didik didik ettiler, hiçbir zaman halkın tek kuruşunu ne yedik ne de yedirdik. Bu kentin parasını kendi paramız kadar iktisatlı, doğru kullanarak harcadık. Bir insanı nasıl götürürsünüz; 'hırsız' diyemezsiniz, 'çaldı' diyemezsiniz, 'yüz kızartıcı' diyemezsiniz, siyasi oyunlarla göndermeye çalışırız. Ankara Garı önünde 110 insan vefat etti. Ciddi bir rakamdı. Bu ülkenin insanı, her yurttaş gibi hakkımı kullanmak için yürüyüşe katıldım. Demokrasilerin en büyük özelliği bu. Toplanacaksınız, düşüncelerinizi özgürce anlatacaksınız. Ben de aynısını yaptım. Katıldım protesto ettim. O benim en büyük hakkım. Ben o hakkımı kullandım diye apar topar aldılar. İfade, mahkeme... Hakim 10 kez erteledi mahkemeyi. 'Emekli olacağım yanlış karar vermek istemiyorum' dedi. Kadın hakime hanım 11 ay 20 gün ceza verdi. Para cezasına çevirdiler. Bir üst mahkemeye başvurduk. 'Biz itiraz ediyoruz bu bizim hakkımız' dedik. 5 ayda bir üst mahkemeden itirazımıza 2 yıldan aşağı cevap gelsin başkanlığı bırakırım; 5,5 ayda geldi. 25 Ocak 2019'da karar geldi. Hedef, 'her yıl artan oy oranları ile gelen başkanları başka türlü götüremeyiz, milli irade anlayışımız bu kadar', seçim kurulu ketenpere ile almaya çalıştılar. İl Seçim Kurulu da aynı kararı verdi. Şimdi Ankara'ya gidiyor."